Gürkan Karaçam

Gürkan Karaçam

İsrail’in son perdesi: Demografi, coğrafya ve zamanın kapanı

Bazı devletler vardır ki doğarken ölümlerini de beraberinde getirir. İsrail tam da böyle bir devlettir. Çelikten ordular, nükleer başlıklar, istihbaratın en sofistike yöntemleri bile bazen tarihin akışını değiştirmeye yetmez. Çünkü tarih, bazen tankların paletinden değil, bebeklerin beşiklerinden yazılır.

Bu yüzden İsrail’in sonunu hazırlayan görünmez eller aslında çoktan çalışmaya başlamıştır: demografi, coğrafya, küresel güç dengesi ve iç bölünmeler.

Demografi: Bir Ordudan Daha Güçlü Silah

Yazının Devamı

Afrika’da Sessiz Fırtına: Gizli Servisler Savaşı ve Türkiye’nin Yükselişi

“Kimin ordusu yoksa, başkasının ordusunda asker olur. Kimin istihbaratı yoksa, başkasının oyununda piyon olur.”

Afrika… Yeryüzünün en kadim kıtası, aynı zamanda en çok kan dökülen toprakları. Zenginlikte sınır tanımayan, ama fakirlikte örnek gösterilen bir coğrafya. Yer altı altın, yer üstü kan; tam da bu yüzden dünya güçlerinin satranç tahtası.

Bugün Afrika’ya baktığımızda sadece açlık ve iç savaş görürsek, perde arkasındaki oyunu kaçırırız. Asıl savaş; CIA, MI6, DGSE, Mossad, GRU ve Çin’in MSS’si arasında yürütülen, görünmeyen ama kader belirleyen bir istihbarat savaşıdır.

Yazının Devamı

Tribünden Devletlere Uzanan Psikolojik Harp

"Top sadece yuvarlak değildir; bazen bir mermiden daha etkilidir."

Futbol… Dünyanın en masum görünen oyunlarından biri. 90 dakika, 22 oyuncu, bir top ve milyonların kalbi. Ama perde arkasına baktığınızda, futbol yalnızca bir spor değil; psikolojik harbin en güçlü silahlarından biri. Çünkü kitlelerin ruhunu şekillendiren şey, çoğu zaman topun ağlara gidişinden çok, o anda tribünde ve ekran başında yaşanan duygusal infilaktır.

Tarih boyunca devletler, kitleleri harekete geçirmenin yollarını aradı. Kimi din üzerinden, kimi ideoloji üzerinden, kimi de medya üzerinden yaptı. Fakat futbol, bir başka gücü elinde tutuyor: doğrudan kalbe hitap eden kolektif duygu.

Yazının Devamı

Alaska Zirvesi’nin Görünmeyen Cephesi: Putin’in Psikolojik Harbi ve Türkiye’nin Alması Gereken Ders

Diplomasi, göründüğü kadar masum değildir. Zirveler, aslında birer savaş meydanıdır; tek farkı, tankların yerini kelimelerin, tüfeklerin yerini bakışların almış olmasıdır. Alaska’da sahnelenen ABD-Rusya buluşması, kağıt üzerinde “diplomatik temas” olarak geçse de perde arkasında kıyasıya bir psikolojik harp oynandı.

Ve burada öne çıkan aktör, hiç kuşkusuz Vladimir Putin’di. Çünkü Rusya, yüzyılların devlet aklını, Soğuk Savaş tecrübesini ve imparatorluk refleksini masaya taşıdı. Bizim için önemli olan soru ise şu: Putin bu psikolojik harbi nasıl yürüttü ve Türkiye bundan ne anlamalı?

Zirve Öncesi: Oyun Başlamadan Tahtayı Kurmak

Yazının Devamı

Hayatın görünmez cepheleri: Savunma, saldırı ve denge stratejileri

Sosyal hayat, zannedildiği kadar akışına bırakılmış bir oyun değildir. Hepimiz farkında olmadan bir satranç tahtasının üzerindeyiz. Birimiz piyon, birimiz at, birimiz vezir rolünde; ama en önemlisi hepimizin koruması gereken bir şahı var: itibarımız, değerlerimiz, onurumuz. İşte bu yüzden insan ilişkilerinde, iş dünyasında, hatta aile içinde bile görünmez stratejiler devrededir. Bu stratejiler üç temel ilkeye dayanır: Savunma, Saldırı ve Denge.

