Dikkat: Yaşlı nüfus artıyor!

Ülkemizde artan yaşlı nüfus riskini belirli dönemlerde gündeme taşıyorum.

Bu haftada bu konuyu görüşlerinize sunmak istedim çünkü gelecek için çok önemli bir konu.

Dünya da ülkemiz de hızla yaşlanıyor.

Birleşmiş Milletler, UNICEF ve Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre 2050 yılına gelindiğinde dünya genelinde her altı kişiden birinin 65 yaş ve üzerinde olacağı öngörülüyor.

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verileri de ülkemizin aynı eğilimi izlediğini ortaya koyuyor. 2023 itibarıyla Türkiye’de 65 yaş üstü nüfus oranı %10’un üzerine çıkmış durumda.

Sağlık Bakanlığı verileri, doğurganlık oranlarının azalması ve yaşam süresinin uzamasıyla birlikte önümüzdeki 30 yıl içerisinde yaşlı nüfus oranımızın %20’nin üzerine çıkabileceğini gösteriyor.

Yani yakın zamanda her beş kişiden biri yaşlı olacak.

YAŞLI NÜFUS ÜLKEMİZE BÜYÜK YÜKLER GETİRECEK. ŞİMDİDEN HAZIRLIK YAPMAMIZ ELZEMDİR.

Bu tablo, beraberinde ciddi sosyal, ekonomik ve sağlıkla ilgili yükler getirecektir.

Öncelikle yaşlı nüfusun artışı, sağlık sistemine ek maliyetler yükleyecektir. Kronik hastalıklar, uzun süreli bakım ihtiyaçları, ilaç tüketimi ve yaşlılara yönelik sosyal hizmetler giderek artacaktır. Çalışan nüfus azalırken bağımlı nüfus oranının yükselmesi, sosyal güvenlik sistemimizi zorlayacaktır. Emekli maaşlarının ödenmesi, sağlık giderlerinin karşılanması ve bakım hizmetlerinin sunulması için bütçeden ayrılan pay giderek büyüyecek.

Ayrıca yaşlı nüfusun artışı, iş gücü piyasasında dinamizmi azaltacak; üretkenlik düşebilir, ekonomik büyüme yavaşlayabilir.

NÜFUSUN YAŞLANDIĞININ HERKES FARKINDA OLMALI

Peki, bu tabloyu nasıl yönetebiliriz? Öncelikle devletin ve Sağlık Bakanlığı’nın bütüncül bir yaşlanma politikası oluşturması şart. Yaşlı nüfusun ihtiyaçlarına yönelik uzun vadeli sağlık planlamaları yapılmalı, evde bakım hizmetleri yaygınlaştırılmalı, yaşlı dostu şehirler kurulmalı. Sağlık çalışanlarının sayısı artırılmalı, özellikle geriatri alanında uzmanlaşmış personel yetiştirilmelidir. Aynı zamanda sosyal politikalarla yaşlı bireylerin yalnızlaşmasının önüne geçilmeli, aktif yaşlanma programları devreye sokulmalı, yaşlıların toplumsal hayata katılımı teşvik edilmelidir.

TOPYEKÛN HAREKET ETMEK ÖNEMLİ

Öte yandan, yaşlı nüfusun aşırı artışını dengelemek için doğurganlığı artırıcı politikalar da önemlidir.

Bugün birçok Avrupa ülkesi gibi Türkiye de düşük doğurganlık sorunuyla karşı karşıyadır.

Genç nüfusun korunması için aile dostu politikalar, çocuk bakım hizmetleri, çalışan annelere destek paketleri ve ekonomik teşvikler devreye sokulmalıdır. Göç politikaları da dengeli bir biçimde ele alınmalı; genç, çalışabilir nüfusun ülkeye kazandırılması sağlanmalıdır.

YAŞLI NÜFUS KAÇINILMAZ BİR GERÇEK

Yaşlı nüfus artışı kaçınılmaz bir gerçek. Bu tabloyu bir riskten fırsata çevirmek ise doğru politikalarla mümkün.

Bu konuda Cumhurbaşkanımız, Sağlık Bakanımız ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanımızın çalışmalar yaptığını biliyoruz ve görüyoruz ama bu yeterli değil. Bu konu topyekûn hareket edilmesi gereken tüm kamu kurum ve kuruluşlarının dikkate alması gereken acil bir konudur.

YAŞLILARIMIZ RAHAT ETTİRİLMELİDİR

Yaşlılarımızı sadece bakıma muhtaç bireyler olarak değil, deneyimleriyle topluma değer katan birer rehber olarak görmeli, aynı zamanda genç nüfusun korunması için demografik dengeyi gözetmeliyiz.

Bugünden atılacak adımlar, yarının Türkiye’sini ya yaşlı bir ülke ya da dengeli bir toplum haline getirecektir.

Aksi takdirde yüzyıllardır aidiyet bağı ile bağlı bu necip millet en önemli özelliği olan yaşlılarına sahip çıkan koruyan ve kollayan millet olma özelliğini kaybederek, yaşlılarımıza sahip çıkamayan evlatlar haline dönüşmüş bir toplum haline gelmemize sebep olacaktır.

Binlerce yıllık değerlerimizi, inanç ve toplumsal bağlılığımızı heba etmemek ümidi ile, gelecek için doğru adımların şimdiden atılmasını temenni ediyorum.

Sağlıkça kalmamız dileğiyle...

Nüfus UNICEF Türkiye İstatistik Kurumu