Fatma Kaplan Hürriyet aslında ne söyledi?

Emirhan Akman

Emirhan Akman

Tüm Yazıları

ZARLAR ATILDI

Roma İmparatorluğu’nun eşsiz komutanı Jül Sezar Rubicon Nehri’ni geçtikten sonra şöyle söyler, “Alea iacta est”, yani “zarlar atıldı.” Rubicon Nehri Roma’ya girmeden önce son sınırdır. Komutanlar Roma’ya ancak ordusuz girebilir fakat Sezar’a karşı komplo kurulmaktadır, komployu dağıtmanın tek yolu yapılmayanı yapmaktır. Sezar geçilmesi yasak nehri aşar, Roma’ya girer fakat söylediği söz unutulmazdır, zarlar atıldı! Eğer Roma’da başarılı olamazsa bedel ödeyeceği kesindir.

DÖNÜŞ YOK

Dün Nokta TV’de Ahmet Akçaalan’ın sunduğu Arka Plan’da Fatma Kaplan Hürriyet’in açıklığını görünce aklıma Sezar geldi… Fatma Hanım zarlarını atmıştır, artık buradan dönüş yok. Harun Özgür Yıldızlı’ya, Bülent Sarı’ya ve CHP İl Örgütü’ne karşı tüm kartlarını açık oynadı.

Programı izlemeden önce de Fatma Hürriyet Kaplan’ın büyük bir risk aldığını düşünüyordum, program bitti ve ben hâlâ öyle düşünüyorum. Programdaki performansını değerlendireceğim o ayrı bir konu fakat Hürriyet’in neden bu riski aldığını iyi anladım. Program bu açıdan onun adına çok başarılıydı.

NEDEN RİSK ALIYOR?

Daha önce de yazdım 19 Mart’ta Ekrem İmamoğlu’na yapılan operasyon Türkiye siyaseti için bir dönüm noktasıydı. Bana göre özellikle iktidara muhalefet eden siyasetçiler ikiye ayrılıyor; 19 Mart’ın ne olduğunu anlayanlar ve hâlâ eski kodlarla düşünenler olarak. Türkiye’de rejim değişti, hukuk siyasallaşıyor ve medya büyük baskı altında. Cumhuriyet Halk Partisi 47 yıl sonra birinci parti olmasının bedelini ödüyor. Yargının siyasallaştığını göremeyenler ya da görmek istemeyenler, “suçları yoksa yargılanır çıkarlar” ezberiyle hareket ediyor. Ben de diyorum ki bu oyundaki zarlar hileli. Zarlar hileliyse, zarı kim tutuyorsa güç ondadır. Buradan CHP adına tek çıkış önüne gelen halka yaslanmak. Yani önüne konulan her sandıktan zaferle ayrılmak. Dün itibariyle görüyorum ki Fatma Hürriyet Kaplan bunun farkında. İl Başkanlığında gerçekleştirmek istediği değişimin gerekçesini çok iyi anlıyorum. Fatma Hürriyet Kaplan gereksiz tartışmalara kapılmadan, en güçlü kimse bu mühür onun elinde olsun, olağanüstü bir dönemden geçiyoruz diyor. Programda da sıklıkla bunu vurguladı.

