Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gebze ve Dilovası’na Müdahil Oluyor!

Ahmet Akçaalan

Ahmet Akçaalan

Tüm Yazıları

Seversiniz, sevmezsiniz.

Eleştirirsiniz, kızarsınız.

Ama şunu kabul etmek zorundasınız:

Eğer konu Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önüne gelirse, süreç farklı ilerliyor.

Ve ben bugün umutlandım…

Konu Kocaeli’nde kalırsa benim ne kalbim ne aklım rahatlamayacaktı…

*

Ne oldu?

Dilovası ilçesinde 3'ü kız toplam 7 kişinin yaşamını yitirdiği kozmetik fabrikasındaki yangın, gündemden düşmeye başlarken, medyada unutulmaya başlarken Cumhurbaşkanı Erdoğan, çıktı grup konuşmasında Dilovası’na dikkat çekti.

İşaret etti.

*

Sonuç ne olur bilmem,

Ama kimse şu andan itibaren kafasına göre iş yapamaz.

Kimse bir senaryo uygulayıp, bu işe sınır çizemez.

Bildiğim kadarıyla Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gündemine giren konunun sonuna kadar gidilir.

*

TBMM Grup Toplantısı’nda kürsüye çıktı, selam verdi, ekonomi dedi, dış politika dedi…

Sonra birden durdu ve iki olayı art arda sıraladı:

Birincisi; Almanya’dan, İstanbul’a tatile gelen Böcek ailesi. Anne, baba ve iki küçük çocuk… 29 Ekim sabahı TEM’de feci bir kaza. Dört can, dört mezar. Haber oldukları gün herkes üzüldü, iki gün konuşuldu, sonra unutuldu gitti. Ama Erdoğan unutmamış. Adeta, “Bu ailenin hesabı sorulacak” der gibi bir kez daha hatırlattı.

İkincisi; 8 Kasım Kocaeli, Dilovası… Bir kozmetik fabrikasında çıkan yangın… Yedi emekçi kardeşimiz yanarak can verdi. Yedi aile, yedi ocak söndü. Televizyonlar bir gün verdi, gazeteler bir gün yazdı. Sonra medyada konu kapandı. Ama Erdoğan kapatmamış. “İhmali, hatası, kusuru veya kastı olan kim varsa tek tek tespit edilecek ve kimsenin gözünün yaşına bakılmayacaktır” dedi. Hem de öyle kuru bir cümle olarak değil; sesi titriyor, gözleri dolu dolu söylüyordu.

*

Bana göre her ölümün bir adı, bir ailesi, bir hesabı var.

Ve o hesap mutlaka sorulacak.

Soracak sistemin başı, devletin başındaki isimdir.

Muhalefet penceresinden “popülizm” ya da “göstermelik” yapıyor olarak yorumlayabilirsiniz.

Tepkinizi, böyle bakmanızı anlarım.

Peki kaç tane olayda devletin başındaki isimden, en tepesinden, “Ben bunu takip ediyorum” diyen bir ses çıkmış mıydı?

Çıkmamıştı.

Erdoğan’ın bu takipçiliği bazen sert, bazen ürkütücü bile oluyor. Çünkü, “Gözünün yaşına bakmam” dediği anda herkes biliyor ki, gerçekten bakmayacak. Vali de titrer, belediye başkanı da, müfettiş de, fabrika sahibi de. Çünkü bilir ki Cumhurbaşkanı Erdoğan dedi diye kimse araya giremez, dosya kapanamaz, rafa kaldırılamaz.

Belki de bu yüzden hala milyonlarca insan ona, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a güveniyor.

*

Devlet bazen annedir, bazen baba…

Dilovası’nda yaşanan olayda ise baba yüzünü ortaya çıkarmalıdır.

“Ben buradayım” demelidir.

Acıyı da, hesabı da, adaleti de takip eden bir baba.

Yani devletin makamlara, mevkilere bakmadan gereğini yerine getirmesi gerekir.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir vekili yanına çağırarak Gebze’yi sormasını, sonra grup toplantısında Dilovası demesini çok önemli ve kıymetli buluyorum.

Son aylarda Cumhurbaşkanı Erdoğan, krizlerle de olsa Kocaeli’yi yakından takip ediyor.

Ve bunun bugün olmasa da yarın yansıması olacaktır.

Cumhurbaşkanı Erdoğan Dilovası Gebze