30 Ağustos zaferine giden yol, Kocaeli’den geçti

Hüseyin DAVUTOĞLU

Hüseyin DAVUTOĞLU

Tüm Yazıları

Tartışmasız ülkemizin en büyük bayramı olan, büyük mücadelenin en önemli safasını oluşturan 30 Ağustos zaferine giden yolda Kocaeli çok önemli bir yerdi.

Kocaeli'yi özel bir yer yapan kuşkusuz bulunduğu alandı. 1 .Dünya Savaşı sonrası Osmanlı Devleti Mondros Mütarekesi'ni imzalamak zorunda kalmıştı. Çok ağır hükümleri bulunan mütareke, Osmanlı Devletinin elini kolunu bağlıyor ve devleti adeta itilaf Devletlerinin insafına terk ediyordu.

Mondros Mütarekesi'nin maddelerini istedikleri gibi kullanan emperyalist güçler, 13 Kasım 1918'de bir itilaf Donanması, Mütarekenin 1 . maddesini gerekçe göstererek Çanakkale ve İstanbul Boğazlarındaki askeri tesislere el koyup denetim ve kontrol altına aldı. 15 Kasım'dan itibaren ise 48 parça gemiden oluşan bir itilaf Devletleri filosu İzmit Körfezi'ne gelerek bölgeyi kontrol altına aldı.

Osmanlı toprakları yavaş yavaş işgal edilirken bir yandan da mücadele başlıyordu. Anadolu'nun pek çok noktasında çeteler işgalci güçlerde çatışmaya başlamıştı.

Mustafa Kemal Paşa'nın Samsun'a çıkışı ve sonrasında toplanan Erzurum ve Sivas Kongreleri ve Ankara'da toplanan Büyük Millet Meclisi bağımsızlık mücadelesinin en önemli mihenk taşlarıydı.

Büyük Millet Meclisi kurulması sonrası başlayan süreçte ise İstanbul'da da önemli faaliyetler vardı. Bu faaliyetler mücadeleye katılmak isteyenlerin Anadolu'ya geçişini sağlamak ve Anadolu'daki direniş için son derece elzem olan işte bu silah ve askeri mühimmatın ulaştırılması. Bu işler içinde en önemli bölge Kocaeli'ydi.

Başkent İstanbul'u Ankara'ya yani Anadolu'ya bağlayan yollar Kocaeli bölgesinden geçmekteydi. Adapazarı üzerinden Bolu, Ankara ve Sivas'a karayolu, yine Arifiye ve Geyve üzerinden Eskişehir'e oradan da Anadolu'nun önemli merkezlerine uzanan hem kara hem demiryolu Kocaeli üzerinden İstanbul'a bağlanmaktaydı. Kocaeli'nin Bursa'ya da karayolu ile bağlantısı vardı. Bunun yanı sıra körfezde bir liman şehri durumunda olan Kocaeli, İstanbul'a deniz yoluyla da bağlıydı. Bu durum bölgeyi çok önemli bir hale getirmekteydi.

O sıralarda devletin elinde sadece altı gemi kalmıştı. Bir de sayısı ve taşıma gücü bilinmeyen taka, motor gibi küçük gemiler filosu mevcuttu. İşte bu filo, Milli Mücadele boyunca tek deniz ulaşım filosu olarak vazife görecek ve İzmit Limanı'nı da kullanacaktı.

İstanbul'da kurulan çeşitli grupların çalışması ile çok sayıda askeri malzeme ve mühimmat Kocaeli üzerinden Anadolu'ya geçirilmeye başlandı.

Anadolu'ya yapılan sevkiyat sadece karayolu ile değil denizyolu ile de yapılmıştır. Bu şekilde de İstanbul'dan yüklenen motor ve takalar, bazen vapurlar Marmara Denizi'nde genellikle Karamürsel Limanı'na, Karadeniz'de ise genellikle İnebolu bazen de Kefken, Karasu, Akçakoca veya diğer uygun limanlara yüklerini boşaltmışlardı.

İstanbul'un 16 Mart 1920'de itilaf Devletlerince resmen işgali üzerine İstanbul'dan Anadolu'ya geçişler de hızlanmıştır. Bu geçişlerin önemli bir kısmı da yine Kocaeli Menzil Teşkilatı vasıtasıyla Bölge üzerinden sağlanmıştı.

Bölge üzerinden Menzil Hattı dışında başka vasıta ve şekilde de geçişler olmaktaydı. Mesela deniz yoluyla Karamürsel'e gelen guruplar buradan İznik üzerinden veya Derbent üzerinden Keltepe'yi aşıp Geyve'ye ulaşmaktaydı. İzmit'e kadar vapurla gelen bazı subay ve erler burada Tümen Komutanı Albay Asım Beyden aldıkları birer izin tezkeresi ile Anadolu'ya geçmekteydi.

Bir iç cephe özelliği taşıyan Kocaeli ve bölgesi hem Milli Mücadele açısından hem de Milli Mücadele karşısında yer alan tarafla ve güçler açısından çok önemli bir yere sahiptir. Bu bakımdan daha Mondros Mütarekesi'nden itibaren bölge taraflarca elde tutulmak istenmişti.

Özellikle Milli Mücadele hareketi geliştikten sonra İstanbul'dan Anadolu'ya kaçırılan silah, cephane ve mühimmat ile İstanbul'un resmen işgali sonrasında Milli Mücadele'ye katılmak üzere İstanbul'dan Ankara'ya geçişlerin çok önemli bir kısmı Bölge üzerinden gerçekleştirilmiştir.

Bu geçişler sayesinde TBMM Hükümeti'nce oluşturulacak olan düzenli ordunun yani Milli Mücadele'nin subay kadrosu ile Ankara yönetiminin idarî ve yönetici kadrosu büyük ölçüde temin edilecekti.

İşte 30 Ağustos'a giden yolda Kocaeli'nin büyük önemi...