Milli İrade Meydanı’nı Kremlin Meydanıyla kıyaslayanlara soru: Neyi muhafaza ettiniz?

Emirhan Akman

Emirhan Akman

Tüm Yazıları

Daha önce bir yazımda İzmit’e ‘çirkin’ demiştim, hiç pişman değilim. İzmit’i hâlâ çirkin buluyorum. İzmit’i çirkin bulduğumu ifade ediyorum çünkü İzmit’in güzel olmasını istiyorum. Bir şehir nasıl güzel olabilir ki? Hemen söyleyeyim, bir şehrin eskimesine izin veriliyorsa; yapıları hafızasını oluşturuyorsa, kültürünü estetikle birleştiriyorsa, binaları insanlarıyla uyumluysa o şehir güzel olabilir. Şehirler eskiyerek güzelleşirler. Şehirler üzerlerine toz düşerse, binalarının, caddelerinin, bulvarlarının üstüne kuşak üstüne kuşak binerse güzelleşirler. Uzun ömürlü esnaflarıyla, bilinçli kentlilerle güzelleşirler… Tabi bir şehrin eskiyebilmesi için dayanıklı, estetik ve uyumlu yapılar inşa etmek şarttır. Yoksa bir barakayı 100 yıl ayakta tutmaktan bahsetmiyorum. İstanbul’da tarihi yarımadayı gezerken ne hissediyorsunuz? İşte güzellik odur. Orada kültür korunmuştur, orası size ölümlü olduğunuzu hatırlatır. Orada Roma’yı, Osmanlı’yı, Türkiye Cumhuriyeti’ni birlikte görürsünüz. Güzellik budur, bir şehrin güzelliği size nerede olduğunuzu hatırlatır…

MİLLİ İRADE’Yİ GEREKSİZ ÖVEN METİNLER

Son günlerde aklımda Milli İrade Meydanı’yla cebelleşiyorum, orayı sevmeye çalışıyorum. Akşamları eşimle son durağı meydan olan yürüyüşler yapıyoruz, projeyi deneyimliyorum… Belki bu yeni projeyi gereksiz öven metinler karşıma çıkmasa bu çok daha kolay olurdu ama itiraz etmem gerekiyor… Milli İrade Meydanı’nı nasıl övüyorlar biliyor musunuz? Çok büyükmüş. Tam 50 bin metrekareymiş, bu haliyle Vatikan ve Kızıl Meydan’ı bile geçiyormuş. Bu direkt Kocaeli Büyükşehir’in projeyi tanıttığı metinde var. Bir başka metinde ise bir yazar abimiz Milli İrade Meydanı’nı eleştirenleri vizyonsuz buluyor, Kızıl Meydan ve Vatikan’daki San Pietro Meydanı’yla Milli İrade’yi kıyaslayıp onlarda ‘sosyal donatı yok’ diyor. Buradan anladığımız şu ki, sosyal donatı büyük vizyon…

KIZIL MEYDAN VE VATİKAN’IN ETRAFINDA NE VAR?

Ben asıl vizyonu anlatacağım size, hazır mısınız?

Kızıl Meydan’ın Milli İrade Meydanı’ndan daha küçük olmasını bir kenara bırakırsak, Kızıl Meydan ve Vatikan’daki San Pietro Meydanı etrafında kaç yüzyıllık bina ve eserler var biliyor musunuz?

  • Kremlin Sarayı ve Kremlin Duvarı. Kremlin Duvarı 15. yüzyıl tarihli, Kremlin Sarayı 19. yüzyıl tarihli.
  • Aziz Vasili Katedrali 16. yüzyıl tarihli
  • Lenin Mozolesi 20. yüzyıl
  • Diriliş Kapısı 15.yüzyıl inşa, 20. yüzyıl yeniden inşa
  • Kazan Katedrali 17. yüzyıl

Peki Vatikan’daki San Pietro Meydanı etrafında ne var?

