Gölcük varoşlaşıyor mu?
‘Varoş’ kelimesi kulağa itici ve sert gelebilir. İlk olarak bu kelimenin anlamını açıklayıp yazının çerçevesini çizmek istiyorum. Türk Dil Kurumu'na göre varoş; “kent ya da kasabanın kenar mahalleleri” demek. Bu yazıda ise Gölcük’ün nasıl kenar mahalleye dönüşmeye başladığını anlatmak istiyorum.
Gölcük, ilimizin en eski yerleşimlerinden biri olmasının yanı sıra, benim de en çok değer verdiğim ve sevdiğim ilçelerin başında yer alıyor...
İYİ Parti Gölcük İlçe Başkanı Mustafa Çalışkan Donanma’nın kalbi olarak anılan Gölcük hakkında iddialı bir çıkışta bulundu. Nokta TV ekranlarında yayınlanan Şehrin İçinden programında konuğum olan Çalışkan, “Gölcük, bilinçli bir şekilde Başiskele’nin varoşu haline getiriliyor” dedi. Yalnızca duygusal bir söylem değil bu. Çalışkan elindeki sayısal veriler ile konuşuyor...
Büyükşehir Belediyesi'nin ilçe bazında 2025 yılı tahmini rakamları ve proje dağılımına bakıldığı zaman 178 bin 872 kişilik nüfusu olan Gölcük, yalnızca 4 projeyle toplam bütçenin yüzde 1,38’lik kısmını kapsıyor. Oysa nüfusu 124 bin 998 olan Başiskele ise 12 projeyle yüzde 14,95’lik bir paya sahip.
Gölcük, tahsis edilen bütçe açısından yalnızca Dilovası’nın önünde yer alıyor. Dilovası’nın nüfusu ise 54 bin 664. Bu rakamlara baktığımız zaman kamu yatırımlarında belirgin bir dengesizlik olduğu aşikar.
Başiskele son yıllara modern şehircilik açısından dikkat çeken bir ilçeye dönüştü. Her ne kadar yanlış planlansa dahi, yeni konut projeleri, sanayi yatırımları, altyapı çalışmaları ile gözle görülür bir büyüme yaşıyor.
Bunların yanı sıra Gölcük’ten Donanma Komutanlığı tabelası kaldırıldı. Tabela İzmir Yenikale’ye asıldı. Lojmanların yıkılmasıyla birlikte binlerce kişi ilçeyi terk etmek zorunda kaldı. Çoğu nüfus dikkatleri üzerine çeken Başiskele’ye kaydı. Kaymaya da devam ediyor. Nüfus kayması en çok esnafı etkiliyor. Yıllarca bölgede yaşayan ve ticaret yapan bir esnaf şöyle diyor:
“Eskiden burada dükkan açmak ayrıcalıktı. Şimdi ise gençler dükkan açmak için Başiskele’ye gidiyor. Ben yine de burada bekliyorum. Belki bir gün geri dönerler diye. İlçe Donanma’yla yaşardı. Şimdi o da gidiyor. Burada akşam 20.00’de kepenkler iniyor. Sokaklar karanlığa gömülüyor.”
İlçe başkanı Çalışkan Donanma’nın gitmesiyle birlikte Gölcük’ün artık bir sanayi şehrine dönüştürülmeye başlandığının altını çiziyor. Ancak Mustafa Çalışkan’ın “Sanayinin kremasını Başiskele yiyor, posasını biz” sözleri, ekonomik yönüyle de ciddi bir eleştiriyi barındırıyor.
Genel olarak atmosfere baktığımız zaman Gölcük’te sanayi var ama yüksek katma değerli yatırımlar başka ilçelerde. İlçede sadece üretimin yükü kalıyor, getirisi ise başka yerlere taşınıyor. Gölcük adeta lojistik ve işgücü temelli bir alan haline gelirken, Başiskele üst düzey yatırımların adresi oluyor.
Bu tabloya baktığımızda şu soruyu sormadan edemiyoruz: Gölcük gerçekten varoşlaşıyor mu?
Bu sorunun cevabına fiziksel anlamda bir gecekondu bölgesi dönüşümünden bakmamamız gerekiyor. Pencereden baktığımızda sosyal, ekonomik ve yatırım açısından geri plana itilmiş bir ilçe profili ortaya çıkıyor. Kamu kaynaklarının adil ve stratejik dağıtılmaması ya da ‘stratejik’ olarak dağıtılması Gölcük’ü yavaş yavaş ‘kenar ilçe’ statüsüne itiyor.
Mustafa Çalışkan’ın “varoşlaşma” çıkışı yalnızca bir siyasi eleştiri değil. Acı bir gerçeğin de habercisi gibi... Gölcük gibi değerli bir ilçenin gözden çıkarılmaması gerekiyor. Gölcük’ün içine kapanmadan nefes almaya devam etmesi için yatırımlarda eşitlik gerekiyor.