Hayati bir soru: Ferdi Zeyrek için neden bu kadar üzüldük?
Zor yazılar yazmaya giriştiğimde İsmet Özel’in bir dizesi kafamda döner durur, “Edebiyat bize burada yardım edemez”. Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek’in ölümü bu türden bir ölüm ama biz bir şeyin peşine düşmek zorundayız… Bir adam nasıl bu kadar önemli ve sevilebilir biri olabilir? Nasıl istisnasız tüm Türkiye bir adam için ağlar? İlk kez birisi ölmüyor, ilk kez ünlü birisi ölmüyor, ilk kez bir siyasi ölmüyor…
Neden bu kadar çok üzüldük?
ÇÜNKÜ GÜZEL BİR ADAMDI
Ferdi Zeyrek’i ilk kez Manisa’da adaylığının açıklandığı toplantıda izledim. Adaylarda ismini doğrudan koyamadığım fakat hissettiğim bir ışık ararım, bir histir bu size geçer. Bazen boyla, posla, kaşla değil sadece hisle olur, bazen de hepsi birlikte… Ferdi Zeyrek’te ikisi de vardı. Allah vergisi yakışıklı bir adam, muhtemelen girdiği her ortamda fark ediliyordu, aksi düşünülemez… Ferdi Zeyrek güzel bir adamdı, bu yüzden çok üzüldük…
TİTİZ VE TEMİZ BİR ADAMDI
Adaylığı açıklandı, CHP adına rekor bir oyla yüzde 56’yla seçildi. Bir yıl içinde neler yapacağını önce Manisa’ya, sonra Türkiye’ye duyurdu. Tehdit edildi, selefinin yaptığı şeylerin farkındaydı ve peşini bırakmak istemiyordu çünkü kuvvetli bir adalet ve hak duygusu vardı. 31 Mart gecesi kamera kayıtlarında iki tane kâğıt kırpma makinesinin belediyeye getirildiğini ve eski yönetimin bir saate yakın sürede 47 tane siyah çöp poşetiyle çıkış yaptığını, bunun savcılığa bildirildiğini söylemişti. Savcılıktan bir yıldır dönüş bekliyordu… Göreve geldiğinde belediyenin 2,4 milyar TL borcu vardı, ilk yıl bunu 1,6 milyar TL’ye düşürmüştü. Tüm ihale sisteminin bir çevreye ait olduğunu anlamış, sistemi değiştirerek açık ihale sistemine geçmişti, ranta karşıydı. Belediye araçlarının yakıtlarını kontrol edecek bir yazılım yazdırmıştı. 50 litre yerine 80 litre harcandığında savunma istiyordu, “Neden fazla harcadın?”. Bu sayede 1,5 milyon litre mazot kârı yapmıştı belediye, parasal olarak 75 milyon TL yapıyordu… Titiz adamdı. Mesela Ankara’dan gelen Hazine Bakanlığı kökenli Burak Deste’nin ışığını bir gece belediyede açık görünce telefonla arayabiliyordu, “Işığı açık mı unuttunuz?” cevabını şöyle aldığında ise mutlu oluyordu, “Çalışıyorum” Ferdi Zeyrek tertemiz ve titiz bir adamdı bu yüzden çok üzüldük…
GELECEĞİ TEMSİL EDİYORDU
Ferdi Zeyrek genç bir adamdı, henüz 48 yaşındaydı. Biliyor musunuz aslında insanlar şimdisi için değil, Zeyrek’in geleceği için üzülüyorlar… Çünkü Ferdi Zeyrek bir potansiyeldi, geçmişi değil geleceği temsil ediyordu. Cumhuriyetin bir kulu olan babası tıraşçı Ahmet’in kimsesizlerin kimsesi cumhuriyete bir armağanıydı, Manisalılar bunun farkındaydı, sahip çıktılar ve Ferdi Zeyrek yalnız değildi. Cumhuriyet Halk Partisi 2019’dan beri çok önemli bir şeyi inşa ediyor; geleceği! Cumhuriyet Halk Partisi şu an 70 ile 80 arasındaki kuşağın siyasetteki temsilcisi konumunda, karşısında buna yaklaşan hiçbir parti yok. CHP aktör yaratabiliyor, bunu yerel seçimlerdeki kazanımlarına ve partinin iç yapısına borçlular. MHP ve AK Parti’de lider değişemez, lideri aşabilecek aktörler yaratılamaz ama CHP böyle değil. Özgür Özel 1974’lü, Ekrem İmamoğlu 1971’li, Ferdi Zeyrek 1977’li, Sinem Dedetaş 1981’li, Ahmet Akın 1971’li, İnan Güney 1977’li, Ali Eren Bingöl 1993’lü, Hakan Bahçetepe 1988’li… Örnekler çoğaltılabilir, bu saydığım isimler ve fazlası olası bir CHP iktidarında rahatlıkla bakan ve başbakan olabilecek isimler. Hatta CHP’nin iktidarın saldırısına uğramasının bir nedeni de bu çünkü yeni siyaset kuşağını CHP temsil ediyor. Birden fazla aktör olabilecek öne çıkabilecek isim var. Ferdi Zeyrek de onlardan birisiydi… Ferdi Zeyrek henüz bir potansiyeldi, geleceği temsil ediyordu bu yüzden çok üzüldük.
HİKÂYESİ YARIM KALDI
Ferdi Zeyrek üç çocuk sahibiydi, 16 yaşından beri aynı kadına aşıktı. Sadık bir adamdı, iyi bir babaydı. Bir röportajda şöyle sorulmuştu kendisine, “Yeniden dünyaya geldiniz ve seçme şansınız var, kim olmak istersiniz?” Şöyle yanıtlamıştı, “Sanırım yine kendim olmak isterdim. Zira yapacağım daha çok şey var. Yarım kalmış bir hikâye bırakmak istemem.” Ferdi Zeyrek’in eşi dul, çocukları babasız kaldı. Ferdi Zeyrek’in hikâyesi yarım kaldı… Biz bu hikâyenin yarım kalmasına çok üzüldük… Çocuklarına, eşine çok üzüldük.
İKİ DOSTUN BİRBİRİNE VEDASI
Son olarak Özgür Özel’in kabirdeki fotoğrafını gözlerinizin önüne getirin. Sırtı terli, çamurlu, bir genel başkan olduğunu çoktan unutmuş bir adam... Bizde kabrin içine girmenin iki anlamı vardır; ya kimsesiz birisi için inersiniz ya da çok yakınınız için. Özgür Özel bir belediye başkanı için değil, uğrunda hüngür hüngür ağlayacağı dostu için oradaydı ve hepimize bir ders verdi. Siyasetin her şeyi yuttuğu bugünlerde bize unutulan her şeyi tek bir karede hatırlattı… Dostluk ve sevgi siyaseti aşar. Biz iki dostun birbirine vedasına çok üzüldük…
Ferdi Zeyrek ölürken bize nasıl yaşamamız gerektiğini öğretti geride ise ağır bir yaşam yükünü omuzlarımıza bıraktı… Şair ne diyordu?
“kaldı bu silinmez yaşamak suçu üzerimde
bileyim hangi suyun sakasıyım ya rabbelalemin
tütmesi gereken ocak nerde?”