  • Aziz Petrus Bazilikası, 17. yüzyıl
  • Vatikan (Apostolik Sarayı) 16. yüzyıl
  • Sistine Şapeli 15. yüzyıl

NEYİ MUHAFAZA ETTİNİZ?

Muhafazakâr olduğunu iddia eden bir iktidar olarak neyi muhafaza ettiniz? Neyin eskimesine izin verdiniz? Alameti farikanız olması gereken şey olan ‘korumak’, ‘muhafaza etmek’ olan sıfatları ne kadar taşıyorsunuz? Milli İrade Meydanı’nı İtalya ve Rusya’daki meydanlarla nasıl kıyaslayabilirsiniz? Bu kıyaslamaları okuyunca kendimi aşağılanmış hissettim. Bu karşıdakini bir tür aşağılamaktır, nasıl mı? Şöyle, “Ne versek yerler, sorun yok”. Hayır ne verseniz yemiyoruz…

MİLLİ İRADE MEYDANI ETRAFINDA NE VAR?

Şimdi gelelim Milli İrade Meydanı’na. Milli İrade Meydanı’na güneyden Gölcük tarafından girerseniz, sol tarafınızda sadece büyük olmasıyla ünlü, çirkin, hantal, yıllardır taşınacağı söylenen Adliye Binası var. Onun yanında hâlâ temasını bulamamış bir alışveriş merkezi var. O sıradan düz yukarı doğru çıkarsanız hemen köşede 17 Ağustos’tan beri yamukluğuyla ünlü, yıkılması gereken fakat kimsenin dokunmadığı Gökbulut Apartmanı var. Kafanızı biraz kaldırır ve yukarı bakarsanız karmakarışık tepede sanki oraya çiviyle çakılmış gibi duran Akçakoca Konutları var. Eğer Milli İrade Meydanı içindeyseniz, yazın sabredebilir ve buharlaşamadan karşıya yürürseniz tam karşınızda Anıt Park olması gerekiyordu, şu anlık yok. Altını geçtim, üstü de dümdüz edildi. Anıt Park 1975’te yapılmıştı ve orada şehrin geçmişini temsil ediyordu, şimdilik yok… Milli İrade Meydanı’nın ortasında durur ve yüzünüzü Umuttepe yokuşuna doğru çevirirseniz, sağ tarafınızda Kocaeli Valilik binası yer alır. Valilik binası 2015’te bir yerleşke olarak tasarlanmış ve tüm birimlerin bir arada olması amaçlanmıştı. Valilik bunu başaramadı, birimler yerleşkeden taştı ve yine şehrin belirli noktalarına dağıldı. Şöyle ki, devlet 10 yıllık plan bile yapamamış… Anlayacağınız o ki Milli İrade Meydanı bir tarihsizliğin ortasına, her şeyin yeni ve hantal olduğu bir noktaya inşa edildi.

MEYDANA KARŞI MIYIM?

Meydana karşı mıyım? Asla değilim ama onu anlatma ve bize kabul ettirme şeklinizi reddediyorum. Milli İrade Meydanı’na kütüphane yaptınız, 7/24 açık dediniz çok mutlu oldum ama meydanda konser yapıyorsunuz. Meydanı tanıtırken şehir burada soluklanacak dediniz, saat 19.00 olana dek bir Allah’ın kulu ortasından geçemiyor meydanın. Ortasında ağaç yok, yanına koyduğunuz ve üstü tamamıyla açık banklarda kimse oturamıyor. Bu haliyle Milli İrade Meydanı sadece akşamları kullanılabilen bir alan… Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin eleştiriye açık olduğunu biliyorum, bu yüzden bu yazıyı yazıyorum. Milli İrade Meydanı uzaktan böyle görünüyor, İzmit’i güzelleştirmek için yazmaya ve eleştirmeye devam edeceğim. Ben güzel bir İzmit istiyorum…