Enflasyon ve döviz kurları arasındaki ilişki

Bilal Kavalcı

Bilal Kavalcı

Tüm Yazıları

Nokta Gazetesi’ndeki bu ilk yazıma (gazete platformunda yazdığım ilk yazıma desem ya da kamuoyuna sunulan ilk yazıma desem daha doğru olurdu) başlamadan önce bu köşenin amacı ve içeriği hakkında kısa bir bilgilendirme yapmak isterim. Genel olarak yazılarım ekonomi çerçevesinde, bireyin günlük yaşantısındaki düşünce yapısına ve karar alma süreçlerine bir değer katmasını amaçlayan somut konu ve anlatımları içerecek.

Bu girizgâhtan sonra, enflasyon ve döviz kurları arasındaki ilişkiyi anlamak karar verme süreçlerimizi nasıl etkileyebilir? Buna cevap vermeden önce, bu kavramların neyi ifade ettiğini anlatmak isterim. Kuşkuşuz ‘enflasyon’ ülkemiz insanının en çok kullandığı ekonomi terimi. Ama hemen herkes bu kavramın içini çok da doğru olmayan biçimde doldurduğundan, kısa bir tanım yapmak yazının gidişatı için yararlı olacaktır.

Enflasyon; bir ülkedeki fiyatlar genel düzeyinin (siz bunu mal ve hizmetlerin fiyatları olarak anlayın) bir kez değil veya bir veya birkaç mal veya hizmet özelinde değil, mal ve hizmetlerin büyük çoğunluğunun fiyatlarının sürekli bir şekilde artmasıdır. Enflasyonun ölçümünde de oldukça çeşitli bir mal ve hizmet sepeti kullanılır.

Döviz ise, farklı tanımlar yapılabileceği gibi, yazımız bağlamında en anlaşılır tabirle “mal” olarak tanımlanabilir. Fakat bu malın enflasyonu etkileyen diğer mal ve hizmetlerden farkı, enflasyon sepetinde olmamakla birlikte, diğer mal ve hizmetlerin fiyatının belirlenmesinde önemli bir etken olmasıdır.

Açıklamak gerekirse, yumurta gibi bir mal enflasyonun hesaplamasında sepetteki bir maldır ve pasta ve bunun gibi mallarında da bir girdisidir. Yumurtanın fiyatının artması, pasta gibi yumurtayı girdi olarak kullanan mallarında fiyatlarının artmasına yol açar. Benzer şekilde, döviz fiyatları (kurları) ithalatın maliyetini belirler. Enflasyon sepetindeki birçok mal ve hizmetin girdilerinde dolaylı ya da dolaysız olarak ithal girdiler yer alır. Dolayısıyla, döviz fiyatları, tıpkı yumurtanın girdisi olduğu pasta fiyatını etkilediği gibi, girdisi olduğu enflasyonu etkilemede hayati önem taşır.

Bir başka anlatımla döviz fiyatları tahmin edilen enflasyondan daha sınırlı artarsa, enflasyon düşme eğilimine girecektir. Yumurtanın fiyatını da sabit veya enflasyondan daha az artmasını becerebilseydik, bu da enflasyonun düşmesine katkı sağlayacaktı. Ancak, elbette yumurtanın enflasyona etkisi, döviz fiyatını kontrolümüzde tuttuğumuzda elde edeceğimizin etkiden oldukça az olacaktır.

2023 yılında yapılan genel seçimlerden sonra uygulanan enflasyonu düşürmek için kullanılan en etkili yöntem, merkez bankasının döviz fiyatına resmi olmayan bir şekilde müdahale etmesidir. Merkez bankası, beklenen enflasyona kıyasla, döviz fiyatını (kuru) daha sınırlı bir şekilde artırarak, enflasyonun düşmesini amaçlamaktadır. 2023 yılının ortalarından beri fiyatların genel düzeyindeki artış, döviz kurlarındaki ortalama artıştan oldukça fazla olduğu rahatlıkla görülebilir.

Bu politikanın doğal sonucu olarak ithal mal ve hizmetler görece ucuzlamıştır. Hatta bu son iki yılda yurt dışında tatil yapmak, ülkemize kıyasla daha ucuz hale gelmiş, tatilini yurt dışında geçirmek isteyenlerin sayısında önemli bir artış olmuştur.

Uzun yıllar boyunca insanlarımız enflasyondan zarar görmemek için birikimlerini ağırlıklı olarak dövizde tutuyorlardı. Ancak bu yola başvuranların, birikimlerinin reel olarak değer kaybetmesinden dolayı enflasyondan korunamadığı iki seneden uzun bir süredir görülüyor.

Peki bu sürgit bir durum mudur? Yoksa merkez bankasının bu müdahalesinin bir sonu var mıdır? Merkez bankasının döviz rezervleri ve/veya makro-ekonomik dengeler bu durumun sonunu belirleyecektir. Fakat, bu politika devam ettiği sürece enflasyondan korunmanın alternatif yollarını aramakta fayda var.

Bunların neler olabileceğine de diğer yazılarımda değineceğim.

Enflasyon Ekonomi