Bir tasvir, bir tablo, bir dünya

Lucifer'i üzüntü ve öfke içinde tasvir eden, tek bir gözyaşı damlası içeren detayına bakıyorum. Düşmüş Melek (Fransızca: L'Ange déchu), Fransız ressam Alexandre Cabanel'in bir tablosu. 1847 yılında, sanatçı 24 yaşındayken yapılan eser, şeytanın cennetten düşüşünü tasvir ediyor. Bu tablodaki öfke dolu ve üzüntülü düşmüş melekten daha korkunç ve daha kötü insanların yüzlerini gördüğümüz, hatta aralarında yaşadığımız bir dünyada nasıl yaşamaya devam edebiliyoruz diye düşündürdü uzun uzun bakınca...

Bir tasvir, bir tablo, bir dünya - Resim : 1

Düşmüş melekler, genellikle İbrahimi dinlerin mitolojilerinde yer alan bir kavram. Bir zamanlar Allah’a hizmet eden meleklerden, isyan edip düşenleri ifade ediyor. Hristiyanlar için Lucifer, Müslümanlar için İblis. Kibirle isyan ettikleri için kovulanlar. Kibir ve isyan. Denk olmayan adaletsiz savaşlar ve kötülüklerle dolu dünyada gördüğümüz kötü yüzlerin içinde gerçekten -düşmüş bile olsalar- birer melek gibi duruyorlar bu tasvirlerde. İnsanın cennetten kovulanlardan daha kötü olması mümkün olduysa bir şekilde, peki bu ne demek? Üstelik hala kendisini en iyi olarak görüyorsa, bu bize ne söylüyor?

Dünyada masumiyet nişanını sadece bebekler, istisnai insanlar, küçük çocuklar ve istisnasız tüm hayvanların yüzünde görebiliyoruz artık. Nerede yetişkin insanın masumiyeti? Ne oldu ona sahi?

İstisnalar

Jeff Bezos’ un Venedik’i 3 gün 3 gece süren bir parti için kiralamasını protesto eden ve “Biz %99’uz!” diye haykıran insanlarda bu masumiyet nişanını görebilirsiniz. Ben gördüm. Mitinglerde gördüm. Grevlerde gördüm. Adaleti sağlamak için zayıf olanın yanında duranlarda gördüm. Yaşama alanına asfalt döşenmiş bir kaplumbağayı yoldan kaldırıp yeşil alana taşıyan insanın yüzünde gördüm. Barınaklarda açlık ve susuzlukla ölüme terk dilen canları kurtarmak için, yoktan var edip, var gücüyle savaşanlarda gördüm. Rahatını bozup, haksızlık olan alana inende, orada mücadele verende gördüm.

Savaş, siyasal kriz, ekonomik türbülans hepimizin asabını bozdu. Sinirleri bozulmayan varsa- ki maalesef var- hissizlik seviyesi korkutucu ve “Şeytan ancak böyle bir şey olabilir” dedirtecek türden tedirgin edici. Hissizlik, bu Düşmüş Melek tablosunda bile yok…

Soğuk bir dünyada, biraz merhamet üretmeye çalışmaktan iflahımız kurudu ve biz her türlü insani kötülükten Allah’a sığındık tabiatın tüm çocuklarıyla ve masumlarıyla birlikte. Bir tek ona… Başka sığınacak evimiz yok. Umarım, fiziken sığındığımız bu dünya da sadece masumlara ait olur tekrar. Kibir ve üzüntü ile tek bir damla göz yaşı döken düşmüş bir melekten bile daha kıskanç, daha kötü, daha acımasız ve daha soğuk her insandan kurtulur bir an önce umarım dünya.

Henüz bu içeriğe yorum yapılmamış.
İlk yorum yapan olmak ister misiniz?
Yorum yapmak için tıklayınız