6 Şubat depremi
Dün gece geç saatlere kadar, Hatay'dan yapılan canlı yayınlarda, bölgedeki insanlarımızı izledim, dinledim. Onları biraz daha iyi bir durumda görmek isterdim. Hala elektriği olmayan mahalleler gördüm TV ekranında. Borçları için hacize uğradıklarını söyleyen deprem bölgesi halkını dinledim. "Neleri var ki haczedilecek?" diye düşündüm. Deprem konteynerlerini satıp borçlarını ödeyenleri dinledim. Kalktım, bir dolandım.
2 yıldır, kaldırılan enkazdan kemikleri veya cesetleri çıkmayan ve kayıp olduklarını düşündükleri ailelerini bekleyenleri gördüm. "Biliyorum ölmediler" dedi. "Umudum var hala" dedi. İki yıldır, sevdiklerinin ölmemiş olma ihtimali, küçücük de olsa bir umut ihtimaline sıkı sıkı bağlanmaya çalışan insanların yüzlerine baktım. "Nüfustan düşürün diyorlar bize, iki yıl oldu diyorlar. Bana mezarını gösterin o zaman!" diyen insanları dinledim. Üzerime bir öküz oturdu adeta. Kalkıp bir sigara içtim.
Sevdiğin birini, böyle bir felaketten sonra, hayatta olduğu umuduyla iki yıl beklemek nasıl bir Araf'ta yaşamaktır, bunu düşündüm. Umutlarının, bir mum alevi kadar ufak ve kırılgan olan umutlarının onları yanıltmamasını, bir mucize olmasını, sevdiklerinin çıkıp gelmesini diledim yürekten. Biri bile gelse, her çekilene değer çünkü. Keşke gelseler. Hatay'ın kayıp insanları. Kaybedilmediyseniz, bilerek ve isteyerek, bir ışık aydınlatsın, bir şifa donansın benliğinize de iyileşin ve dönün inşallah. Deprem bölgesinin kayıp çocukları. İnşallah iyi insanlar sizi, yuvanıza geri getirsin. Sevdiklerinizin iki yıllık karanlığına ışık olun inşallah. Mucize.
Böyle mucizeler beklenebilir. Ama mucize beklememize gerek olmayan, acil önlemlerle durdurulabilecek, tonlarca, dağlarca acıyı engelleyebilecek önlemler almak için mucizeye gerek yok. Sabah yer bilimci Prof.Dr. Naci Görür hocayı dinledim. Bıkmadan, usanmadan aynı telkinler ve önerileri, canhıraş, tüm gücüyle haykırıyordu yine.
"Direkt inip sokağa iş yapalım. Halkı eğitelim. Halkı eğitelim." Dedi.
"Yeni bir paraya, pula, yeni bir yapılanmaya ihtiyaç yok" dedi.
Beklemeyelim dedi. Kaybedecek bir saniyemiz yok dedi.
Siyaset üstü bir konu deprem. Ne tanıtımlara, ne toplantılara gerek yok, sadece iş yapmaya, hemen işe koyulmaya gerek var. Siyasi ayrımlar olmadan, herkesin çok çalışması gereken bir görev bu. Hayati bir görev. Çalışan da var bolca, her şey de var çok şükür. İş yapmak gerek.
Bir saniye kaybetmeden.