Gerçeği hatırlatmak

Melih Can Şenol

Melih Can Şenol

Tüm Yazıları

Türkiye’de yaşanan olaylara bakınca, Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanan bu memleketin merdiven altı bir tesiste kıyma haline getirildiğini düşünüyorum. Çok mu abartılı? Üniversite sınav sorularının çalınması, Ankara’nın ‘parsel parsel’ satılması, Fetullahçı Terör Örgütü’nün ‘her istediğini alması’, ‘Nas’ politikası ve sonuçları, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından denetlenen fakat her nasılsa bakanlığın tanımadığı Grand Kartal Otel’de çıkan yangın ve 36’sı çocuk 78 kişinin hayatını kaybetmesi ve son günlerin bombası: Sahte diploma skandalı. Çok ama çok daha fazlası var. Ama bunlar yetmez mi? Artar bile...

GERÇEĞİ HATIRLATMAK

Bir sabah ülke gündemine sahte üniversite diplomalı doçentler ve profesörler yerleşti. -Zaten artık başka türlü afyonumuz patlamıyor- Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianameye göre, üst düzey kamu kurumu yöneticilerinin elektronik imzası kopyalanarak birçok kişiye sahte diploma ve belge düzenlenmiş. Böylesine büyük bir girişim tüm aşamaları sorunsuz bir şekilde geçmeyi başarmış. Gerçekten takdir edilesi bir iş(!) Anlaşılan, devletin gören gözü kör, işiten kulakları sağır...

Böyle bir işin yalnızca bir çete ve müşterileri arasında gelişmiş olması gerçek olmaktan çok uzak. En azından kamu kurumları içerisindeki üst düzey bazı yöneticilerin dahli olmadan bu süreçler gerçekleşemez. Yani karşımızda oldukça organize bir yapı var demektir. Çünkü bu sahte diplomaları alan kişiler yalnızca diplomalarını almakla kalmamış bir de üniversite içinde yükselerek doçent ve profesör olmuşlar. Bu organize hareketin bir lobisinin olmadığını düşünmek için ya aptal ya da art niyetli olmanız gerekiyor. Yani güç savaşları her ölçekte hiç durmadan devam ediyor.

Fakat asıl sorun tüm pisliğe rağmen bu şahıslara hiçbir şey olmayacağını biliyor olmamız. Çünkü daha önce yaşanan tüm kokuşmuş işlerde adalet terazisi hep yanlış tarttı. Hatta çoğu zaman terazinin kefesi boş kaldı. ‘Bedelini’ ödeyip sahte diplomalarını alan bu kişiler, sabahleyin uyandılar, eşlerinin, çocuklarının yüzlerine bakıp gözlerinden öpüp güzel güzel üniversitedeki koltuklarına oturdular. Zaten bir süre geçtikten sonra oraya nasıl geldiklerini kendileri de unutmuştur. Şimdi eğer Türkiye’de bir devlet varsa, bu kişilere gerçeği hatırlatmalıdır. Ancak bunun olacağına dair bir inanç taşıyanınız var mı?