Gelin şimdi bu üç stratejiyi, hayatın içinden keskin örneklerle, aklın süzgecinden ve kalbin terazisinden geçirerek derinlemesine inceleyelim.

Savunma Stratejisi: “Kendini Koruyamayan, Kendisini Kaybeder.”

Yazının Devamı

Afrika Boynuzu’ndan Malezya’ya Uzanan Görünmez Savaş ve Türkiye’nin Şifreli Rolü

“Kablolar sessizdir; ama dünya onların gürültüsüyle çalışır.”

Haritalar bize kıtaları, ülkeleri ve denizleri gösterir. Ama haritaların göstermediği, denizlerin binlerce metre altında uzanan camdan sinir telleri vardır. Afrika Boynuzu’ndan çıkan bu ince lifler, Malezya kıyılarında yeniden yüzeye çıkar; ama aslında dünyayı birbirine bağlayan en sessiz, en stratejik savaş alanıdır burası.

Bugün bankadan yaptığınız EFT, borsadaki bir hisse emri, Netflix’te izlediğiniz bir film ya da dünyanın diğer ucuyla yaptığınız görüntülü görüşme… Hepsi deniz tabanındaki o ince cam damarların içinde yolculuk eder. Uydu romantizmi bir yana, küresel verinin %97–99’u hâlâ bu kablolardan geçer. LEO uydu projeleri (Starlink, OneWeb vb.) artıyor olsa da, yüksek bant genişliği ve düşük gecikme gereken veri akışında denizaltı fiberlerin yerini kısa vadede alması mümkün değil. Ve işte bu yüzden, Afrika Boynuzu ile Malezya arasındaki kablolar sadece mühendislik harikası değil, jeopolitik birer silahtır.

Yazının Devamı

Şifreli Zihinler, Sembollerle Yönetilen Dünyalar: Kriptoloji ve Psikolojik Harbin Görünmeyen Cephesi

"Açık konuşanlar tartışılır, şifreyle konuşanlar sorgulanamaz ve bu zihin mühendislerinin ilk düsturudur.”

Dünya sandığınız gibi değil. Hiçbir şey göründüğü kadar basit, hiçbir güç olduğu kadar şeffaf değildir. Modern çağın savaşları artık tankla tüfekle değil; bilgiyle, algıyla ve zihinlerle yapılıyor. Bu savaşın sessiz ama en tehlikeli silahı ise: Kriptoloji.

Birçok kişi kriptolojiyi sadece askeri şifreleme olarak bilir. Oysa bu bilim dalı, sadece mesajları gizlemez; aynı zamanda toplumları gizli mesajlarla yönlendirmenin, korkutmanın, kitleleri efsanelerle kuşatmanın adıdır. Kriptoloji bir bilim olduğu kadar, bir sanat, bir silah ve bir zihin kontrol aracıdır.

Yazının Devamı

Kurgunun Krallığında: Anlatının Nükleer Gücü

“Bir milleti işgal etmek istiyorsan, önce hayal gücünü işgal et ve asla unutma zihin zaferi, toprak zaferinden kalıcıdır.”

Dünya artık ordularla değil, anlatılarla şekilleniyor. Savaş alanları artık sadece tankların gölgesinde değil, ekranların ışığında kuruluyor. Nükleer başlıklı füzelerin yerini, senaryo başlıklı diziler aldı. Eskiden düşman toprağa ayak basmadan tehdit oluşturamazdı, şimdi ise bir cümleyle bir milleti çökertmek mümkün. Artık çağ kurgu çağı; anlatı, en etkili stratejik silahtır.

“Gerçek, anlatı kadar güçlü değilse kaybetmeye mahkûmdur.”

Yazının Devamı

İngiltere göründüğü gibi değil: Psikolojik harpte bir ada imparatorluğu

“Zayıf halka düşmanın en korunaklı zırhının altındaki sabırsız nabızdır.”

