CHP’de 15 Eylül eşiği

Cansu Kızılkaya

Cansu Kızılkaya

Tüm Yazıları

Türkiye’de siyaset yeni bir şekillenme sürecinde. Adeta yeniden dizayn ediliyor. Şimdilik bu değişimi yalnızca silik bir şekilde gözlemleyebiliyoruz; ancak önümüzdeki yıllarda çok daha net bir biçimde karşımıza çıkacak.

İstanbul İl Kongresi’nin iptalinin ardından kayyum olarak atanan Gürsel Tekin’in polis eşliğinde il binasına girmesi, hafızalardan kolay kolay silinmeyecek.

CHP’de yıllarca önemli görevlerde bulunmuş Gürsel Tekin’in, ‘Baba ocağım’ dediği partiye yargı kararı ve polislerle girmesi, aslında siyasette derin bir kırılma anı olacağını gösteriyor. Kimileri de Tekin’in bu tavrını ‘hayırsız evlat’ olarak değerlendiriyor.

Partililerin kendi binalarına alınmaması, biber gazı ve plastik mermilerle karşı karşıya kalması, demokrasi açısından kaygı verici bir tablo.

Gürsel Tekin’in bu görüntüleri adeta 15 Eylül’ün fragmanı niteliğinde. 15 Eylül’de şaibeli kurultay davası var. Mahkemeden çıkması beklenen ‘mutlak butlan’ kararı sonrası eski Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu partinin başına geçecek. Böyle bir ihtimal, CHP’yi bölünme riskiyle yüz yüze getirecek.

Kılıçdaroğlu’nun partiye dönüşü halinde genel merkezde de İstanbul’daki manzaraların aynısı yaşanabilir. Bu durumda en büyük sınavı verecek olanlar ise CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu’nun ekibi olacak.

Bu iki isim ve kadroları için CHP’de varlıklarını sürdürmek her zamankinden daha zor olacak. 15 Eylül sonrası için ne gibi planlar yaptılar, hep birlikte göreceğiz.

Bugün yaşananlar ve 15 Eylül’de yaşanacaklar, yarının siyasal haritasını şekillendirecek. CHP’nin bölünme ihtimaline sadece bir partinin iç hesaplaşması olarak bakmamalıyız. Bu durum Türkiye siyasetinde de dengeleri yeniden kuracak bir gelişme. Ancak yaşanan kayyum depremi siyasi tarihimizde kara bir leke olarak kalacak.

Cumhuriyet Halk Partisi Gürsel Tekin Kemal Kılıçdaroğlu