Maalesef afetlere hazır değiliz! Hâlâ amatörüz, profesyonel olamıyoruz
Ülke olarak yıllardır afetlerle yüzleşiyoruz. Depremler, seller, yangınlar, fırtınalar, belki de çok yakında savaşlar ve daha niceleri...
Ancak her büyük felaketin ardından hâlâ aynı soruları soruyor, aynı ihmalleri konuşuyoruz:
“Neden hazırlıksız yakalandık?”, “Neden organize olamadık?”
Gönüllü Arama Kurtarma Sivil Toplum Kuruluşları canlarını mallarını bu uğurda feda ederek çalışıyor, insanlığa fayda sağlamak için gecelerini gündüze katıyor fakat vatandaşlar olarak yeterli katılımı sağlayarak onların yanında yer alıyor muyuz?
İşte bu soruların cevabı net: Çünkü toplum olarak hâlâ amatörüz. Afetlere hazır değiliz.
NOKTA TV stüdyolarında iki yılı aşkın süredir yaptığım programlarda, bu gerçeği gündemde tutmaya çalışıyorum. Yaklaşık 50 uzman konukla afet bilinci, ilk yardım, arama-kurtarma ve kriz yönetimi üzerine konuştuk. Her programda aynı sonuca vardık: Hazırlıksızız. Profesyonel olamıyoruz...
Oysa afetler yalnızca “bir gün olacak” felaketler değildir. Afet, her an yaşanabilecek bir durumdur. 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş depremleri bunu acı biçimde gösterdi. Binlerce canımızı kaybettik. Yardım gecikti. Koordinasyon sağlanamadı. Çünkü afet öncesi hazırlığımız yetersizdi. Bu büyük acının ardından ne değişti? Bugün de yangınlar ve yarın neler gelebilir başımıza?
Peki Ne Yapmalıyız?
Eğitim şart ama bunu toplumca istemek,talep etmek zorundayız.
1. Mahalle Temelli Afet Gönüllü Grupları Kurulmalı:
Her mahallede yerel liderlerin öncülüğünde 10-15 kişilik gönüllü gruplar oluşturulmalı. Bu kişiler, AFAD ve belediyelerle koordineli çalışacak şekilde temel afet eğitimi almalı.
2. Yılda En Az 2 Tatbikat Zorunlu Olmalı:
Okullar, kamu kurumları ve sitelerde yılda en az iki kez yangın, deprem ve tahliye tatbikatı yapılmalı. Tatbikatların gerçekçi olması sağlanmalı. Bugün birçok yerde tatbikatlar sadece kağıt üstünde kalıyor.
3. Afet Bilinci Müfredata Girmeli:
İlkokuldan itibaren öğrencilere afet bilinci, ilk yardım ve kriz anı yönetimi eğitimi verilmeli. Japonya'da her çocuk yangın tüpünü kullanmayı, sarsıntı anında ne yapacağını bilir. Bizde ise hâlâ “deprem çök-kapan-tutun” kuralını bilen çok az.
4. Yerel Yönetimler Eğlence Yerine Eğitim Önceliği Vermeli:
Konser, festival, piknik gibi etkinlikler yerine yılda en az birkaç kez afete hazırlık seminerleri düzenlenmeli. Örneğin, Kocaeli Belediyesi’nin düzenleyeceği “Aileler İçin Afet Hazırlık Kampı” gibi projeler, hem dikkat çeker hem bilinç kazandırır.
5. Apartmanlar İçin Acil Durum Planları Hazırlanmalı:
Her apartman, bir afet çantası bulundurmalı. Acil çıkış planı, tahliye merdiveni, ilk yardım kutusu gibi temel ihtiyaçlar göz ardı edilmemeli. Bu konuda denetleyici unsurlar oluşturulmalı.
6. Basın ve Sosyal Medya Daha Etkin Kullanılmalı:
TV, radyo ve sosyal medya kanallarında ayda bir kez zorunlu afet bilgilendirme yayını yapılmalı. Kamu spotları daha sık ve etkileyici yayınlanmalı.
Unutmayalım:
Afet anında yardıma koşmak elbette kıymetlidir. Ama bilinçsiz yardımlar zarar da getirebilir. Kaynaklarımızı plansız değil, bilinçli kullanmalıyız.
Eğer çözümün parçası olmak istiyorsak artık profesyonel düşünmenin zamanı geldi. Aksi takdirde, her afetten sonra aynı acıları yeniden yaşar, yalnızca kayıplarımızı sayarız.
Rabb’im ülkemizi daha büyük afetlerden korusun. Ama biz de üzerimize düşeni yapalım. Bugünden tezi yok, bir afet eğitimi seferberliği başlatalım.