Ne Demek Yaşayan Mekânlar?
Selam, ufaktan başlayalım diyorum, ne dersiniz? Sizce mekânların bir kişiliği olabilir mi? Biraz hayal ederek ilerleyelim. Diyelim ki bir restorana giriyorsunuz. İçerisi oldukça salaş, sarıya çalan bir ışık, nispeten tabureye benzer yere yakın masa ve sandalyeler. Kuzine bir soba, belki 20 yılı devirmiş çerçevelerde birkaç fotoğraf karesi. Yapı malzemesi ahşap ve mutfakla sizi ayıran tek şey uzunca bir servis penceresi. Yemek kokuları girdiğiniz andan itibaren burnunuza gelmeye başladı. Beş saniyeliğine gözlerinizi kapatıp tasvir ettiğim mekânı hayal etmeye çalışır mısınız? Ne hissettiniz? Sıcak, rahat, huzurlu… Muhtemelen lezzetli yemekler, üstüne de bir çay içtik mi? Tamam.
Şimdi gelelim diğer restoranımıza. Sensörlü bir kapıdan içeri girdiniz. Yüksek tavanlı, bol miktarda aydınlatma kullanılmış. Parlak bütün bir zemin, siz içeri doğru yürüdükçe tavandan aldığı ışıkla daha da büyütüyor mekanı sanki. Masalar arasındaki mesafeler oldukça geniş. Beyaz bir masa örtüsü üzerine konulmuş runnerlar ve kusursuz bir şekilde dizilmiş servis takımları. Ne mutfağın yönü ne de wc kapıları direkt olarak görünürde. En yakın masanızda yapılan konuşmaları, hatta servisin sesini bile zor duyuyorsunuz. Tekrar gözlerinizi kapatıp bu restoranda yemek yer misiniz? Ne oldu? Sandalyeye oturma şekliniz, yürüyüşünüz, üzerinizdeki kıyafet… Hepsi değişti değil mi?
Tıpkı karşımıza oturan insanların kişiliklerine göre davranışlarımızın, sohbetimizin hatta ne kullandığımız ses tonun değişmesi gibi. Kulağa biraz iddialı gelebilir belki ama mekanların karakterleri bazen sahiplerinin de misafirlerin de önüne geçebilir. Çünkü mekanları oluşturan unsurlar, o alandaki yaşamın nasıl şekilleneceğini belirler. Biz iç mimarlar bazen kendi kimliklerimizi soyunup ev sahiplerinin yerine otururuz. Bu süreçte onları tanır, hassasiyetlerini gözeterek bazen iyileşmeleri gereken bazen güçlenmemeleri gereken bazen de renklendirmeleri gereken dünyayı keşfetmelerine yardımcı oluruz. Onların yaşam alanlarına bir karakter giydirmekten bahsediyorum tam olarak.
Hem kendime hem size bir soru sorarak bitireceğim bu yazıyı. Sınırsız imkânınız olsaydı eviniz veya iş yerlerinize ruhunuzu iyileştirmek için nasıl şekillendirirdiniz? Profesyonel bir yardım alıp bir iç mimarla çalışarak ya da kendi tercihlerinizle. Fark etmiyor. Gerçekten ufak dokunuşlar ya da büyük değişimler yaparak bir içimizdeki dünyayı değiştirmemiz mümkün mü sizce? Yorumlarda düşüncelerinizi benimle paylaşmayı unutmayın. Işıl ışıl bir hafta sonu geçirmenizi dilerim sevgiyle kalın görüşmek üzere!