Özgürlüğün kitabı: Gökkuşağı Günleri

Cansu Kızılkaya

Cansu Kızılkaya

Tüm Yazıları

Yılbaşında Nokta Medya’da bir çekiliş yapmıştık. Gazetemizin editörlerinden Murathan Birinci, bana üç kitap hediye etti. Henüz ikisini okuyabildim. Üçüncüsü kitaplığımda sırasını bekliyor. Bugün size Murathan’ın o zarif hediyelerinden biri olan ‘Gökkuşağı Günleri’nden bahsetmek istiyorum.

Kitabın yazarı Antonio Skármeta, Şili edebiyatının en önemli isimlerinden. Gökkuşağı Günleri sadece bir roman değil aynı zamanda bir dönem hesaplaşması...

Roman bizi alıyor Şili’nin en karanlık dönemine götürüyor. Sayfaları çevirirken General Augusto Pinochet’nin diktası altındaki son günlere tanıklık ediyoruz.

Pinochet kimdir?

İlk olarak dönemin yapısı ve tarihi ile ilgili genel bir bilgi vermek istiyorum. General Augusto Pinochet 1973-1990 yılları arasında Şili’nin devlet başkanlığı görevini yürüten kişi. 1973 yılında Şili’de gerçekleşen askeri darbe ile devlet başkanı Salvador Allende’yi devirerek ülke yönetimini ele geçirdi. Bu darbe Latin Amerika tarihinin en sert askeri müdahalelerinden biri olarak kabul ediliyor.

Bu sert rejim tam olarak 17 yıl sürdü. Dönem içerisinde on binlerce kişi işkenceye uğradı, kayboldu, hapse atıldı ve öldürüldü. Sol görüşlüler, öğrenciler ve muhalif aydınlar bu dönem boyunca baskılara maruz kaldı. Pinochet’in ekonomi politikaları ülkenin ekonomisini iyileştirse de gelir eşitsizliği ve sosyal adaletsizlik ciddi şekilde arttı.

Takvimler 1988 yılını gösterdiğinde yapılan referandum ile Pinochet’ye karşı güçlü bir "Hayır" kampanyası gerçekleşti. Şililer Pinochet’in görev süresinin uzamasını istemedi.

Gökkuşağı Günleri tam olarak Pinochet dönemindeki son günleri anlatıyor.

Felsefe öğretmeni babasının gözaltına alınışına şahit olan lise öğrencisi genç Nico’nun gözünden çaresizliği anlatırken aynı zamanda bir halkın dramını konu ediniyor.

Solcu reklamcı Bettini kitabın merkezindeki karakterlerden biri. İşkenceye uğramış, kara listeye alınmış çok yetenekli bir reklamcı ancak son dönemlerde para kazanamıyor. Gerçekleşecek referandumda kendisine hem ‘Evet’ hem de “Hayır” cephesinden teklifler geliyor.

Bettini tam da burada yol ayrımında kalıyor. ‘Evet’ kampanyasında çok cazip paralar önerilirken ‘hayır’ kampanyasında ise geçmişini ve onurunu hatırlıyor.

Skármeta’nın dili canlı, sade, ve eleştirel. Ancak asla yüzeysel değil. Kitapta yer alan “Para zenginlerin kulaklarından fışkırınca, fazla gelen banknotları yoksullara atacaklar” sözü tam olarak sistemin özetini anlatıyor.

Bu alıntılı günümüze de çok rahat uyarlayabiliriz. ‘Gökkuşağı Günleri’ çok uzak bir coğrafyanın hikayesi değil. Tanıdık bir gerçek... Bu yüzden özellikle gençler bu kitabı okumalı.

Çünkü özgürlüğü savunmak onu fark etmekle başlar.

Kitaptan altını çizdiğim alıntılar:

“Bir öğrencinin kafasına vuran jandarma, artık özgürlüğün vaktidir.”

-Babam senin ilkesiz olduğunu düşünüyor. Etik bir insanın ilkelerinin olması gerek.
-İlkelerim var. Benim ilkem babanı ve seni sevmek.
-Bu ilke değil ki, duygu!
-Demek ki benim ilkelerim duygularımmış!

“...Çünkü iktidarı kurşunlarla ele geçiren bir diktatörü seçim sandığına zarf atarak deviremezsin.”

Özgürlüğün kitabı Pinochet Antonio Skármeta,