Murathan Birinci

Murathan Birinci

Çürüyen dirsekler, nuru kaçan gözler...

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu. 8 yıl boyunca hakim ve savcılık sınavlarına girmiş. Yazılı sınavlar hep 80 üstü, mülakatlarda elenmiş.

İletişim fakültesi mezunu. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı İletişim Uzman Yardımcılığı sınavına girmiş. 3 aşamalı sınav. İlk iki aşamada 70 üstü puanlar. Son aşama olan mülakatta elenmiş.

Yüzlerce, binlerce benzer örnek.

Yazının Devamı

Halkı teğet geçen halk otobüsleri!

Geçenlerde Halkevi’nde durakta otobüs bekliyorum. Hava 36 derece. İnsanlar kan ter içinde. Bir an arkadan bir ses duydum: “Nereye gidiyorsun p....k”

Bir vatandaş isyanını dile getiriyordu. “Durağa girmeden gitti” diye ekledi.

El yapmasına fırsat bile kalmamıştı. Muhtemelen durakta bekleyen 4-5 otobüs olduğunu gören şoför, beklememek için durağı teğet geçti.

Yazının Devamı

Kemal Kılıçdaroğlu, tarihin hangi tarafında yer alacak?

Siyasetçi kimdir?

Pazarda vatandaşın, üniversitelerde öğrencinin, oto sanayide esnafın arasına karışabilendir.

Günün birinde politikayı bıraktığında utanmadan aynaya, torunlarının yüzüne bakabilen, saçlarını okşayabilendir.

Yazının Devamı

Dikkat çeken oranlar: Üniversite mezunu olmak yeterli görülmüyor!

Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavı (HMGS), hakim ve savcı yardımcılığı sınavına girmek ve avukatlık veya noterlik stajına başlayabilmek için 7188 sayılı kanun ile 24 Ekim 2019'da yürürlüğe giren bir ön eleme sınavıdır. Türkiye’de ve yabancı bir ülkedeki hukuk fakültelerinden mezun adaylar bu sınava girebilir.

HMGS’nın ilki 29 Eylül 2024 tarihinde gerçekleştirildi. Bu sınav sonuçlarına göre ülkemizde bulunan hukuk fakültelerinden mezun olan adaylarının başarı oranları açıklandı.

ÖSYM’nin düzenlediği sınav sonuçlarına göre mezunları bakımından bakıldığında Kıbrıs Sosyal Bilimler Üniversitesi, Melikşah Üniversitesi ve Gazi Üniversitesi mezunları sınavda yüzde 100 başarı yakalamış ama bu fakülte mezunlarından sadece 4 kişi bu sınava girmiş.

Yazının Devamı

Hava kurşun gibi ağır

Nazım Hikmet, Kerem Gibi adlı şiirinde bugünleri tarif eder gibi “Hava kurşun gibi ağır” diyordu.

Bir şehir genç, güler yüzlü bir belediye başkanını; Ferdi Zeyrek’i kaybederken, Manisa’nın üzerine bir ağırlık çöktü. Tüm ülke Manisa ile ağladı.

Sanki hepimizin evinden bir ölüm haberi gelmiş gibi...

Yazının Devamı

Part-time hayatlar: Ücretli öğretmenler iş arıyor!

Türkiye’de 80 binin üzerinde ücretli öğretmen görev yapıyor. Peki nedir ücretli öğretmenlik?

Öğretmen açığı bulunan okullarda geçici görevlendirilen ve ders başı ücret alan eğitmenlere ücretli öğretmen deniyor. Bir bakıma devlet öğretmen açığını kabul ediyor ancak atama yapmak yerine kısmi veya part-time çalışan istihdam ediyor.

Ders başı ücret karşılığı çalışma ise öğretmenlerin sadece girdiği ders saati kadar ücret alması ve tatillerde bu ücretlerin kesilmesi demek.

