Mesele gençliğe bakmak mı? Genci görmek mi?(2)
İlk köşe yazımda güzel yorumlarını gerek gazetedeki yazımızın altına, gerek sosyal medya da gerek de özelden dönüp iletişim kurarak samimiyetini ileten herkese çok teşekkür ediyorum. Yaşayan bir köşe olmak istememdeki kastım buydu ve daha ilk yazıdan oraya doğru eviriliyor olmak çok mutlu etti beni.
Aldığım en anlamlı eleştiri, cümleleri çok uzun tutmam oldu galiba. Mesele uzun olunca cümlelere nokta koyası gelmiyor insanın. Farkına varmadan uzayıp gidiyor cümleler.
İlk köşe yazımda, 20. Yüzyılın basmakalıp yargıları ile 21. Yüzyılın yenidünya gencinin yargılanamayacağını, farklı organizasyonlarla piyasaya taşere edilmemesi gerektiğini söylemiştim. Karar verici yetişkinlerin bir zamanlar genç olduğunu unutmaması ve baktıkları açılardan kurtulup artık görmeye başlaması üzerinde durmuştuk.
PİYASAYA TAŞERE EDİLMEK İSTENEN GENÇ
Bugünün genci artık dünden daha fazla sosyal ve eve girdiklerinde bu sosyal etkileşim evin kapılarının dışında kalmıyor. Yatarken dahi başuçlarında her an dünyanın farklı noktasındaki herhangi biri veya toplulukla iletişim halinde. Bilgi fazlası ile ulaşılabilir. Sizin anlattıklarınızda kafalarına yatmayan soru işareti olan her şeyi anında aratıp okuyorlar. Yol arkadaşlığı kavramının içerisinde, çıkılan yola yakıt olarak kullanıldıkları hiçbir organizasyonun içerisinde yer almak istemiyorlar. Devamlı kıyaslanmak, toplu organizasyonların fotoğraf öznesi olmak hem sıkıcı hem de kabul edilebilir bir durum değil artık genç bireyler için. Yüzlerce gencin bir araya getirildiği toplantılarda konuşmacı konuşurken, salonda hemen hemen herkesin farklı noktalara odaklandığına çoğu kez şahit oldum. Hele hele toplantı sonunda konuşmacıya soru soramayacağım bir organizasyonsa açıkçası ben bile katılmak istemiyorum artık. Bu hali ile iletişim gerçekleşmemiş oluyor çünkü. Sadece bilgiyi boca edip gidiyor konuşmacı.
TEKELLEŞEN GENÇLİK ANLAYIŞINDAN, BİREY OLARAK DEĞERLENDİRİLEN GENCE
Bakmak değil, görmek dedik ya mesele, gençlerin artık tekelleşen aynı ustanın elinden çıkmış programların ötesine gitmek istediklerini görmek, bire bir önemsendikleri, birey olarak dikkate alındıkları ve bireysel yeteneklerini merkeze alan mekânları oluşturmak gerekiyor.
Tüm bunları yaparken, kendileri hakkında verilecek kararlara dâhil edilmelerini sağlamalıyız. Gençleri dinlemeyi, sorularına samimiyetle cevap vermeyi ve çözüm yollarını göstermek yerine birlikte aramayı tercih etmeliyiz.
Belki de en çok eleştirmemiz gereken yüzyıllardır beğenilmeyen genç bireyler değil, kendimiz olmalıyız. Her yüzyılda aşağı yukarı aynı eleştirilere maruz kalmış gençler konusunda her eleştiri abartı demiyorum tabi. Ahlaki erozyon, hızla düşen entelektüel birikim, geçmişi ve gelenekleri bir kenara bırakıp hızlı bir dönüşümün içerisinde olmaları elbette ki toplumun öznesini oluşturan gençler için birer sorun. Belki de Gençlerin sivil toplum anlayışı, Eğlence anlayışı, Eğitime bakış açısı ve diğer başlıklar hakkında da yazdıktan sonra sizden gelen öneriler ve akademik çalışmalarla sokağın, mahallenin dilini harmanlayıp güzel sonuçlara ulaşabilir, meselenin bam teline dokunabiliriz.
