Tanıdık bir kavram: Decadence
Decadence kavramı Türkçede; ‘çöküş’, ‘yozlaşma’ ve ‘çürüme’ gibi terimlerle karşılanıyor. Günlük hayatta da sık sık kulağımıza değen; toplumun yozlaştığı, kişilerin toplumsal değerleri yitirdiğine yönelik söylemlerle, aslında hem toplumsal hem de bireysel olarak hayatın tam ortasında kendisini gösteren bir kavram. Decadece, düşünce tarihinin en sivri düşünürlerinden Nietzsche’nin de felsefesinin anahtar kavramlarından biri. Nietzsche’ye göre decadence kavramı, en temel anlamıyla yaşam değerinin yozlaşmasını ifade ediyor. Nietzsche bu kavramla kişinin istencinin zayıflamasını, yaşamı sürdürme ve isteme gücünün tükenişini vurgular. Nietzsche’nin ifadeleriyle decadence: “Bir canlıya, bir türe, bir bireye, içgüdülerini yitirmişse, kendisine zararlı olanı seçiyor, yeğliyorsa, yozlaşmış derim.” Böyle bir yozlaşma insanın doğal duygulanımlarının temelden sarsılışını ifade eder. Fakat Nietzsche’ye göre bu yozlaşma olağanüstü bir durum değil kabul edilmesi gereken trajik bir gerçektir. Hatta bir yanıyla yaşamın gelişimine katkı sağlamaktadır (Gİ, s.46).
Nietzsche’ye göre decadence; “Varsayılan nedenleri sonuçlandırır. Bu anlayış, ahlâk problemlerinin perspektifini tamamen değiştirir.” Bu ifadeler decadence kavramının temel niteliğini açıklar. Nietzsche’ye göre yaşamın yozlaşma nedeni olarak gösterilen bütün kötülükler, aslında yalnızca birer sonuçtur. Bu sonuçlara yönelik yürütülen hiçbir çaba yozlaşmayı engellemeye yetmeyecektir. Nietzsche'ye göre böylesi bir çaba gereksizdir. Ona göre yozlaşmaya karşı yürütülecek en makul eylem, henüz ulaşamadığı yerlere bulaşmasını engellemek olacaktır.
Nietzsche, decadence’ın dört belirleyici özelliğini verir. Nietzsche’ye göre, yozlaşmanın herhangi bir çözümü yoktur, bunu bulduğuna inanan kişi aslında çöküşü hızlandıran yolu seçmiştir. İkinci durum da kişi, istencinin parçalanmış oluşu ve olaylar karşısındaki aşırı duyarlığı neticesinde abartı derecesinde bir merhamet duygusu geliştirerek, zayıflığın ahlâkını meydana getirir. Üçüncü durumdaysa, kişi neden ile etkiyi birbirinden ayırt edemez. Ve bu sebeple çöküntünün sonuçlarını nedenler olarak algılar. Son olarak kişi, yaşamdaki acılardan kurtulabileceğine yönelik bir düşünce geliştirir ve bilinçsizliğin değer olduğu bir durumu ortaya çıkartır. Nietzsche’ye göre bu özellikler, decadence kişi özellikleridir. Buna göre decadence kişi kalkıştığı her eylemde başarısızlığa uğrayacaktır. Nietzsche bu kişiye hiçbir şey yapmamayı önerir (Gİ, s.49-50).
Nietzsche’ye göre decadence’a uğramış olan bir toplumla kesinlikle mücadele edilmelidir. Bu mücadele, yozlaşmanın ortaya çıkartılması anlamına gelir. Yani mücadele, yozlaşmış olan toplumun bireylerini iyileştirmek için değil; yerine gelecek olanlar içindir. Nietzsche’ye göre hastalık, ancak bu şekilde yerini sağlıklı olana bırakacaktır (Gİ, s,54-55). Toplumsal ahlâkı oluşturan etken olması bakımından Nietzsche’ye göre Hristiyanlık tamamen decadence bir öğretidir. “…ona şimdiye dek herhangi bir savcının ağzından çıkan en korkunç suçu yöneltiyorum. O benim için düşünülebilir yozlukların en yükseğidir, olanaklı en son yozluğun istemi olmuştur.”
* Güç İstenci (Gİ), Friedrich Wilhelm Nietzsche