Dr.Öğr.Üyesi Serkan Engin

Dr.Öğr.Üyesi Serkan Engin

Fıtrat

Ülkemizin en tarihi, en acı olaylarından bir tanesi 13.05.2014 tarihinde Manisa ilimizin Soma ilçesinde meydana gelen maden faciasıdır.

Hepimizin bildiği gibi bu olayda 301 madencimiz hayatını kaybetti.

Bu gibi bir olay sonucunda yerin yerinden oynaması, ülke iş güvenliği sisteminin, uygulamalarının ve denetiminin tümden gözden geçirilmesi gibi köklü değişikliklerin olması beklenir.

Yazının Devamı

Arama kurtarma mı, aranmadan kurtulma mı?

Gebze’de meydana gelen bina yıkılması olayının üzerinden bir haftadan fazla zaman geçti.

Binanın yıkılma sebebi özellikle kent gündeminde tartışılmaya devam ediyor.

Ben bu yazımda olay ve sonrasındaki sürece başka bir pencereden bakmak istiyorum.

Yazının Devamı

Binalar neden göçer, göçme öncesi uyarı verir mi?

Gün geçmiyor ki güne acı bir haberle uyanmayalım.

Maalesef ulusal basına da yansıyan ve ülke gündeminin en ön sırasına çıkan Gebze ilçemizdeki bina göçmesi haberi ile 29 Ekim 2025 Salı gününe uyandık.

Bu göçme ile birlikte 5 kişilik bir aileden bir kızımız dışındaki 4 canımızı kaybettik.

Yazının Devamı

Başka bir dünya mümkün mü?

Televizyonda kanallar arasında gezinirken gözüm haberlere takıldı. Haber spikeri haberleri ardı ardına sıralıyordu.

“Bu yılki PISA testi sonuçlarına göre Türkiye tüm alanlarda ilk 5 ülke arasına girdi.”

“Özel hastanelerden biri daha kapanmak zorunda kaldı. Hastanenin genel müdürü “Devlet hastanelerinin her branştan en nitelikli doktorları bünyesinde barındırması ve insanların istediği zaman doktorlara ulaşabilmesi sebebiyle mevcut durumun kendileri için sürdürülebilir olmaktan uzaklaştığını bu sebeple faaliyetlerine son verme kararı aldıklarını açıkladı.”

Yazının Devamı

Kibir

Hiç düşündünüz mü, neden şubat ayı 28, dört yılda bir 29 çekerken, yılın bazı ayları, hatta temmuz ve ağustos ayları üst üste 31 gündür.

Bin yıllarca devam eden bu durumun çok önemli bir sebebi olmalı, yoksa neden böyle bir şey yapılsın!

Aslında bunun hikayesi şöyle…

Yazının Devamı

Konut fiyatları düşer mi?

Gençliğimizde büyüklerimizin bize en önemli telkinlerinden birisi başımızı sokacak bir evin ilk alınacaklardan olmasıydı. Sanırım bu durum doğudan batıya güneyden kuzeye hemen hemen tüm bölgelerde geçerlidir.

Büyüklerden gelen bu telkin, gençlikte pek kaale alınmasa da zaman ilerleyip yaş aldıkça aslında büyüklerin haklılığı anlaşılır. Çünkü ekonomide iniş çıkışların eksik olmadığı toplumlarda tapu yani başını sokacak ev bir nevi sosyal güvence olarak kabul edilir.

Son 50-60 yıla bakıldığında ülkemizde, temeli ekonomi olan bin türlü dalgalanmanın eksik olmadığı görülür. Hal böyle olunca dünyada, ülkemizde pek çok şey değişmesine rağmen büyüklerin eski tarihlerde söylediği başını sokacak ev sahibi olma telkini hala güncelliğini korur.

Yazının Devamı

İnsanlar neden yurtdışına tatile gidiyor?

Yaz aylarını geride bıraktık ve okulların açılması ile birlikte işlerimizin başına, normal çalışma düzenimize geri döndük.

Çoğumuz için hayat hep bir koşturma içinde geçiyor ve sıradan işlerin yerine getirilmesi için bile oldukça fazla çaba harcamak zorunda kalıyoruz.

Örneğin, trafikte giderken sadece sizin kurallara uymanız, kendinize yeşil yandığında geçmeniz yetmiyor, bize yeşil yansa bile acaba kırmızıda geçen birisi olur mu diye diğer yolu da kolaçan ediyoruz.

Yazının Devamı

Muhasebe

Muhasebe işlemleri sadece şirketler için gerekli ve önemliymiş gibi görünse de aslında bireyler ve aileler yani hepimiz için hayatımızın ayrılmaz bir parçası…

Farkında olalım olmayalım o gün, o ay, o yıl ne kadar kazandığımız ve harcadığımız birer muhasebe işlemi… Ekonomik açıdan, eğer kazandığımız harcadığımızdan fazla ise artıya çıktığımızı, az ise eksiye düştüğümüzü söylüyoruz.

