Dış minnaklar (Dünyayı yönettiğini sanan cüceler)
Yıllardır ağzımızda bir söz döner durur: "Dış mihraklar…"
Kimi bu sözü hafife alır, kimi alay konusu yapar. Oysa biz biliriz ki bu dünya ne koca yalandan, ne de şeytanın vekillerinden yoksun değildir. Emperyalizmin tok sesiyle konuşan, özgürlüğü parayla satın alabileceğini sanan o sözde “büyük ülkeler” var ya… İşte onlar aslında içleri boş bir çuvaldan farksız.
Amerika, İngiltere, Fransa, İsrail, Almanya…
Birbirlerinin sırtını sıvazlayarak dünyaya nizam vermeye çalışırlar. Gözleri aç, gönülleri karanlık, vicdanları bomboş.
Petrole bulaşırlar, altını çalarlar, halklara demokrasi götürüyoruz deyip bombalarını bırakırlar. Ama kendi içlerinde ne huzur vardır, ne de asalet.
Çünkü açgözlülükle büyüyen her şey sonunda çürür.
Gerçekte kim olduklarına bakalım.
Amerika dediğin, uyuşturucunun, ırkçılığın, cinayetlerin, sokak çetelerinin merkezi.
İngiltere, Afrika’dan çaldığı servetle saraylarını ısıtırken, geçmişinde milyonların kanı var.
Fransa, sömürgecilik lekesini hala alnından silememiş.
İsrail, küçücük topraklara sığamayıp dünyaya kibir saçan bir işgal ülkesi.
Almanya desen, hala Hitler’in gölgesinde demokrasicilik oynar.
Ama işin acı tarafı şu: Bu ülkeler o kadar küçük, o kadar sevilmeyen, o kadar yalnız ki… Kendi pisliklerini örtebilmek için başkalarının ışığını karartmak zorundalar.
Çünkü onların ihtiyacı olan şey kaynak değil, moral üstünlük. Ve bu üstünlüğü başkalarını ezerek bulabileceklerini sanıyorlar.
Dış mihraklar hep içerideki hainlerle el ele verir.
Bizi bize kırdırmak, kavga ettirmek, değerlerimizi çürütmek için türlü oyun kurarlar.
Bir elimizi dolar, öbür elimizi internetle bağlamaya çalışırlar.
Ama unuttukları bir şey var:
Bu milletin hafızası güçlüdür.
Her toprağın feraseti vardır.
Her halk, kurduyla kuşuyla, dağıyla, köyüyle, kent meydanıyla kendi iradesini korumalıdır!
Büyük olmak, çok silaha sahip olmak değildir.
Büyük olmak, açları doyurmak, mazlumu korumak, haklının yanında durmaktır.
Dış mihraklar sanıyor ki biz uyanmayacağız.
Ama asıl yanılgı onlarınkidir.
Çünkü biz ne zaman "yeter!" desek, dünyanın dengesi değişir.
Ve bir gün gelecek, açgözlü efendiler değil, onurlu halklar yönetecek bu dünyayı.
O gün geldiğinde siz, küstah ve kibirli "büyük ülkeler", yerinizde yeller esecek.
Çünkü toprak yutmadan hesap kapanmaz.
Vesselam