Tarihi boyunca kıtaları sömürmüş, kültürleri baskılamış, imparatorluk kurmuş ve çökmüş olan İngiltere, bugün hâlâ dünya siyasetinde önemli bir aktör olarak algılanıyor. Ancak dikkatle bakıldığında, bu ada ülkesinin kalkanı paslı, cephaneliği hayaletlerle doludur. Psikolojik harp cephesinden bakıldığında İngiltere, hedef alınabilir birçok kırılganlıkla örülmüş bir yapıdır. Görünen kudretin arkasında sosyo-psikolojik fay hatları çatırdamaktadır.

1. Sınıfsal Çöküntü ve Aristokratik Zehirlenme

Yazının Devamı

Anadolu kıskaca gelmez: Haritanın çevresinden gelen mesajlar

“Bir milletin coğrafyası, o milletin hem sınavıdır hem silahıdır.”

Yeryüzünün tam kalbinde bir ülke… Üç kıtanın kavşağında, üç denizin kucağında, enerjinin tam geçiş noktasında… Türkiye sadece bir ülke değil, jeopolitik bir geçit, stratejik bir merkez, tarihsel bir sırt hattıdır.

Son yıllarda haritalara dikkatle bakanlar, bir “tesadüfler zinciri” değil, bir stratejik dizilim görecektir. Türkiye'nin etrafı bir satranç tahtası gibi düzenleniyor. Üsler kuruluyor, askerler yer değiştiriyor, limanlar derinleştiriliyor, silolar büyütülüyor. Amaç ne? Güya "istikrar" içinmiş... Oysa her taş, Türk yüzyılının önünü kesmek için döşeniyor.

Yazının Devamı

Algıların Ordusu, Hakikatin Kalesine Saldırıyor: Ortadoğu’da Gerçeklik Değil, Gösteri Kazanıyor

“Ortadoğu'da kurşunlar bedenleri, kelimeler ise hakikati öldürüyor.”

Savaş artık sadece tanklarla, roketlerle, insansız hava araçlarıyla yapılmıyor. Günümüzün en büyük cephesi; zihinler. Savaş uçakları kadar etkili olan ise kelimeler, kavramlar ve görüntüler. İsrail ve İran arasında süren çatışmalar, bu yeni çağın algı savaşlarının, hakikatin şekillendirilmiş bir halini pazarlayan psikolojik harp mekanizmalarının en bariz örneği oldu.

Ama bu defa işin içinde sıradışı bir aktör daha vardı: Türkiye. Sessiz çoğunluğun sesi oldu. Dünyanın hakikat körlüğüne karşı bir dürtü, vicdanın son parıltısı gibi durdu. Sadece diplomasiyi değil, anlam savaşını da yönetti.

Yazının Devamı

Zengezur: Haritada Bir Çizgi, Kaderde Bir Kırılma

“Bazı yollar sadece toprakları değil, milletlerin geleceğini de birbirine bağlar.” @stratejivefikirler

Haritalara bakınca Zengezur, sıradan bir vadi gibi görünür. Ama dikkatli bakarsan anlarsın: Bu dar koridor, Türk Dünyası’nı kesintisiz birbirine bağlayan bir can damarıdır. Onu kapalı tutan her el, sadece bir kapıyı değil, bir medeniyetin yeniden doğuşunu durdurmak istiyor demektir.

Bugün Zengezur üzerinden konuşulan sadece asfalt, demir yolu ya da lojistik hattı değil. Görünmeyen masa çok daha büyük. Koridorun açılmasıyla Türkiye, Azerbaycan üzerinden Orta Asya'ya; Kazakistan'dan Çin'e uzanan bir stratejik arter kuracak. İşte mesele tam da burada başlıyor.

Yazının Devamı

Pasifik’ten Karadeniz’e: Türkiye Jeopolitik Ateş Çemberinde Nasıl Yükselir?

Dünya yeniden şekilleniyor. Haritalar değişmiyor belki ama güç eksenleri sürekli yer değiştiriyor. Ukrayna-Rusya hattı Avrupa’nın kalbini, Tayvan Boğazı ise Pasifik’in ruhunu sıkıştırıyor. Peki, bu fırtınalı denizlerde Türkiye hangi rotayı izlemeli?