Süregelen dönemlerde, artılar fazlalaşırsa refah artışına, eksiler fazla olursa ise refah düşüşüne doğru gittiğimizi öngörmek hiçbirimiz için zor olmasa gerek.

Yazının Devamı

Yanan sadece ormanlarımız mıdır?

Gün geçmiyor ki ülkemizde bizi üzüntüden üzüntüye savuran bir olay olmasın…

Çocukluğumu hatırlıyorum da yazları, televizyon kanallarında farklı tatil tur şirketlerinin sponsorluğunda ülkemizin cennet köşelerini, buradaki turizm tesislerini tanıtan programları döner dururdu. Buralara tatile gidemesek bile ne güzel ülkemiz var diye iç geçirir, yine de bir gün buralara gidebilme umuduyla mutlu olurduk.

Son yıllarda durum değişti, yazları televizyonlarda sürekli yanan yerler ve ormanlar görmekten televizyonu açmaya korkar olduk. Yangınları gördükçe içimiz yanıyor, bir şey yapmamanın suçluluğu ve burukluğunu yaşıyoruz.

Yazının Devamı

Birbirimize güveni kaybediyor muyuz?

Gün geçmiyor ki günlük hayatımızda sıradışı bir olay ile karşılaşmayalım. Televizyonda, sosyal medyada bu kadar da olmaz dediğimiz pek çok olay, görmek istemesek de gözümüzün önünde bir şekilde beliriyor.

Özellikle hepimizin günlük rutini olan trafikte başınızın belaya girmesi işten bile değil!

Trafikte tartıştığı kişiye ateş edip kaçan mı ararsın, diğer aracın üstüne direksiyon kıran mı, tartıştığı kişinin aracı üstüne çıkıp zıplayan mı ararsın, küçük bir konuşmayla halledilebilecek bir olayda levye alıp araçtan inen mi ararsın hepsi her gün öyle ya da böyle karşımıza çıkıyor.

Yazının Devamı

Cinayet, intihar, kaza… Hangisi?

Bir kişi otomobiliyle 70 km hızla gidilmesi gereken bir yolda, 140 km hızla giderken kaldırıma çıkarak kaldırımda yürüyen birisine çarptı ve kaldırımdaki kişi hayatını kaybetti.

Bu kaza mı, cinayet mi?

Kişi alkollü olarak arabasına bindi ve yolda direğe çarpıp hayatını kaybetti.

Yazının Devamı

Şampiyonuz… Süper ligde ne yapmalıyız, hedefimiz ne olmalı?

İlk gittiğim Kocaelispor maçı 1997 yılında İsmetpaşa Stadı’nda oynanan Kupa Galipleri Kupası maçıydı. O maçtaki heyecan verici bir pozisyon sonrasında tribünde yakılan meşalelerin ateşinden saçımız, beraber maça gittiğimiz arkadaşımın montu yanınca ve o dakikadan sonra tüm maçı ayakta zıplayarak izlemek durumunda kalınca ne kadar tutkulu bir seyircisinin olduğunu anlamıştım.

Kaderin cilvesi bu maçtan kısa bir süre sonra futbol hakemi oldum. Hem futbol hakemliği, hem de hakemlik sebebiyle Kocaelispor maçlarını hakemlerin ücretsiz izleyebilme fırsatı yakalamış bir öğrenci olarak Kocaelispor’un tüm maçlarını izler olmuştum.

O yıllar, hepimizin malumu olduğu üzere Kocaelispor’un o zaman ki adıyla 1.ligde fırtına gibi estiği, tabir yerindeyse dört büyüklere kök söktürdüğü yıllardı.

Yazının Devamı

Deprem olacak mı, olursa kaç şiddetinde olacak?

Aslında bu yazının içeriği “Ülke olarak ilk önceliğimiz ne olmalı?” başlığına daha uygun. Ancak böyle bir başlıkla yazı çıktığında yukarıdaki başlığa göre daha az dikkat çekeceği hepimizin malumu.

23 Nisan 2025 günü ülkemizin bir Deprem ülkesi olduğunu yeniden hatırladık ve yine konuyu daha önce olduğu gibi dar bir pencereden konuşup üzerinden daha bir hafta geçmiş olmasına rağmen unuttuk.

Son dönemde yaygınlaşan sokak röportajı için halkın arasına karışsak ve “Ülkemiz için ilk önceliğimiz ne olmalı?” sorusunu sorsak alacağımız cevaplar ne olurdu?

Yazının Devamı

Acaba evlerimizde güvende miyiz?

Değerli okuyucularım, bu ilk köşe yazısıyla sizlerle buluşmanın mutluluğunu yaşıyorum.

Uzun yıllardan beri Kocaeli Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü’nde sürdürdüğüm öğretim üyeliği ve diğer faaliyetlerimdeki birikimlerin bir sonucu olarak sizlere elimden geldiğince bilgi aktarabilmek umuduyla bundan sonra düzenli aralıklara sizlerle birlikte olacağız.

Sizlerle bu yolla birlikte olmama vesile olan Nokta Gazetesi’nin her kademedeki yöneticilerine teşekkürü bir borç bilirim.

Yazının Devamı