Yazının Devamı

Sherlock kadar zeki: Endeavour Morse

Ülkemizde polisiye dizilerin belli bir hayran kitlesi olduğu bir gerçek. Ancak arkadaş sohbetlerinde konuşulduğunda adı ilk geçen polisiye diziler; Sherlock, True Detective, Criminal Minds gibi diziler oluyor.

“İngilizler asla kötü polisiye çekmez” tavsiyesi ile Endeavour, Luther ve Broadchurch adlı yapımları izledim ve “iyi ki izlemişim” dedim. Şimdi gelin, bu dizilerden biri olan Endeavour’a kısaca göz atalım...

1960’lar Oxford’unda geçen dizide, geçmişte farklı işlerde çalışmış ama bu işlerde tutunamayan Endeavour Morse‘un son olarak kriptocu olarak görev yaptığı ordudan da hayatındaki boşluğu dolduramayarak ayrılması ve bunun üzerine çıktığı yeni yolculuk anlatılıyor. Oldukça parlak bir zekaya sahip, Oxford Üniversitesi’nde aradığını bulamayarak farklı yerlere savrulan Morse, son olarak katıldığı Oxford Polis Teşkilatı’ndan da ayrılmak için istifa mektubunu yazarken, kendisini çok farklı bir hikayenin içinde bulacağını bilmiyordu. Psikolojik olarak incelenebilecek bir karakter olan Morse, yaşadığı yalnızlığı izleyiciye tam anlamıyla yansıtabiliyor.

Yazının Devamı

Cumartesi Pazarı izlenimleri: Çileğin tadına baktın mı?

Pazar alışverişi yapmayı pek sevmem.

Cumartesi günü eşimin davetiyle Doğu Kışla Kapalı Pazar alanında kurulan Cumartesi Pazarı’na gittik.

Bu yazıda dikkatimi çeken ilginç detayları kaleme almak istedim.

Yazının Devamı

“Ateş olmayan yerden duman çıkmaz” ve “ama”

“Ama” dan öncesinin hükmü kalmamıştır artık...

“Ama” benin için bir orta yol arayışını, kararsızlığı ve tedirginliği ifade eder.

“Ama” öncesinde sen haklısındır, sonrasında haksız.

Yazının Devamı

Tanpınar’ın Ankara Notları: Mustafa Kemal ne düşünüyordu?

Beş Şehir adlı eserinde “Ankara, Anadolu’da bir iç kaledir” der Ahmet Hamdi Tanpınar.

Ankara’nın tarihin büyük düğümlerinin çözüldüğü bir kale olduğunu belirtip Etiler, Frigyalılar, Lidyalılar, Roma, Bizans, Selçuk ve Osmanlı zamanlarınıda bunun hep böyle olduğunu kaleme alır.

1197’de Bizans kartalının bir daha Ankara’da uçamaz hale gelişinden, Yıldırım ve Timurlenk karşılaşması ve oradan milli mücadele ile İstiklal’e uzanan süreçte 1928’de ilk kez Ankara’ya gelir Tanpınar.

Yazının Devamı

İşçi ve işverenin ortak talebi: Daha hızlı ve adil bir süreç

Üzerinden biraz zaman geçti ama aklımdaydı. Bu konuyu kaleme almak istedim.

17 Nisan günü Kocaeli’de Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un da katıldığı Yargı ve İş Dünyası sempozyumunda konuşan Kocaeli Sanayi Odası Başkanı Ayhan Zeytinoğlu’nun bir söylemi dikkat çekti.

Zeytinoğlu konuşmasında “Davaların uzunluğundan üyelerimiz şikayet ediyor. Kocaeli gibi sanayinin büyük olduğu illerde uzman mahkemeliklere daha fazla ihtiyacımız var. İş mahkemelerinde işveren aleyhine kararlar yoğun” sözlerini kullandı.

Yazının Devamı

Tarihe tanıklık ettiren kulüp… Kocaelispor!

Kocaelispor Süper Lig’de...

Dile kolay tam 16 yıl sonra...

