Yehuda kimi öpecek?

Melih Can Şenol

Melih Can Şenol

Tüm Yazıları

Soren Kierkegaard, “kaygı ertesi gündür” diyordu. Türkiye’de gün, bir süredir kaygıyla doğuyor. Acaba bugün ne olacak?

Sembollerin dünyasında, bugün kan daha bir sıcak aktı. Türkiye’nin son 50 yılının en büyük problemi olan PKK silahları yaktı. Nereden bakarsanız bakın oldukça sembolik bir fotoğraf. Fakat bugün yaşananlara dikkat kesilip bugüne kadarki süreci ve bundan sonrasını yele kaptırmamak gerekiyor. Çünkü asıl soru: Şimdi ne olacak?

YOLDAKİ TAŞLAR

Devlet Bahçeli 22 Ekim 2024 tarihinde bir anda çıkıp Abdullah Öcalan çağrısında bulundu. Ardından 19 Mart 2025 tarihinde Ekrem İmamoğlu gözaltına alınmasıyla İmralı sürecine paralel olarak CHP’li belediyelere operasyon süreci başladı. Bu süreç içerisinde en dikkat çekici detaylardan birisi ise DEM Parti’nin CHP’ye yapılan operasyonlara karşı sessiz tavrı oldu. Acaba DEM Parti, demokrasi hayalini, AK Parti’de mi buldu? Hiç sanmıyorum. Bu zamana kadarki süreçte Cumhur İttifakı’na kenarından eklemlenmiş bir DEM Parti görüntüsü vardı. Fakat Recep Tayyip Erdoğan bugünkü konuşmasında, AK Parti, MHP ve DEM Parti ittifakını açıkça ilan etti. Erdoğan süreç ile ilgili herhangi bir pazarlık olmadığını her fırsatta dile getirse de gerçekçilikten uzak bir söylem. Belli ki masada anlaşma sağlanmış. Recep Tayyip Erdoğan’ın siyasi kariyerindeki ‘kızıl elması’ olan yeni anayasaya, Cumhur İttifakı ve DEM Parti ortaklığıyla bir zemin kurulacak. CHP ise bu süreçten tasviye edildi. Tüm bu olayları bir arada düşündüğümüzde CHP’ye yönelik operasyonlarla PKK’nın fesih ve silah bırakma süreci arasında sıkı bir ilişki olduğu açıkça görülüyor. Görünen o ki Erdoğan, yeni anayasaya giden yolda CHP’yi yoldan temizlenmesi gereken bir taş olarak gördü.

BUNDAN SONRA NE OLACAK?

Terörün bitirilmesi düşüncesi kuşkusuz Türkiye için büyük bir gelişme. Fakat bu yolda atılan adımlar halkın geniş bir kesimini tedirgin bir sessizliğe boğuyor. Çünkü süreç içerisindeki soru işaretleri oldukça büyük. Herkesin zihninde “Bundan sonra ne olacak?” sorusu yankılanıp duruyor. Mevcut durumda Türkiye, inançları kökten sarsılan bir insan görünümünde artık. Boşluğun ağırlığı gün geçtikçe artıyor. Tuhaf bir gerilim seziliyor. Sosyal, siyasi ve ekonomik krizler, din ve reform çatışması, gelenek ile yeni her gün bir daha karşı karşıya geliyor. Bu kaotik ortam her ne kadar zor ve sancılı olsa da kaos yeni bir düzenin mayasıdır. Ne birey ne de toplum güle oynaya değişmez. Fakat unutulmamalıdır ki her yeni düzen kendi kurbanlarını yaratır.

Bakalım Yehuda kimi öpecek?

Henüz bu içeriğe yorum yapılmamış.
İlk yorum yapan olmak ister misiniz?
Yorum yapmak için tıklayınız