Heyecanlandınız mı?
Kocaeli’de başlatılan “Büyük Dönüşüm” projesi, rakamlarla bakıldığında iddialı: 7 ilçe, 14 bölge, 5 bin bağımsız birim. Dünya Bankası destekli %0,69 faizli, 180 ay vadeli kredi imkanı da cabası. Teknik olarak kulağa hoş geliyor. Ama sahada işler teknik değil, hayatın gerçekleri ile ilerliyor. Ve orada işler pek hoş değil.
Toplantının üzerinden beş gün geçti. Bu süre zarfında projeyi takip eden birçok isim, kendilerine biçilen rolü oynadı; kamuoyuna kusursuz bir tablo sunuldu. Ancak sahada tablo o kadar net değil. Kentsel dönüşüm, elbette desteklenmesi gereken bir süreç. Ama “destek veriyorum” deyip süreci sorgulamamak, dönüşümün ruhuna aykırı. Bu, halkın hayatını doğrudan etkileyen bir mesele. Şeffaflık, katılım ve bilgilendirme olmadan atılan her adım, güven değil, mesafe üretir.
Geçtiğimiz çarşamba günü yapılan lansman toplantısında Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Başkan Tahir Büyükakın yine sahnedeydi. Heyecanı yüksek, tonu kararlı. Bu onun en dikkat çeken özelliklerinden biri. Ama biz benzer sunumları daha önce de izledik. Milli İrade Meydanı’nda da izledik, Yürüyüş Yolu’nda da. Beklentiyi oldukça yükselten ancak sonuç itibari ile beklentiyi tam olarak karşılamayan bir anlatım biçimi bu.
MAHALLELİ BELEDİYEYİ BEKLİYOR
Toplantı sonrası Kadıköy ve Körfez Mahallesi’nde çekim yaparken yaşadığımız şey, bu şüphenin ete kemiğe bürünmüş haliydi. Vatandaşlar kamerayı görünce “Belediyeden mi geldiniz?” diye etrafımızı sardı. Bilgi almak için değil, bilgiye ulaşmak için. Çünkü süreci sadece çıkan haberlerden öğrenmişler. Hayatlarını etkileyecek bir dönüşümü 2 milyon nüfuslu kentte herkes ile aynı anda öğrendiler. Kimseye özel bir şey söylenmemiş. Bu, sadece iletişim eksikliği değil; aynı zamanda katılım eksikliği.
Dönüşümün öznesi olması gereken vatandaş, sürecin nesnesi konumuna itilmiş durumda.
En çok sorulan soru ise hala cevapsız: “Yarısı Bizden” kampanyası neden burada yok? Başkan teknik ve mali gerekçelerle açıklamış olabilir ama vatandaşın gözünde bu açıklama, İstanbul’la Kocaeli arasındaki eşitsizliği örtmüyor. Bu sadece bir finansman meselesi değil, bir adalet meselesi.
İZMİR GİBİ OLACAKSAK SIKINTI VAR
Kocaeli şimdilik Dünya Bankası kredisi ile yetinecek. O kampanyanın başlangıç tarihi ise henüz bilinmiyor. Kocaeli’nin sonradan dahil edildiği Dünya Bankası Kredisi desteğinin ilk başlatıldığı pilot şehir İzmir. Orada da sadece 400 yapı kredi desteği ile dönüşüme girmiş. Kocaeli’de dönüşmesi gereken bina sayısı ise 150 binden fazla.
Başkanın “dirençli şehir” vurgusu da dikkat çekiciydi. Küresel krizlere, göç dalgalarına, iklim değişikliğine karşı hazırlıklı bir kent vizyonu çizdi. Güzel. Ama vizyonun sahada karşılığı yoksa, bu sadece bir PowerPoint sunumudur. Sosyal donatılar nerede? Altyapı nasıl olacak? Toplumsal uyum nasıl sağlanacak? Bu soruların cevabı yoksa, dönüşüm sadece betonla sınırlı kalır.
Bu proje umut da barındırıyor, endişe de. Ama en önemlisi: Vatandaş bu sürecin neresinde? Şu anki tabloya bakarsak, kenarında.Oysa dönüşümün merkezinde olması gerekenler tam da onlar değil mi? Dönüşüm projesi evlerini dönüştürecek vatandaştan çok dönüşümü yönetecek idarecileri daha çok heyecanlandırdı. Vatandaşta ise şimdilik endişe var. Dönüşüm sürecinde doğru iletişim kurulacak mı? Ve bu iletişim bu endişeyi azaltacak mı hep birlikte göreceğiz.