Omsa Metal işçisinin büyük suçunu duydunuz mu?

Emirhan Akman

Emirhan Akman

Tüm Yazıları

Kocaeli’nin neresinde bir emek mücadelesi varsa orada olmaya gayret ediyorum. Gazetem de buna imkân veriyor, bu nedenle mutluyum. Emek mücadeleleri beni en çok gerçek insan hikâyesi barındırdığı mutlu ediyor. Geriye dönüp baktığımda çok açık bir şey söylemem gerekiyor, grev çadırları bana çok şey öğretti, öğretmeye devam ediyor. DYO Boya’daki grevi tasvir ederken şöyle söylemiştim, “Hiç aç gözlü işçi tanımadım”. Bana bunu söyleten işçilerdi. Hangi işçiyle konuşsam hiç ağızlardan lüks ihtiyaçlar, imkânsız maaşlar çıktığını görmedim. Hepsinin derdi ailesinin geçimi, çocuğunun geleceği… Bu haklı talepler hayatın en somut istekleri.

Omsa Metal işçisinin büyük suçunu duydunuz mu? - Resim : 1

İŞÇİLER FABRİKAYA NASIL DÖNECEK?

Şu an işçi sınıfı bu en temel istekleri yerine getirmekten aciz, fabrika önüne çıkan işçiler bu nedenle fabrikanın içinde değil, önündeler. İçinde oldukları fabrika onları fakirleştiriyor, sömürüyor, eziyor. Onlar da dışarıda haklarını arıyorlar. İşçiler nasıl fabrikaya dönecek? Devlet ve sermaye onları insan yerine koyarsa… İşte fabrikasındaki şartları değiştirmek için dışarı çıkan işçilerden birisi de Omsa işçileri. Omsa işçileri sendikalı olmak istiyor.

OMSA İŞÇİLERİNİN BÜYÜK SUÇU

Omsa Metal şu an İsveç sermayeli bir şirket, yani yabancı sermayeli. Burada 57 işçi işten atıldı, Omsa’da tam 35 gündür grev ve direniş var. Peki ama neden?

Omsa Metal’de işçilerin en büyük suçu patronlar tarafından sayılmayı istemekti. Bugün grev çadırında konuştuğum işçiler en temelde şunu ifade ettiler, “Emirhan evet para sorun, ağır işler sorun ama en temel sorunumuz yönetimin bizi yok sayması, hiçbir fikrimizi dinlememesi”. Fabrikada maaşlar şu an 30-35 bin lira dolaylarında. İşçilerin fazla mesai yapması yasak ancak yönetim isterse, özel durumlarda bu mümkün olabiliyor. Mesai saatleri içerisinde işçiler kameralardan an an izleniyor. Anlayacağınız şu ki devamlı mobbing altındasınız. Uzmanlığınızın olmadığı bir makinede ‘rotasyon’ adı altında çalıştırılabiliyorsunuz! Şu haliyle işçiler yönetime karşı tamamen çıplak, hiçbir savunma güçleri yok. Sendikayı da bu nedenle istiyorlar. Anayasal olarak sendika haklarını kullanırlarsa en azından haklarını bir sözleşmeye dökebilecek, yasal olarak da koruma altına alınacaklar. İşçiler bu zamana dek iyi niyetle şartların değişmesini beklemiş.

Omsa Metal işçisinin büyük suçunu duydunuz mu? - Resim : 2

KOPUŞ NOKTASI

Canlarına tak ettiren ise fabrikayla yapılan bir görüşme olmuş. İsteklerini sıraladıkları bir toplantıda işçilere doğrudan, “İsteyen çalışır, istemeyen tazminatını bırakıp gider” denilebilmiş. Aslında işçilerin sabrının taştığı nokta da burası. Madem yok sayılıyoruz o zaman artık harekete geçme vakti denilmiş ve sendikalı olmaya karar vermişler. Fabrikada 57 işçinin tamamı sendikalı. Harekete geçen işçiler arasından ilk, öncü işçilerden birisi olan 8 yıldır fabrikada çalışan Serdar Bal tazminatsız bir şekilde işten atıldı. Sonra arkadaşları için direnen işçiler sayesinde geri alınan Serdar Bal bu kez 57 kişiyle birlikte işten atıldı… OMSA’da işveren eşitsiz, tümüyle hiyerarşik bir ilişki istiyor. İşçiler ise bu eşitsiz ilişkiyi bozmak ve fabrikaya huzuru getirmek için fabrikanın önde direnmeye devam ediyor.

İŞÇİ ÖĞRETİR

İşçinin direnişi öğretmek içindir. İşçiler yalnız olmadıklarını, var olduklarını, hayatın öznesi olduklarını, görünmez olmadıklarını öğretirler. Grev bir öğretme aracıdır. İşverene görmeyi öğretir, gücünün sınırlarını öğretir, işverene çalışanının önemini gösterir. OMSA işçisi de bunun peşinde…

Omsa Metal işçisinin büyük suçunu duydunuz mu? - Resim : 3

KİTAP ALINTISI

Orhan Kemal’i çok severim. Türkiye işçisini, patronunu tanımak için okumak gerekli.

"Sen? Bana ekmek veriyorsun ha? Sen kimsin de bana ekmek vereceksin? Çalışıyorum ben, alnımın teriyle kazanıyorum onu... Bana ekmek veriyormuş... Ben çalışmayım da sen bana ekmek ve. Ulan siz değil ekmek, günahınızı bile vermezsiniz bedavadan!" (s.6) Grev, Orhan Kemal

Omsa Metal