Bosphorus'a biz Boğaziçi deriz

Bosphorus'a biz Boğaziçi ya da Boğaz deriz sevgili okuyucular. Biriciğimiz, dünya başkenti İstanbul'umuzun gözbebeği olan o şahane yer. Peki Bosphorus nereden gelir?

​Avrupa'yı Asya'dan ayıran İstanbul Boğazı (Boğaziçi), yabancıların ona seslendiği şekilde Bosphorus adını Yunan mitolojisindeki ilahi kıskançlık ve dönüşümle ilgili dramatik bir hikâyeden alır. Bu hikâyenin merkezinde ise ölümlü kadın Io bulunur.

​Boğaz'ın Yunanca adı olan Bósporos, kelimenin tam anlamıyla "inek geçidi" veya "öküz sığlığı" anlamına gelir ve adını doğrudan Io efsanesinden alır.

​İşte bu ana Yunan efsanesine göre Boğaz'ın tüm hikâyesi şöyle sevgili dostlar:

​Zeus'un Sadakatsizliği ve Io'nun Dönüşümü

​Argos'un güzel prensesi ve Hera'nın rahibesi olan Io, baş tanrı Zeus'un dikkatini çeker ve onunla gizli bir ilişkiye başlar.

​Zeus'un karısı ve aynı zamanda kız kardeşi olan, tanrıların kraliçesi Hera, kıskançlığıyla meşhurdur. Zeus, ilişkisini gizlemek için dünyayı kalın, karanlık bir bulutla örtmeye çalışır. Ancak Hera bundan daha çok şüphelenir ve Olympos Dağı'ndan aşağı iner.

​MIt ya da masal bu ya; karısının durumu anladığını fark eden Zeus, Hera'yı kandırmak umuduyla Io'yu hızla güzel bir genç kızdan güzel, beyaz bir düveye (inek) dönüştürür.

​Hera'nın İntikamı ve At Sinekleri

​"Hediye": Hera bu oyunu hemen sezer ve inek kılığına girmiş Io'yu masumca överek Zeus'tan hediye olarak ister. Bu kadar basit bir hediyeyi geri çeviremeyen Zeus, Io'yu isteksizce karısına teslim eder. ​Io'nun asla Zeus'a geri dönmemesi için Hera, onu yüz gözü olan ve hiçbir zaman hepsi birden uyumayan dev Argus Panoptes'in sürekli gözetimine bırakır.

​Zeus, Io'yu kurtarması için nihayet ulak tanrı Hermes'i gönderir. Çoban kılığına giren Hermes, müzik çalıp hikâyeler anlatarak Argus'u uyutmayı başarır ve ardından onu öldürür.

​Argus'tan kurtulsa da Hera'nın intikamı bitmez maalesef ve beyaz bir inek kılığındaki Io'yu sürekli olarak sokup acı çektirmesi için bir at sineği gönderir. Durmak bilmeyen acı ve korkuyla çılgına dönen Io, bu eziyet veren böcekten kaçmak için dünyayı durmaksızın dolaşmak zorunda kalır.

​Io Boğaz'ı Geçiyor: İnek Geçidi

​Io'nun uzun ve eziyetli yolculuğu sonunda onu Avrupa'yı Asya'dan ayıran dar boğaza ulaştırır. Io, kendisine eziyet edenden kaçma umutsuzluğuyla suya atlar ve bir kıtadan diğerine doğru bu kanalı yüzerek geçer.

​İşte ineğin (Io'nun) bu unutulmaz geçişi, muhteşem İstanbul Boğazı'na adını veren olaydır, mitolojiye göre. Yunanca boûs, İnek ya da öküz için kullanılır ve poros ki geçit anlamında kullanılır, bu kelimelerin birleşimiyle Bósporos, yani "İnek Geçidi" oluşmuştur.

​Io'nun Kaderi ve Byzantion'un Kuruluşu

​ Io, Mısır'a ulaşana kadar yolculuğuna devam eder. Bu sırada karşılaştığı zincirlenmiş Titan Prometheus, ona insan formuna geri döneceği ve büyük bir kahramanın atası olacağı kehanetiyle teselli verir. Mısır'da, Zeus nihayet Io'yu insan biçimine geri döndürür.

​İnsan formuna döndükten sonra Io, Keroessa adında bir kız çocuğu doğurur. Keroessa'nın daha sonra Byzas adında bir oğlu olur. İlgili bir efsaneye göre Byzas, İstanbul Boğazı'nın Avrupa yakasında Byzantion (İstanbul'un antik adı) şehrini kuran kişi olarak kabul edilir.

​Özünde, Boğaz çevresindeki tüm mitoloji, Io'nun bitmek bilmeyen kaçışının ve ıstırabının hikayesidir.

Ve biz ona Bosphorus değil canımızın için İstanbul'umuzun Boğaz'ı ya da Boğaziçi deriz...

​'Bu, terkibine su, mehtap, bülbül sesi ve saz karışan nazik bir medeniyetti. Bu, ahirete, ebediyete inanan, dünyevî olduğu kadar dinî ve uhrevi bir medeniyetti.' Boğaziçi Yalıları / Geçmiş Zaman Köşkleri. Abdülhak Şinasi Hisar

Bosphorus'a biz Boğaziçi deriz - Resim : 1

Ivan Aivazovsky: Akşam Işığında İstanbul Manzarası. Ivan Aivazovsky'nin İstanbul Boğazı'nı tasvir ettiği bir yağlı boya tablosudur.