Başka bir bilinç
Yetişilmiş fakat kıyısından dönülememiş yanlışlar
Efendi avına çıkmış kölelere dönüşür çoğu zaman.
Lev Şestov, trajik insanla ilgili -bir diğer adıyla yeraltı insanı-, tüm insanlara değerli ve yakın olanın ona gereksiz ve yabancı göründüğü saptamasında bulunur ve devam eder: Belki de içinde, durumun dehşetiyle ilgili acı verici bir bilinç ve huzurlu geçmişine yeniden dönme isteği uyanır defalarca. Ama ‘geçmişe dönemezsin’.
Tüm insanların değerli ve yakın bulduğu şeyleri reddetmek ve geçmişe dönme arzusu, suçluluk duygusu ve özlemin pınarıdır. Herkesin değerli ve yakın bulduklarını reddetmek kişinin kendine kestiği bir cezadır çoğu zaman. Geçmişe dönüp affedilmek ister. Ama kadim bir ilkedir: Geçmişe dönemezsin.
Nietzsche, “Unutan iyileşir” diyor. Ama:
“Dalga dalga hücum edip pişmanlıklar
Unutuşun o tunç kapısını zorlar
Ve ruh, atılan oklarla delik deşik” Olvido, Ahmet Muhip Dıranas.
Geçmiş her ne kadar yitirilmiş olsa da erişilmez yüksek bir dağın ardında öylece durur. Ses yankılanmıştır bir defa. Zihnin her kıvrımında, kanın her damlasında dolanır durur. Kemik kesilmiş bir duygu hüküm sürmektedir artık.
“Durmadan suçlusunuz
Durmadan suçlusunuz
Durmadan suçlusunuz ve artık kendinizi
Gücünüz yok ödemeye.” Tragedyalar III, Edip Cansever.
Trajik insan, göz göze geldiği şeyin buyruğundadır. Görmemiş gibi davranamaz artık. Yadsıma gücünü de buradan alır ve yargının hükmüyle yadsımanın kendisi bir bilinç oluverir. Bu bilinç hayatın olağan akışını öldürür. Fakat bununla birlikte bu yeni bilinç sivrilip keskinleşir. İşte yaşama tutunduğu yer buradan parlar. Çünkü yetenek privileium odiosum (nefret uyandıran ayrıcalık)’ dur ve sahibine pek az dünyevi zevk bahşeder.