PEYGAMBERİ EĞİTİM METODU , ‘TALEBİN OLDUĞU YERDE ARZ ETMEK’
Son olarak çok uzatmadan, Hz. Muhammed’in eğitim metodu ile ilgili bir örnek vermek istiyorum, Mekke’nin fethedildiği, 15 Bin kişilik İslam Ordularının Kâbe’yi putlardan temizlediği, Ebu Cehil ’in çocuğunun iman ettiği, İnanmayan herkesin dahi muzaffer bir komutan olarak kabul ettiği bir zaferin sonucunda, hemen bir sonraki gün Medine’ye dönüş yolunda Hz. Muhammed (s.a.v), böyle bir atmosferde Huneyn’de verilen molada ezanla dalga geçen 10 Yahudi çocuğu karşısına çocukları tekrar dinleyip, içlerinden sesini çok beğendiği çocuğun başını okşayıp ezanı kameti öğretip daha dün fethedilen İslam’ın Kalesi Kabe’ye Müezzin olarak tayin eder. Bu şefkatli davranış ve samimiyet yahudi çocuğunun kalbine işler ve Peygamber okşadığı için ömür boyu saçının şeklini dahi değiştirmez. İman eder. İşte size eğitim ile insan kazanma sanatına en güzel örneklerden biri.
Düşünüyorum da biz dışarıda ezanla dalga geçen birini görsek ne yapardık acaba? Hz. Peygamberi mi örnek alırdık? Yoksa ‘sen nasıl dalga geçersin’ cümleleri ile başlayıp şiddetle mi sonuçlandırırdık acaba? sınavlardan başarısız sonuçlar alan, derslere odaklanamayan, Dininden diyanetinden uzaklaşmış gençlerin karmaşa ve kaos kıskacına girmiş dünyalarından hicret edip, iyiye güzele muhacir olmalarına ne kadar Ensar olabiliyoruz? Bu sessiz taleplerine ne kadar arz edebiliyoruz?
Düşünmeniz ve aksiyon almanız dileği ile, bir sonraki yazıda görüşmek üzere, Allah’a emanetsiniz.
Değerli NoktaGazetesi.com.tr okurları,
NoktaGazetesi.com.tr ekibi olarak Türkiye'de ve dünyada yaşanan, haber değeri taşıyan gelişmeleri sizlere en hızlı, tarafsız ve kapsamlı şekilde sunmak için çalışıyoruz. Bu süreçte sunduğumuz haberlerle ilgili eleştiri, görüş ve yorumlarınız bizim için çok değerli. Ancak, karşılıklı saygı ve hukuka uygunluk çerçevesinde, daha sağlıklı bir tartışma ortamı oluşturmak adına yorum platformumuzda uyguladığımız bazı kurallarımız bulunmaktadır.
Sayfamızda Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına ve evrensel insan haklarına aykırı yorumlar onaylanmaz ve silinir. Okurlarımız tarafından yapılan yorumların, (diğer okurlara yönelik olanlar da dahil) kişilere, ülkelere, topluluklara, sosyal sınıflara ırk, cinsiyet, din, dil başta olmak üzere ayrımcılık içermesi durumunda, yorum editörlerimiz bu yorumları onaylamayacak ve silecektir. Onaylanmayacak ve silinecek yorumlar arasında aşağılama, nefret söylemi, küfür, hakaret, kadın ve çocuk istismarı, hayvanlara yönelik şiddet söylemleri de yer almaktadır. Suçu ve suçluyu övmek, Türkiye Cumhuriyeti yasalarına göre suçtur, bu nedenle bu tür yorumlar da NoktaGazetesi.com.tr sayfalarında yer almayacaktır.
Ayrıca, Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerinde doğruluğu kanıtlanamayan iddia, itham ve karalama içeren, halkı kin ve düşmanlığa tahrik eden, provokatif yorumlar da yapılamaz.
Markaların ticari itibarını zedeleyici, karalayıcı ve ticari zarara yol açabilecek yorumlar onaylanmaz ve silinir. Aynı şekilde, bir markaya yönelik promosyon veya reklam amaçlı yorumlar da onaylanmaz ve silinecek yorumlar kategorisindedir. Diğer web sitelerinden alınan bağlantılar NoktaGazetesi.com.tr yorum alanında paylaşılamaz.
NoktaGazetesi.com.tr yorum alanında paylaşılan tüm yorumların yasal sorumluluğu yorumu yapan kullanıcıya aittir, NoktaGazetesi.com.tr bu sorumluluğu üstlenmez.
NoktaGazetesi.com.tr'de yorum yapan her okur, yukarıda belirtilen kuralları, sitemizde yer alan Kullanım Koşulları'nı ve Gizlilik Sözleşmesi'ni okumuş ve kabul etmiş sayılır.
Kurallarımıza uygun şekilde saygı, nezaket, birlikte yaşama kuralları ve insan haklarına uygun yorumlarınız için teşekkür ederiz.