“Akıllı devlet, fırtınayı önleyemezse rotasını rüzgâra göre belirler, pusulası ise ilkesidir.” @stratejivefikirler

1. ABD ve İngiltere Ne İstiyor?

Yazının Devamı

Haritanın sessiz çığlığı: 12 Ada kimin, ne zaman, nasıl gitti?

Tarih bazen yüksek sesle konuşmaz. Sessiz kalır. Sustuğu yerde diplomasi, unuttuğu yerde harita devreye girer. Ve 12 Ada meselesi tam da böyle bir suskunluğun, zamanın içinde saklı bir çığlığın adıdır.

“Kaybedilen toprak değilse bile, sessizliğimizin toprağa gömdüğü bir hatıradır 12 Ada.”@stratejivefikirler

Fiilî kayıp: Osmanlı’nın geçici ama kalıcı gidişi

Yazının Devamı

Derin akıl: Devletlerin sessiz zaferi

“Görüneni herkes anlar; asıl mesele görünmeyeni okuyabilmektir.” @stratejivefikirler

Bir milletin yönünü haritalar değil, derin akıl belirler. Peki nedir bu “derin akıl”? Duyguların değil, stratejilerin; anlık reflekslerin değil, yüzyıllık planların aklıdır. Devletin hafızası, sezgisi ve refleksi… Derin akıl, bir milletin geleceğini geçmişte arayıp bugünde kurabilme becerisidir.

Derin Akıl Ne Olmalıdır?

Yazının Devamı

Tanrı’nın Gölgesinde Yeni Bir İmparatorluk: Papa Leo XIV ve Kilisenin Sessiz Yürüyüşü

"Bazen en sessiz güç, en derin darbeyi indirir." @stratejivefikirler

I. Görünmeyen Bir Taç: Papa Leo XIV’in Çok Katmanlı Kimliği

Katolik dünyasının yeni lideri Papa Leo XIV, yalnızca bir din adamı değil. O; ABD’nin stratejik aklını bilen bir Amerikalı, Peru’nun topraklarında yoğrulmuş bir Latin, Avrupa’nın tarihi ve genetik mirasını taşıyan bir melez bilinçtir. Bu karmaşık aidiyet, onu “maneviyatın diplomatı” olmaktan çıkarır; dünya düzenine müdahale eden bir ruhani stratejist haline getirir.

Yazının Devamı

Zaman algısıyla oynama

Geleceğin belirsizleştiği, geçmişin çarpıtıldığı yerde; hakikat yerine algı yönetir.

Zaman, sadece saatle ölçülmez; aynı zamanda güvenle, beklentiyle ve hafızayla da ölçülür. İşte bu yüzden psikolojik harp artık sadece yalanla ya da korkuyla değil, "zamanla" da yürütülüyor. Çünkü bir toplumun geleceğe güvenini kırarsanız, onu bugünden teslim alırsınız.

“Zamana müdahale eden, zihne nüfuz eder.” @stratejivefikirler

Yazının Devamı

Barışın maskesi, işgalin karanlığı: İnsani müdahalelerin görünmeyen yüzü

Dünyanın dört bir yanında, beyaz çadırlar kurulur; üzerlerinde yardımı, barışı, şefkati simgeleyen logolar parlar.

Ancak her parlayan ışığın ardında bir gölge vardır.

İşte o gölge, psikolojik harbin en sinsi silahıdır: İnsani müdahale kılıfında psikolojik işgal.

Yazının Devamı

“Çölün altındaki düğüm: Türkmenistan ekonomisinde sessiz çöküş mü, gizli yükseliş mi?”

