Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Nevzat Altun

ADALETSİZLİĞİN ÇİRKİN GERÇEKLERİ

“Adalet ancak adaletsizlik olmadığında sağlanır.”

“Adalet nedir” sorusuna hemen cevap vermek için kendinizi zorlamayın. Aslında siz de gayet iyi biliyor ve hissediyorsunuz. Sadece bir anda tanımlamak zordur. Merak etmeyin yalnız değilsiniz. Kocaman düşünürler dahi adaleti tanımlamakta zorlanıyor.

Hukukun temel kavramlarından olan adaletin tam olarak tanımlayamayacağı şeklinde ciddi şekilde görüşler vardır. Bu görüşlere göre yapılan tüm tanımlar kişiseldir, net ve kesin değildir.

Gerek dini terimlerde gerekse hukukta çokça adaletten bahsedilir ve adil olunması gerektiği vurgulanır. Bireyin, toplumun ve idarenin (devletin) adaletli davranması hem tavsiye ve hem de emredilir. Mantıken bilinmeyen bir şeyin uygulanması bireylerden beklenemez, onlara emredilmez. O halde bir şekilde herkese göre bir adalet kavramı ve tanımı olması gerekmektedir.

Tüm mahkemelerde hâkimin arkasında “adalet mülkün temelidir” yazar. Cuma hutbesinde her defasında “şüphesiz Allah, adaleti, iyilik yapmayı, yakınlara yardım etmeyi emreder; hayasızlığı, fenalık ve azgınlığı da yasaklar” denir.

O halde hukuken olsun, dinen olsun, bireyler bir şekilde bu kavramı bilir ve en azından asgari bir şey anlar. Mahkemedeki bir tanık doğruyu söylerse adaletli olmuş olur. Devlet vatandaşına eşit davranırsa adaletli olur.

Adalet kavramı genellikle terazi ile anlatılır. Aslında bakarsanız her şey artık dijitalize oldu ya yeni neslin teraziyi bilmemesi sebebiyle anlatmak zorlaşabilir. Hani o iki kefesine ayrı şeyler konan ve tam ortada buluşması istenen ölçü birimini hayal etmeleri zor olabilir. Bir kefeye bir demir kiloluk diğerine de ona eş mal koyunca tam olarak iki kefe aynı seviyede olursa bunun adı adalet oldu.

Adaleti herkesin kabul edeceği bir şekilde tanımlayamamış insanlığın, adaletsizlik karşısında ne yapılması gerektiğine dair üç aşağı beş yukarı fikir birliği içinde olduğu çok açıktır. Adaletsizlik görürseniz bir parçası olmayın, adaletsizliğe karşı tavır alın der hem hukuk ve hem din ve hem de insanlık.

Adaletsizlik karşısında ne yapılması gerektiğine dair birkaç alıntıyı paylaşmadan önce şunu vurgulamakta yarar var; her şeye hile katmayı başaran insanoğlu doğruyu yanlış, yanlışı doğru göstererek bir cehennem meydana getirmiştir. Bir suçlunun bir mağduru daha da mağdur eden davranışına adalet ismi vermesi bu türden bir örnektir. “Adaletsizliğin en kötü biçimi, sözde adalettir.”

Adaletsizliğe ve trajediye kendini inandırmış olanlar, kendi cehaletlerinin derinliğini gösterir. Öyle ya tırtılın dünyanın sonu dediği şeye kelebek denir.

Adaletsizlik karşısında öfkelenin ama onun tarafından yok edilmeyin. “Bir insanın ruhunda bulunan her şey arasında adalet en büyük iyilik, adaletsizlik ise en büyük kötülüktür.” “Eğer adaletsizliğin ortasında öfkelenmeden yaşayabilirsen, adaletsiz olduğun kadar ahlaksız da olursun.”

YORUMLAR

Bir adet yorum var

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER