Keşke Kocaeli’de de deniz olsaydı
Kocaeli, tüm elemanlarıyla bir kara kenti görünümü sergiliyor. Kara ulaşımının alternatifsiz oluşu, kent merkezlerinin kıyıya olan mesafesi ve kıyıya ulaşmak için tasarlanmamış olan ulaşım ağıyla bir kıyı kenti olmaktan çok uzak. Oysa bir yerde denizin varlığı başlı başına bir zenginlik kaynağıdır. Kocaeli bu zenginlikten yalnızca ticari olarak faydalanmış ve böyle de devam ediyor. Karamürsel hariç tüm ilçelerde kıyı, sanayi kuruluşlarına tahsis edilmiş gibi görünüyor. Yani denizin sosyal ve kültürel zenginliklerinden bir iz yok. Kocaeli’de yaşayan insanlar için deniz, yalnızca uzaktan bakıp ‘Ne kadar güzel bir manzara’ denilen uzak bir görüntüden ibaret. Deniz, her gün yalnızca yanından geçip gittiğiniz bir şey olduğunda beton bir duvardan farkı kalmıyor. Bu durumda da sanki deniz, kentin kıyısında itilmiş gibi bir görüntü çıkıyor ortaya.
Deniz gibi büyük bir zenginliğin kente katılmaması için hiçbir sebep yok. Öncelikle yapılması gereken şey; Kocaeli’nin tüm elemanlarıyla bir kıyı kenti olarak resmedilmesidir.
KOCAELİ NEDEN BİR KIYI KENTİ DEĞİL?
Öncelikle kıyı kenti ile kara kenti birbirinden çok farklı iki kent tipidir. Yani bir kent denize kıyısı olmakla kıyı kenti olmuyor. Kıyı kenti tabii olarak deniz kenarında bulunması sebebiyle merkezinin neresi olacağı hemen hemen bellidir. Ayrıca en öncelikli konularından birisi de kent içinin kıyıyla entegrasyonudur. -Bu konuda Kocaeli’de büyük yatırımlar yapılan raylı sistemler umut verici. Çünkü modern kıyı kentlerinde raylı sistemlerin deniz ulaşımıyla entegrasyonu önemli bir kurgudur. Bu konuya aşağıda değineceğim.-
Kara kenti ise belirli bir merkezi olan, çevresinin ulaşım ağlarıyla merkeze bağlandığı ve çepere doğru genişledikçe banliyö olarak adlandırılan yerleşim alanlarının görüldüğü ve eğer varsa dere veya nehir üzerine kurulan bir kent tipidir. Kara kentinin bu tipik özeliklerini gözümüzde canlandırdığımızda hemen Kocaeli’yi görebiliyoruz. Burada tek tek ilçelerden bahsetmeye gerek görmüyorum. Herkes yaşadığı yeri şöyle bir gözünün önüne getirse ve neden deniz ulaşımını tercih etmediğini düşünse yeterli olacaktır.
KIYI KENTİ VE DENİZ ULAŞIMI: RAYLI SİSTEMLER UMUT VERİYOR
Deniz ulaşımının tercih edilen bir ulaşım tipi olması için deniz aracının nereden nereye gideceği meselesi sanılanın aksine asıl unsur değildir. Buradaki asıl unsur insanların vapura ve vapurdan indiği iskeleden gitmek istediği yere en kısa sürede ve en az maliyetle ulaşımının sağlanmasıdır. Örneğin Gölcük’te yaşayanlar (sahil kesiminde yaşamıyorsa) için vapur zahmet anlamına gelir. Sahile ulaşmak ve sahilden yaşadığı semte ulaşması hiç de pratik bir süreç değildir.
Şu anda Kocaeli’de raylı sistemlere yapılan yatırımlar ulaşım entegrasyonu konusunda umut veriyor. Çünkü raylı sistemler ile deniz yolu bağlantıları, kıyı kentlerinin ulaşım ağının en önemli unsurlarından biridir. Yapılan raylı sistemler insanları kısa sürede ve ekonomik bir biçimde kıyıya ulaştırırsa ve deniz ulaşımına da gereken özen gösterilirse bu Kocaeli için büyük bir gelişme olur. Ve bana kalırsa bu kurgu, Kocaeli’nin mevcut nüfus yoğunluğu ve geleceği düşünüldüğünde olmazsa olmaz bir ihtiyaç olarak görünüyor.