Cinayet, intihar, kaza… Hangisi?

Dr.Öğr.Üyesi Serkan Engin

Dr.Öğr.Üyesi Serkan Engin

Tüm Yazıları

Bir kişi otomobiliyle 70 km hızla gidilmesi gereken bir yolda, 140 km hızla giderken kaldırıma çıkarak kaldırımda yürüyen birisine çarptı ve kaldırımdaki kişi hayatını kaybetti.

Bu kaza mı, cinayet mi?

Kişi alkollü olarak arabasına bindi ve yolda direğe çarpıp hayatını kaybetti.

Bu kaza mı, yoksa intihar mı?

Günlük hayatta kaza denilerek geçilen pek çok olay aslında kazanın ötesinde ihmal ve hatallı davranışlar içeriyor.

TÜİK tarafından yayınlanan istatistiklere göre ülkemizde 2024 yılında bir buçuk milyona yakın trafik kazası olmuş ve bunların 250 binden fazlası ise ölüm/yaralanmayla sonuçlanmış.

Son 10 yıldaki duruma baktığımızda da tablo yine 2024 yılındakine benzer…

Cinayet, intihar, kaza… Hangisi? - Resim : 1

Trafik kazaları sebebiyle ölüm sayılarına baktığımızda 2024 yılındaki ölü sayısının 6.351 kişi olduğu görülüyor. Bu sayı günde 17 kişiye karşı geliyor.

İstatistiksel bir veri olarak derin bir anlam ifade etmediği düşünülebilir ama bu kişilerin etrafımızdan eksilen birisi olduğunu bir an için gözümüzün önüne getirirsek aslında bu sayısının üzerimizde azımsanamayacak kötü etkiler yaratacağı tartışmasız.

Cinayet, intihar, kaza… Hangisi? - Resim : 2

Peki neden bu kadar kaza oluyor ve bunlar önlenebilir mi?

Bu sorunun cevabıda yine bahsedilen TÜİK verilerinde saklı. Açıklanan verilere göre kazaya neden olan kusurlar içinde sürücü kusurları %90.1 ile ilk sırada yer alıyor. Bunu %8.2 ile yaya, %0.8 ile taşıt, %0.5 ile yolcu ve %0.3 ile yol kaynaklı kusurlar izliyor.

Bu sayılar bize kazaların neredeyse tamamının insan kaynaklı olduğunu söylüyor. İstatistikler içindeki ilginç bir veri yazının başındaki intihar teşbihini doğruluyor.

Trafik kazalarında ölenlerin %48,4'ünü sürücüler oluşturuyor ve ölümlerin %51,9'u tek araçlı kazalarda oluşmuş.

Tabi ki hayatını kaybeden her sürücü kendi hatası sebebiyle kaza yapmamış olabilir ama bu rakamlar genel olarak aslında kurallara uymamanın cezasını kurallara uymayan sürücüler dahil hepimiz ödüyoruz.

Aslında trafik kuralları çok basit ve normal zekâya sahip her insanın anlayabileceği netlikte.

Kırmızı ışıkta duracaksın, hız limitlerine uyacaksın, hatalı sollama yapmayacaksın, emniyet kemeri takacaksın, alkollü araç kullanmayacaksın...

Bu basitliğe rağmen,ülkemizde trafik ışıkları/işaretleri ve kurallarının tavsiye niteliğinde olduğu zannedilip canımız istediği zaman kurallara uyuyoruz.

Arabayı imal eden mühendislerin kafa yorup, para harcayarak bizim güvenliğimiz için yaptığı emniyet kemeri sesli uyarı sistemini, devre dışı bırakmak için cebimizden para ödeyerek emniyet kemeri ucunu alıp araca takıp, aracı kandırıyoruz ama aslında kendimizi kandırdığımız akımıza bile gelmiyor.

Trafik ışıkları sarı yanıp sönerken hızımızı azaltmamız gereken kavşaklarda aracımızla hızımızı daha da arttırıp kırmızının ucundayken geçiyoruz.

Hafif bir fren yaparak akışını rahatlayacağımız trafikte bunu yapmayıp aracı diğer aracın üstüne sürüp güya korku salıyoruz.

Yoldan araçlar vızır vızır geçerken ve yayalara kırmızı yanarken parmağımızla “Bidakka” işareti yaparak yola atlıyoruz…..

Tüm bunların sonucu olarak da her yıl bir milyonun üzerinde trafik kazası oluyor ve bu kazalarda binlerce insanımız hayatını kaybediyor, yüzbinlercesi de yaralanıyor.

Acaba bu kader olabilir mi? Bunun cevabını gelişmiş ülkelerdeki durum ile kıyaslayarak daha somut bir şekilde verebiliriz.

Cinayet, intihar, kaza… Hangisi? - Resim : 3

Dünyadaki kazalar ile ilgili olarak veriler sunan www.worldlifeexpectancy.com adresinden alınan 2020 yılı verilerine göre Avrupa Birliği ülkeleri ve ülkemizdeki trafik kazalarındaki ölümleri kıyasladığımızda en düşük ölüm oranlarının 100.000 kişi başına 2’den düşük oranlarla İsviçre, Norveç ve İzlanda olduğu görülmektedir.

Bu ülkeleri 2~3 oranları ile İsveç, Birleşik Krallık, Hollanda, İrlanda, Almanya gibi ülkeler izliyor.

Ülkemiz ise 6.52 ölüm oranı ile Macaristan, Hırvatistan ve Yunanistan ile benzer sonuçlara sahip.

Bizden daha kötü sonuçlara sahip ülkelerin ise yaklaşık 8 oranı ile Polonya, Romanya ve Bulgaristan olduğu görülmektedir.

Bu grafik bize kurallara uyulması durumunda ülkemizde trafik kazalarındaki ölüm oranlarının mevcut haldekinin yarısına hatta üçte birine indirilebileceğini gösteriyor.

Demek ki bu kader değil…

O zaman önce kendimizden başlayalım ve kurallara uyma düzeyimizi arttıralım. Bırakın bize saf desinler, saf olmak haklı olarak ölmek veya yaralanmaktan daha evla olabilir.

Hız yapmasak da, kırmızıda geçmesek de, hatalı sollamasak da varacağımız yere emin olun zamanında varırız.

Kaldı ki geç kalsak bile, geç kalmanın doğuracağı sonuçlar ile kaza yapmanın doğuracağı sonuçları kıyasladığımızda, kaza yapmanın sonuçlarının daha ağır olacağı hepimizin malumu…