Kuyu sessiz, kent çaresiz!

Serhat Güneş

Serhat Güneş

Tüm Yazıları

Kentlerin hafızası vardır. Kocaeli gibi köklü şehirler, bu hafızayı taşlarla, heykellerle, sokaklarla, insanlarla ve en önemlisi iletişim ile korur. İletişim olmadığı için hafızamızı kaybediyoruz. Son zamanlarda bu şehirde bir kuyu var. Derin mi? Boş mu? Bilinmez. Taşlar atılıyor bu kuyuya. Haberler, sorular, isyanlar… Ama ses gelmiyor. Ve biz, gazeteciler, bu sessizliğin yankısını arıyoruz.

Topçular Mahallesi Uygar Sokak’ta aylardır süren yol çalışması, taksi esnafını ve bölge halkını mağdur etti. İSU’nun çalışması sonrası oluşan sorunu olay yerinde kameraman arkadaşım Eren Demirtürk ile birlikte takip ettik. Haberleştirdik. Taş atıldı. Sessizlik.

Cedit Mahallesi’nde toprak kayması meydana geldi. Ne bir açıklama, ne bir bilgilendirme. Konu, gazetemiz tarafından tesadüfen fark edildi. Sessizlik burada sadece ihmalkârlık değil, aynı zamanda tehlikeli bir kayıtsızlık. Taş atıldı. Sessizlik.

Anıtpark’taki metro çalışması kapsamında Cumhuriyet’in 50. yılı anısına dikilen Atatürk Heykeli ortadan kayboldu. Kaldırıldı mı? Parçalandı mı? Sorduk. Yazdık. Taş atıldı. Sessizlik.

Topçular Caddesi, bir yılı aşkın süredir trafiğe kapalı. Topçular Mahalle muhtarları Nazhanım Yazar ve Cedit Mahalle Muhtarı Nabi Keskin’in isyanı gazetemizde yer aldı. Sorunun çözümü yüksek perdeden dillendirildi. Taş atıldı. Sessizlik.

Bu kentte yöneticiler, halkın sesini duymamakta ısrarcı. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi bünyesinde kurulan yeni iletişim ofisi. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı gibi çalışacağı düşünüldü. Ama ne yaptığı, neyi hedeflediği, kentle nasıl konuştuğu hâlâ meçhul. Haberlerle, gelişmelerle ilgili açıklama yapmıyor, vatandaşla bağ kurmuyor. Hizmet sadece tek bir kişiye yapılıyor. Taş atılıyor. Sessizlik.

Peki bu kuyu nedir?

Kuyu, kadim bir metafordur. Derinliğiyle bilinmezliği çağrıştırır. İçine atılan taşın sesiyle ölçülür. Kuyuya taş atarsın, ses gelir. Gelmiyorsa iki ihtimal vardır: Ya kuyu çok derindir, ses yutulur. Ya da kuyu boştur, çarpıp ses çıkartacak bir yüzey yoktur. Kocaeli’deki yöneticiler için bu metafor acı bir gerçekliğe dönüşüyor.

Kocaeli’deki bu sessizlik, yöneticilerin derinliği mi yoksa boşluğu mu? Bu sorunun cevabını öğrenmek, sadece gazetecilerin değil, bu şehirde yaşayan herkesin hakkı. Çünkü kamu kurumları, sadece hizmet üretmez; aynı zamanda hesap verir, açıklar, konuşur. Sessizlik, bir yönetim biçimi olamaz.

Sessizlik bir tercihse, bu tercih sorgulanmalıdır. Kocaeli gibi büyük bir şehirde, sorunlar karşısında susmak, sadece iletişim eksikliği değil; aynı zamanda sorumluluktan kaçıştır. Bu şehirde taşlar atılıyor. Her haber bir taş. Her soru bir taş. Her vatandaşın beklentisi bir taş. Ama kuyudan ses gelmiyor.

Ve biz, bu sessizliğin içinde yankı aramaya devam edeceğiz. Çünkü gazetecilik, sadece haber yapmak değil; aynı zamanda sesin peşinden gitmektir. Biz sesin peşinden gitmeye devam edeceğiz. Peki kuyudan ses gelecek mi? Hiç sanmıyorum.