Geleceğin meslekleri, kaybolan hayaller ve yorulan sistem: Yapay zekâ çağında bir yanılsamanın çöküşü

Dr. Hakan Çolak

Dr. Hakan Çolak

Tüm Yazıları

Son haftalarda sosyal medyada tuhaf bir senfoni çalıyor.

Bir yanda Microsoft’un üst düzey yöneticileri, birkaç yıl içinde yapay zekâ asistanlarının komut
beklemeden hayatımızdaki görevleri üstleneceğini anlatıyor. Yeni bir hayat, yeni bir ekonomi…

Diğer yanda Nvidia CEO’su Jensen Huang, “Geleceğin milyonerleri elektrik ve tesisat ustaları
olacak” diye sesleniyor sahneden. Kod yazmak artık kutsal bir beceri değil; çünkü dijital dünyanın
bile ayakta kalması, fiziksel dünyayı toparlayan insanlara bağlı.

Aynı anda başka bir pencerede şunu görüyoruz:

Dev şirketlerden ayrılan, iyi eğitimli, yüksek nitelikli insanlar aylarca iş bulamıyor.

LinkedIn profili kusursuz, referanslar güçlü, ama sonuç aynı:
Sessizlik. Belirsizlik. Sistemin duvarları.

Peki tüm bu sesler nasıl oluyor da aynı dönemde, aynı gerçeklikte var olabiliyor?

Modern Ekonominin Sessiz Çöküşü

Bugünün iş dünyasında artık iki ayrı fiziksel gerçeklik oluştu:
1) Yapay zekânın hızla otomatikleştirdiği beyaz yaka evreni
2) Fiziksel becerilerin değerinin yükseldiği saha evreni

Birincisi daralıyor, ikincisi şişiyor.

Beyaz yakalıların alıştığı ekonomik düzenin taşıyıcı kolonları birer birer kopuyor:
– Dev şirketler küçülüyor.
– İşe alım süreçleri uzuyor.
– Bir pozisyona binlerce başvuru geliyor.
– Eğitimli insanların bile aylarca iş bulamaması artık “normal”.

Bu bireysel bir başarısızlık değil.
Bu yorulmuş bir sistemin dışa vuran çatlağı.

“Kod Yazmayı Öğren” Çağının Sonu

2020’lerin başına kadar tek bir gerçek vardı:
Kod yazarsan kurtulurdun.

Bugün ise herkes aynı anda fark etti ki:
Kod yazmayı öğrenen milyonlarca insan var ama yazılımın kendisini yazan yapay zekâ daha hızlı.

Bir anda “geleceğin mesleği yazılım” parıltısını kaybetti.

Yerine şu cümle geldi:
“Elektrikçi, tesisatçı, marangozsan geleceğin milyoneri sensin.” Buradaki ironi şu:
Bir zamanlar “üniversite okumazsan hiçbir şey olamazsın” diye büyütülen çocuklar, şimdi okulda
öğretilmeyen becerilerin geleceği belirlediği bir dünyaya uyandırılıyor.

2030’a Doğru: Çocuklarımız Yanlış Geleceğe Çalışıyor

Sosyal medyada dolaşan görüntülerde çocuklar kitaplara gömülmüş; pencereden dışarı baktığınızda
drone’lar gökyüzünü dolduruyor.

Bir alt metin var:

“Bu çocuklar, 2030’da var olmayacak işlere hazırlanıyor.”
Bu sadece dramatik bir uyarı değil; gerçek bir tespit.
Çünkü eğitim sistemi hâlâ 1975’in düzeniyle çalışıyor.

Aynı sırada oturan çocuklar, aynı derslere giriyor, aynı sınavlara hazırlanıyor…

Ama o günler geri gelmeyecek.

Artık ne iş dünyası aynı ne de hayatın ritmi.

Yapay Zekâ Geliyor, Ama İnsan Elinin Değeri Artıyor

Bir yandan yapay zekâ iş süreçlerini ele geçiriyor…

Diğer yandan elektrikçiler, tesisatçılar, marangozlar “geleceğin altın meslekleri” ilan ediliyor.

Çünkü dijital olan her şey fiziksel bir dünyaya bağlı.

Bir veri merkezinin kablosunu bağlayacak bir insan hâlâ lazım.

Bir fabrikayı kuracak, elektrik sistemini çekecek insanlar hâlâ kritik.
Ve evet:

Bu meslekler artık mavi yaka değil, altın yaka.

Peki O Zaman Asıl Problem Ne?

Sorun şu:
Yeni ekonomi oluşuyor ama eski ekonomi hâlâ çöküş sürecinde.
Bu geçiş döneminin sancıları şunlar:

İş bulamayan üst düzey yöneticiler

Eğitimli fakat yönsüz bir gençlik

Kendini sürekli güncellemek zorunda kalan beyaz yakalar

Ve hızla değerlenen fiziksel beceriler

Yani aslında olan şey, büyük bir toplumsal eşik:
“Bilgi ekonomisi” yerini “karma beceri ekonomisine” bırakıyor.

Hem zekâ hem el becerisi; hem teknolojiyi bilmek hem dokunabilmek. Bu yüzden elektrikçi de kazanacak, tesisatçı da; ama aynı zamanda
düşünebilen, adapte olabilen, disiplin değiştirebilen herkes kazanacak.

Geleceğin En Büyük Yeteneği: Esneklik

Artık kimseye garanti yok.
Tek garanti: değişim.

Bu dönemde ayakta kalanlar, tek bir beceriye güvenenler değil;
çok yönlü, uyumlu, esnek insanlar olacak.

Belki de asıl “yeni ekonomi” budur:
İnsanın, insan olma kapasitesinin geri dönüşü.
Sonuç: Bir Devrimin Eşiğindeyiz – Hem de Sessiz Bir Devrimin

Evet, yapay zekâ işleri değiştiriyor.

Evet, bazı meslekler yok olacak.

Evet, elektrikçiler ve tesisatçılar gerçekten geleceğin yıldızları olabilir.

Ama asıl mesele bu değil.

Asıl mesele, dünyayı ayakta tutan sistemin yorulduğu, insanların yeni bir denge aradığı,
çocuklarımızın ise olmayan bir geleceğe hazırlanıyor olabileceği gerçeği.

Bu bir çöküş değil.
Bu bir yeniden doğuş evresi.

Ve o evrede kazanacak olanlar, sadece elinde bir beceri olanlar değil…
Kafasında yeni bir yol çizme cesareti olanlar olacak.