Zeki insan…Bu yazımı okurken yalnızca bir köşe yazısı değil, insanlık tarihinin en eski hafızasından geleceğin en ileri ufkuna açılan bir yolculuğa tanıklık edeceksin. Çünkü Türk milliyetçiliğini yeniden düşünmek, yalnızca geçmişi hatırlamak değildir; insanlığın kolektif bilincinde saklı olan adalet arayışını yeniden yorumlamaktır.
Bu kez Orhun’dan değil, çok daha derinden başlıyoruz;çünkü Türk milliyetçiliği yalnızca bir bozkırın ürünü değildir.Adalet fikri nerede filizlendiyse, düzen fikri nerede doğduysa, insan zihni nerede uyanmaya başladıysa, o yürüyüşün içinde mutlaka Türk aklının izi vardır.
İrlanda’nın sisli tepelerinde adalet için yemin eden Kelt rahiplerinin dünyasında da…İskoçya’nın kayalıklarında özgürlük uğruna direnen klanların tarihinde de…Viking sagalarında denizlerin ötesine aklıyla yön veren kaşiflerde de…Kuzey Amerika’nın Kızılderili kabilelerinde toprağa değil, dengeye bağlı yaşayan bilgelikte de…Mezopotamya’nın Sümer şehirlerinde yazının ve adaletin ilk yankılarında da…Avrasya bozkırında İskitlerin onur ve özgürlüğü kutsal gören yaşam anlayışında da…