Kocaelispor’un 7-1 galip ayrıldığı Yeni Malatyaspor karşılaşması öncesi Nokta Gazetesi Spor Müdürü Erdem Övüç 14 Nisan 2025 tarihli yazısında şu ifadeleri kullanmış:

Yazının Devamı

“Sosyal Ağlar” ve Televizyon: Öldüren Eğlence

Bu günlerde bilgiden çok, görünüm ve gösterişe önem veriliyor.

İsteyerek veya istemeyerek, gönüllü veya gönülsüz gözetliyor veya gözetleniyoruz. Yeni toplumun adı gözetim toplumu...

Bir şov dünyası içerisindeyiz.

Yazının Devamı

Siz hiç çatıdan maç izlediniz mi?

Siz hiç çatıdan maç izlediniz mi bilmiyorum ama ben izledim...

Bilenler bilir. Geçmişte “Atatürk” ismini taşıyan stadyumlarımız vardı. Bazıları yıkıldı yeniden yapıldı, bazılarının yerine Millet Bahçesi, bazılarının yerine ise AVM’ler inşa edildi.

Mustafa Kemal Atatürk’ün ismini taşıyan bu stadyumlar çok gösterişli ve devasa değildi. Etrafındaki evlerin balkonlarından veya çatılarından karşılaşmayı “loca” tadında ücretsiz takip edebilirdiniz.

Yazının Devamı

Gençlere ödenmesi gereken borç: Hayalleri

Bugünden öğrencilik yıllarıma bakınca gençler için hayal kurmak ve hayallerini gerçekleştirmenin o yıllarda daha kolay olduğunu görüyorum.

Bugün hayalini kurmanın bile çok zor olan yurtdışı gezilerine öğrenim kredileri ile çıkabiliyorduk.

2016 yılında 1 haftalığına İtalya’ya gittim.

Yazının Devamı

Bize ayrılan algoritmanın da sonuna geliyoruz

Kocaeli Üniversitesi İletişim Fakültesi mezunuyum. 2010-2014 yılları arasında iletişim eğitimi alırken öğrenciler arasından basılı gazete geleneği yaygındı.

Evine sürekli gazete giren biri olarak büyüdüm. Üniversite yıllarında da sürekli olarak gazete almaya, gündemi basılı takip etmeye mümkün olduğunca özen gösterdim.

O yıllarda Umuttepe Kampüsü içerisinde bulunan fakültemizin yakınındaki kantin içerisinde gazete satılırdı. 75 kuruşluk Radikal’i 25 kuruşa, 1 liralık Hürriyet ve Milliyet’i 25-50 kuruşa satın alabilirdik. Yani gazete öğrencilere indirimliydi. Devam eden yıllarda ise kampüs içerisinde gazete satışı sona erdi.

Yazının Devamı

Yoksula yardım mı? Yoksulluğun kökünü kazımak mı?

“Bırakınız yapsınlar; bırakınız geçsinler parolası ile liberalizm, en acı örneğini Türkiye’de vermiştir. Ne kazandırmıştır on yıllık liberalizm memlekete? Kalkınma hızı mı? Sosyal adalet mi? Çalışma gücü mü? İktisadi itibar mı? Milli gelirde artma mı? Yoksa Ortak Pazar toplantılarında bir geri kalmış ülke ismi mi? Son on yılın örneğinden hoşnut olanlar, dünün köşe başı milyonerlerinden başkaları değildir...”

Uğur Mumcu, 20’li yaşlarının başında yukarıdaki satırları yazmış.

Döneceğiz...

Yazının Devamı

Yazmalıyım!

"Eskiden gece aklıma bir fikir geldiğinde bu fikri unutmamak için yataktan kalkar, düşüncelerimi beynimden kaleme, kalemden kağıda dökerdim" der kahramanımız.

Çok uzak olmayan bir geçmişte böyleymiş kendisi. Bugünlerde içinden yazmak gelmesi bir yana zihnindeki kurtlar kafasının içindeki fikir kırıntılarını kemirmiş.

"Ne yapmalıyım?" diye soruyor.

Yazının Devamı