'Bu ramazan' ve Kudüs!

11 Ayın Sultanı Ramazan-ı Şerif’i, hüzünlü ve buruk karşılıyoruz. Açlığın, aç olanın halini anlamanın, nimetlere şükretmenin ayı Ramazan’ı…

Anadolu Ajansı’nın, Kudüs’te Ramazanın ilk gününde yaptığı canlı yayını izlerken buldum kendimi. Her türlü zulme rağmen ilk kıblemiz yalnız ve mahzun kalmasın diye alınları secdeye giden yüzlerce Müslüman kardeşlerimizi izlerken aklıma, insanlığın acziyeti geldi. Umursamazlığı, zulme sessiz kalıp bir nevi rıza göstermeleri geldi. Açıkçası bu konularda yazmaya hiç cesaret edememişimdir. Hiçbir şey yapamadan, yapmadan yazmak; içimi soğutmak, her Müslümana fert fert düşen sorumluluğu üstümden atmak gibi gelir hep.

Eşi benzeri nadir görülmüş bir vahşet, sapkın bir inanç ve kirli bir ideoloji olan Siyonizm ve dişi kanlı bekçisi İsrail, çocuk, kadın yaşlı, hasta ayırt etmeksizin, film izler gibi izleyen insanlığın gözleri önünde bir soykırım gerçekleştiriyor. Sessiz kalmamak için siyonizme giden en ufak bir maddi kazancı dahi bireysel olarak engellemeli, alışverişte aldığınız bir liralık ürünün dahi peşine düşecek bir bilinç aşılamalıyız öz benliğimize. Bu Ramazan; siyonizme akan her kuruşun, küçücük çocukların tepelerine yağan bir mermi olacağı bilincinin yeniden yeşermesine vesile olmalı.

Ne yapabilirim dediğinizi duyar gibiyim. İftar sofralarından bir tabak azaltarak ve o tabağın bütçesini her gün Filistin için bağışlamakla başlayabiliriz mesela. Bu Ramazan; açlıktan ölen, bir damla su, bir lokma ekmek bulamayan Filistinli çocukları belki böyle böyle aklımıza kazımaya vesile olur.

Bu Ramazan; Hz. Ömer’i, hayata baktığı pencereyi, Ömer’in Kudüs’ünü öğrenmeliyiz mesela. Kudüs’e girerken ki heyecanını, özlemini, tevazu edişini öğretmeliyiz çocuklarımıza. Mübarek Ramazan ayının sevincini elbette ki yaşamalıyız ama Selahaddin Eyyubi’nin yıllarca gülmeyen yüzünün nedenini öğrenerek aklımıza kazıyarak yaşamalıyız o sevinci. Her günü yeniden dirilişin, kurtuluşun birliğin bilincini aşılamalı bizlere. Mahzun kalplere mahsun olacak bir nesil için tohumlar atmanın bilincini diri tutmalıyız bu Ramazan.

Diyanet İşleri Başkanlığı Ramazan temasını ‘ Ramazan ve Ahiret Bilinci ’ olarak belirlemiş… Belli ki bu Ramazan ahiret bilincini, vicdanı kör İsrail’in karşısında bir çınar gibi, elif gibi dim dik duran Filistinli gençlerden alacağız. Düğününe yürüyor gibi davası ve imanı söz konusu olduğunda geriye tek bir adım dahi atmayan, ahiretinin bilincinde olan Filistinli kadınlardan alacağız. Belli ki, babasının kucağında vücudu paramparça olmuş ahirette cennet kuşu olacak çocuklardan alacağız biz bu bilinci.

Ben öyle inanıyorum. Bu inançla sizleri Allah’a emanet ediyorum. Bir sonraki yazımda buluşmak ümidi ile.