Gerçek belediyeciliğin tek adresini muhalefet de kabul ediyor

27 Mart 1994 Türkiye siyasetinin yerel yönetimler anlayışında bir kırılma yaşadığı ve günümüze kadar kesintisiz devam edecek bir belediyecilik anlayışının temellerinin atıldığı tarihten bakmak gerekir ‘gerçek belediyecilik’ anlayışına.

Çöp dağlarının bomba gibi patladığı, gazetelerin hava kirliliğinden kuponla maske dağıttı,‘İstanbul’da yaşamak ömrü 4 yıl kısaltıyor’, ‘ İstanbul’da kitlesel ölüm tehlikesi’ diye başlık attığı, yolların köstebek yuvasına döndüğü çarpık kentleşmenin, gecekondulaşmanın gelenekselleştiği hülasa artık bu şehir düzelemez denilen İstanbul’da, sandıklardan Recep Tayyip Erdoğan ezici bir oyla Belediye Başkanı olarak çıkmıştı.

Henüz çiçeği burnunda Belediye Başkanı olan Erdoğan, görev süresini hazımsızlık çekenlerin uğraşması ile tamamlayamamış, sadece şiir okuduğu için başkanlıktan el çektirilene kadar yukarıda sayılan problemleri tek tek çözmüş, üstüne pislik kokan Haliç’i temizlemiş, İstanbul’u bir metropole yakışır hale getirmişti. Üstelik tüm bunları yaparken iktidar partisi farklı, Erdoğan’ın belediye başkanı olarak seçimlere girdiği siyasi parti farklıydı. Siyasi rozetini çıkarmış, İstanbulluların hepsinin belediye başkanı olmayı başarmış, hepsinin gönlünde taht kurmuş ve ‘ Erdoğan Belediyeciliği’ kavramının yaptığı hizmetlerle kendiliğinden oluşmasını sağlamıştı. Bu belediyecilik anlayışı sevsin sevmesin çoğu muhalif parti yöneticileri tarafından da merkezi yönetimin adımlarından bağımsız olarak takdir gördü. Kabul edildi.

Bu başarı Recep Tayyip Erdoğan’a 2002’de ülkeyi yönetmenin kapılarını açmış, takip eden ilk yerel seçimlerde de Türkiye haritasını adeta partisinin renklerine boyayacak ilk yerel seçim zaferini getirmişti.

Bugüne gelecek olursak eğer, 31 Mart 2024 Pazar günü, yaşadığımız şehrin sorunlarını çözecek, belediyecilik anlayışında şehre uygun çözümleri olan, şehri tanıyan, hizmet ederken her yaptığı hatada suçu başkalarına atmayacak, halk tarafından verilen yetkiyi dahi kullanamayıp ağlanıp sızlanmayacak, hizmet ettiği bölgenin belediyecilik sınırlarında olan şeylerle dertlenecek, bir ayağını merkez siyasetinde yer almak için atıp, diğer ayağı ile belediye başkanlığını evcilik oynar gibi oynamayacak başkanları seçeceğimiz sandıkların başına gideceğiz bir iki gün sonra.

Herkesin siyasi görüşü vardır mutlaka. Elbette benim de var. Siyasi görüşümden, ideolojimden bağımsız olarak yaşadığım şehir Kocaeli, yaşadığım ilçe İzmit için çok uzatmadan bir iki cümle kurmak istiyorum. Kocaeli Büyükşehir Belediyesinin hizmetlerini, her alana adeta bir anne şefkati ile dokunmak için özenle hazırlanıp hayata geçirilen projelerini, şehrin refah seviyesini arttırmak için günün herhangi bir saati sokakta görebileceğiniz ulaşılabilir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın’ı büyük büyük cümlelerle anlatmaya gerek bile yok. Çünkü gerek hizmetleri ile gerek de samimiyeti ile çoktan Kocaelililerin yani bizlerin gönlüne sevgi köprüleri kurmuş durumda.

Gelelim İzmit’te… Açıkçası benim son 5 yılda aklımda kalanlar; sürekli şikâyet, sürekli büyük büyük vaatler verilip ara sokakların yollarının çukurlarının bile düzeltilememesi, ( bir arkadaşımın arabası neredeyse kullanılamaz hale gelmişti bu nedenle), saat gibi işleyen işletmelerin ve yatırımların çöp haline gelmesi, bozulan çöp kamyonları yüzünden 90’lı yılların garabeti açık kasa kamyonlarla çöplerin taşınması, tamamen ücretsizken dezavantajlı vatandaşa 40 tl den satılan yemekler…

Birde görevi olmasına rağmen Belediye Meclislerini yönetmeye gelmeyen, geldiğinde de seçilmiş Meclis Üyelerinin mikrofonlarını kapattırarak bağırıp çağıran, katıldığı iftar organizasyonunda bile vatandaşla tartışıp çekip giden, sürekli polemik oluşturan, hamile olmasına kadın olmasına bakmadan belediye çalışanlarını yeni yıl arifesinde kindar bir şekilde işten atan Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet geliyor aklıma.

Hiç mi hizmet yapmadı? Dediğinizi duyar gibiyim. Elbette ki yaptı. Yapımı neredeyse tamamlanmış binaları giydirip ben yaptım diye açtı mesela. Ya da tabela değiştirip kütüphane açtı. Boyayıp süsleyip zaten rutin olan tadilatları yaptırıp yine ben yaptım diyerek yıllardır hizmette olan gençlik kampını tekrar açtı mesela.

Benim İzmit deyince, CHP Belediyeciliği deyince aklıma gelenler yerelde bunlar. 5 yılda CHP adına elindeki büyük şansı kullanamamış, Partisinde kurumsal olarak zaten olmayan belediyecilik anlayışını bir arpa boyu aşamamış, kavgacı, saldırgan ve başarısız bir belediye başkanı geliyor aklıma. İzmit’in kaybedecek bir 5 yılı, İzmitlinin kaybedecek bir 5 yılı daha yok, olmamalı da zaten. Zira olmadı GÜLÜMSEYEMEDİK!

Değerli okurlarım, seçim sandığı, mühür ve tercih pusulası ile siz ve vicdanınız dışında kimse olmayacak kabinlerde. Tercih sizin. 5 yıl daha İzmit’te kavga gürültü ve şikâyet belediyeciliği mi, gerçekten hizmet belediyeciliği mi? Çocuklarınız için güvenli şehirler mi? Dökülen parklar ve bahçeler mi? Siz karar vereceksiniz.

Bir sonraki yazımda görüşmek ümidi ile Allah’a emanet olun.