Bu haftaki yazımı size bazı istatistiki veriler ile başlamanın isabetli olacağı kanaatindeyim. Çünkü bu rakamlar bize daha gerçekçi yol haritamızı tarif edecektir.
Dünya nüfusu nereye gidiyor?
2000 Yılı à 6 162 000 000
Bu haftaki yazımı size bazı istatistiki veriler ile başlamanın isabetli olacağı kanaatindeyim. Çünkü bu rakamlar bize daha gerçekçi yol haritamızı tarif edecektir.
Dünya nüfusu nereye gidiyor?
2000 Yılı à 6 162 000 000
4857 sayılı İş Kanunu’na göre işverenin işçiye ödemesi gereken tek borç, maaş - ücret borcu olarak tanımlanmıştır ve yemek başta olmak üzere diğer tüm sosyal haklar zorunlu değildir. Çalışanlarımız, ara dinlenme hakkı içerisinde beslenme ihtiyaçlarını giderirler. İşçilerin 7.5 saate kadar 30 dakika, 7.5 saati aşan çalışma sürelerinde 1 saat dinlenme hakları bulunur ve çalıştığı vardiyalara göre öğle yemeği, akşam yemeği, kahvaltı gibi günlük döngüye göre yemek verilir. Ayrıca bir iş yerinde iş sözleşmesi ile yemek hakkı veya yemek kartı, yemek parası gibi uygulamalar varsa bu ‘yasal’ bir hakka da dönüşür ve iş veren bu hakkı istediği zaman kaldıramaz.
Yaklaşık 30 yılını endüstriyel hayatın içerisinde aktif olarak, sahada çalışanlar ile omuz omuza geçiren bir yönetici olarak tespitim çok net: iş hayatında çalışan emekçinin birçok beklentisinin yanında en temel 3 hassasiyeti vardır.
1 – Yediği Yemek (standart, kaliteli, kalori değeri yüksek ve tercih edilen, teşvik eden, doyurucu olmalı)
“Yemek, yemek üstüne ne düşünürsünüz bilmem ama kahvaltının mutluluk ile bir ilgisi olmalı” demiş Cemal SÜREYYA
Ben bunun bir adım daha ilerisini düşünüyorum hatta iddia ediyorum…
Her sabah kendi kendime sorduğum soruyu sizler ile de paylaşmak istedim;