Türkmenistan... Haritada küçük, yeraltında dev… Doğal gaz rezervleriyle zengin, ekonomik çeşitliliğiyle fakir bir ülke. Dışarıdan bakıldığında güçlü bir devlet, içeriden incelendiğinde çatlaklarla dolu bir ekonomik yapı…

“Zenginlik, saklandığı toprakla değil; adaletle dağıtıldığı zaman anlam kazanır.” @stratejivefikirler

Bir Enerji Cenneti Ama...Türkmenistan, dünyanın en büyük doğal gaz rezervlerinden birine sahip. Ancak bu zenginlik; refah, kalkınma ya da özgürlük getirmekten çok, sessiz bir bağımlılık zinciri üretmiş durumda. Gaz var, para var, ama hesap verilebilirlik yok. Ekonomik yapı büyük oranda devlet tekeline ve enerji ihracatına dayalı. Ve bu, ülkeyi dış şoklara açık ve kırılgan hale getiriyor.

Yazının Devamı

Zihin Kuşatması ve Zihinsel Egemenlik Bakanlığı: Geç kalınmış bir ihtiyaç

Bedenler değil artık zihinler işgal ediliyor.

Tanklarla değil, trendlerle…

Füzelerle değil, filtrelerle…

Yazının Devamı

Bir Genç, Bir Ülke, Bir Gelecek: Türkiye'nin dış politikada ki gizli gücü üniversite sıralarında!

Düşünsenize... Üniversiteye adım atan bir genç, ilk yıl temel derslerini alıyor ve ikinci yıldan itibaren diyor ki: “Ben Mısır uzmanı olacağım.” Ya da: “Japonya'nın ruhunu çözeceğim.” Belki de: “Somali’nin geleceğinde Türkiye’yi stratejik aktör yapacağım.”

Kulağa çılgınca mı geliyor? Aslında tam da olması gereken bu!

Türkiye'deki üniversitelerin uluslararası ilişkiler bölümleri, bugüne kadar ciddi bir çabayla çok şey yaptı ama artık zaman farklı. Artık sadece tarih bilmek, uluslararası hukuk öğrenmek yetmiyor. Bu işin diplomasiye, istihbarata, ticarete, kültüre dokunan saha boyutu var. Ve biz, bu sahayı dolduracak insan gücünü hâlâ klasik müfredatlarla hazırlıyoruz.

Yazının Devamı

“Everest’e bile damga vurdular: İngiliz’in gölgesinde ezilen Hindistan”

Bir dağın adını bile çaldılar.

Düşünün; göğe meydan okuyan o muazzam zirve, yüzyıllardır “Çomolungmo” diye anılırken, İngiliz bir haritacının ismiyle yeniden vaftiz edildi: Everest. Sırf “yerli isim telaffuzu zor” diye, İngilizler bu dağa kendi kadastro müdürlerinin adını verdiler: Sir George Everest.

İngiliz, önce haritayla gelir; sonra isim değiştirir, sonra ruhunu alır.

Yazının Devamı

Demokrasi Tiyatrosu: ABD’de senatör olmak için gerekli "Demokratik (!) koşullar''

ABD’de senatör olmak istiyorsanız, öncelikle "özgürlük ve demokrasi" getirmekle ünlü (!) lobilerin onayını almanız gerekir. Aksi takdirde, “demokrasiye tehdit” olarak yaftalanıp, siyasetten sürülmeniz an meselesidir. İşte bu büyük “halk iradesi” tiyatrosunda rol alabilmek için bilmeniz gerekenler:

ABD’de senatör olmanın temel şartı halk desteği değil, lobilerin cüzdan desteğidir. Peki kimler bu sponsorlar?

Silah Lobisi (NRA): “Özgürlük” için herkesin en az 3 tüfek, 2 tabanca ve bir roketatar edinmesi gerektiğine inanırlar. Siz de bir senatör olarak bu kutsal hakkı savunmazsanız, kariyeriniz muhalefette oturarak son bulur.

Yazının Devamı

Ortak akıl: Tek zekâ iyidir, çok zekâ daha iyi

Bireyin aklı güçlüdür, ama toplumu ileriye taşıyan ortak akıldır. Akıl, tıpkı bir ateş gibi paylaşıldıkça büyür ve karanlıkları aydınlatır.

Ortak akıl, bir milletin pusulasıdır; yönünü kaybedenler, pusulayı görmezden gelenlerdir.

@stratejivefikirler

Yazının Devamı