Vicdan

“Vicdanı olan adam, günahını kabul ederken acı çeker. Bu onun cezasıdır.” Fyodor Dostoyevski, Suç ve Ceza

Sakarya’da yavru bir kedinin ön kollarını kesmişler. Acı çekerek ölsün diye terkedilmiş. Sanırım melek oldu. O zaten melekti. Tüm masumlar gibi.

Bunu yapan iblisler ise aramızda.

O iblislerde Dostoyevski ustanın bahsettiği şeyden yok.

Vicdan. İnsanlarda olan bir şey.

Oysa biz ,insana benzeyen bazı başkalaşmış şeylerle de yaşıyoruz bir süredir. İnsani işler, hayatlar sürüyorlar ve hemen tanıyamıyoruz onları maalesef. Çok daha iyi bakmalıyız. Allah bu türü insan olmaktan men etti ve dönüştürdü belki de. Bunun ne kendileri farkında, ne biz. Kötülükte ısrar etmek bozuk bir kimya. Vahşet yaratmadan bu kimyanın antidotu ile söndürülmesi gerek.

Bugün “Vahşet” kavramını konuşmak için de anlamlı ama bir o kadar derin acı veren bir gün.

Hatırlıyoruz. Hiç unutmadık. MADIMAK OTELİ KATLİAMI…

2 Temmuz 1993 tarihinde Sivas'ta düzenlenen Pir Sultan Abdal Şenlikleri sırasında Madımak Oteli'nin radikal İslamcı bir grup tarafından yakılması ve çoğunluğu Alevi 33 yazar, ozan, düşünür ile 2 otel çalışanının yanarak ya da dumandan boğularak ölümü ile sonuçlanan bu olayı Sivas Katliamı, Sivas Olayları, Madımak Katliamı ya da Madımak Olayı olarak biliniyor. Sayfalarca döküman var. Detaylar can sıkıcı, dehşete düşürücü.

Önce Madımak Oteli önündeki araçları ateşe verdiler ve oteli taşladılar. Oteldekiler kurtarılmayı bekliyorlardı. Saldırganların Madımak Oteli'ni henüz yakmadıkları saatlerde Aziz Nesin, Ankara'daki Başbakan Yardımcısı Erdal İnönü'yü arayıp "Bizi kurtarın" dedi. İnönü "Hiç merak etmeyin. Gerekli tedbiri aldık" cevabını verdi. Fakat daha sonra tutuşturulan perdeler ve otelin alt katında bulunan eşyalarla birlikte Madımak Oteli yakıldı. Saldırganlardan bazılarının, "Allah'ım bu senin ateşin! İçeriye gönder!", "Cehennem ateşi işte!", "Şeytan Aziz!" dedikleri duyuldu.

Uzun süren bekleyiş sonunda oteldekiler kurtarılamadı.

“Neden öldürülüyorum?” diye düşünmüş olmalılar? Ölüm anı beyin aktiviteleri alışılmadık bir hızda artıyor diyor bilimsel veriler.

Dört kişinin ölmekte olan beyin aktivitesini haritalayan küçük bir çalışma, kalpleri durduktan sonra beyinlerinde bir aktivite patlaması olduğunu gösteriyor. Ulusal Bilimler Akademisi Bildirileri' nde yayınlanan bulgunun, bir kişinin beyninin kalp durduktan sonra bile bilinçli anıları nasıl tekrarlayabildiğini açıklayabileceğini söylüyor. Çalışmaya dahil olmayan New York Üniversitesi Langone Tıp Merkezi'nde akciğer uzmanı olan Sam Parnia, "Bu, berrak bilincin bir işaretini belirlediğimizi gösteriyor" diyor.

Ölüm, tarihsel olarak tıbbi olarak kalbin geri döndürülemez şekilde atmayı bıraktığı an olarak tanımlanmış olsa da, son çalışmalar birçok hayvan ve insanda beyin aktivitesinin saniyeler ila saatler boyunca devam edebileceğini öne sürüyor.

Ya yıllarca sürüyorsa. İyi ki bilim var. Ama insanın mistik bir tarafı da var. Ya yıllarca suçlarınız, günahlarınız ve öldürdükleriniz sizi enerji üreterek anmaya devam ediyorsa?

İnsan olmaya geldik. İnsan ancak iyi olursa insandır.

Elimiz hep vicdanımızın üzerinde olsun ki insan olamadan ya da insanlığımızı kaybederek gitmeyelim hiç değilse.

Minimumda bu ! Hiç değilse!.. Ama elbette bundan daha iyi bir hayat ve bilinç dileriz…

“Bu sevginin onları bir nehir gibi çektiğini hissetmeyenler, şafak vaktini bir bardak kaynak suyu gibi içmeyenler, gün batımını bir akşam yemeği gibi görmeyenler, değişmek istemeyenler, bırakın uyusunlar…”

Mevlana

Henüz bu içeriğe yorum yapılmamış.
İlk yorum yapan olmak ister misiniz?
Yorum yapmak için tıklayınız