BÜYÜKAKIN’DAN FARKI

Programda ‘harikulade’ bir performans sergiledi. Sürekli gülümsedi, hep hazır göründü. Bir kere iki saat boyunca, sorularla sıkıştırıldığınız, aldığınız riski açıklama borcunuzun olduğu yayında kondisyonunun ne kadar iyi olduğunu gördük. Bu tip yayınlarda enerji önemlidir, ekranda canlılık veremiyorsanız kendinizi dinletemezsiniz. Fatma Hanım konuşurken Tahir Büyükakın’ı düşündüm. Muhtemelen o sorulara bürokratik, yavaş, enerjisi düşük ses tonuyla cevap verirdi çünkü hesaplı bir siyasetçi. Fatma Hanım hesapsız değil ama karar verdiyse cesur, yayın boyunca bunu kanıtladı. Ahmet Akçaalan bazı sorularda onu ‘sıkıştırmayı’ denedi fakat sıkışmayı bırakın, sorulan sorunun niyetini aşan, beklenenden çok daha açık yanıtlar verdi. Bu da dinleyenlerde, “beklenenin ötesine geçiyor” etkisi yarattı. Bu tip yayınlarda beklentiyi aşma duygusunu bir iki kez izleyiciye geçtiyse izleyici filtresini kapatır, ne anlattıysanız onu alır… Fatma Hanım dün bunu başardı. Birden fazla yerde, “siyaset cesurların işidir” dedi ve Büyükakın’ı “maskeli” olmakla suçladı. Büyükakın’ın bir siyasetçi personası olduğu açık, Büyükakın çoğu kez kendini tutuyor, kontrolcü bir siyasetçi. Fatma Hanım ise çoğu kez kendini bırakıyor, tabi bunu muhtemelen süreç içinde öğrendi… Bir kez daha gördüm ki Hürriyet, Büyükakın’ın panzehiri.

HİKÂYENİN ÖNEMİ

Tolstoy’a atfedilen bir söz vardır, “Tüm muhteşem hikayeler iki şekilde başlar: Ya bir insan bir yolculuğa çıkar, ya da şehre bir yabancı gelir.” Okul okumak için geldiği bir şehirde, yabancısı olduğu bir şehirde en aşina yüz olmak, önce vekil olmak ve sonra vekilliği bırakıp 2019 ve 2024’te yapılamayanı yaparak Kocaeli’de AK Parti’yi iki kez yenmek… Bunlar insana olduğu kişi hakkında özgüven verir. Fatma Kaplan Hürriyet CHP Kocaeli’de faal siyasette kimsede olmayan bir şeyi bu yüzden vurguluyor, bana kızabilirsiniz, beni kabullenmeyebilirsiniz ama “ben bu şehirde iki kez AK Parti’yi yendim.” Fatma Kaplan Hürriyet’in bir hikâyesi var, bu herkese nasip olmuyor. Hikâyelerin maliyeti vardır, mesele o maliyete katlanmaktır.

GEREKÇEYE TAMAM ADAYA HAYIR

Gelelim İl Başkanlığı meselesine. Konuyu taraflar açısından tartışmayacağım. Hürriyet’in programda neden il başkanını belirlemek istediğini anladım lakin seçtiği aday konusundaki endişelerin hiçbirisini gideremedi. Erdem Arcan bugün itibariyle Fatma Kaplan Hürriyet’in ‘adamı’ olarak görülüyor ve ne yazık ki öncesinde güçlü bir hikâyesi yok. Üstelik Arcan göründüğünden fazlasıyla bile bugünden kongreye 11 gün var, kendini anlatma şansı yok. Arcan’ın dayandığı tek güç Hürriyet’in delegeler üzerindeki etkisi… Delegeler Arcan için değil eğer oy vereceklerse Hürriyet’i anladıkları, destekledikleri için oy verebilirler. Bu da Arcan’ı tek başına ayakta kalabilecek birisi olmaktan uzak gösteriyor. İşi zor, görünen o ki Arcan Hürriyet’ten daha fazla risk aldı. Hürriyet kongreyi kaybetse bile 2 yıl sonra yine büyükşehir adaylığı için ön seçim ister, oradan da çıkar, bunun farkında.

TARAFSIZLIK KORUNDU

Bitirirken Nokta TV Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Akçaalan’ı ayrıca tebrik ediyorum. Bu tür yayınlarda tarafsızlığı korumak önemli. Hürriyet’e ihale de soruldu, çöp de. Kongreye 11 gün kala Hürriyet’i böyle ağırlamak herkese nasip olmaz.