Kripto paralar: Nedir, ne değildir?
Kripto Paralar: Nedir, Ne Değildir?
Herhangi bir nesneyi, olguyu veya iktisadi bir kavramı anlamanın en iyi yolu onun tarihsel sürecini bilmekten geçer. Kavramları, salt tanımlara hapsetmek onları bütünüyle anlamamıza engel olur. Kripto paraları anlamak için de benzer bir yaklaşım gerekir.
2008 yılında ABD’de başlayan ve tüm dünyaya yayılan finansal krizin etkilerini azaltmak için ABD merkez bankasının (ismini hep duyduğumuz o meşhur FED) para arzını artırması enflasyon beklentilerinin artmasına yol açtı. Para basma yetkisinin devlete, yani merkezi otoriteye ait olması; tarihsel olarak da senyoraj (hükümdara ait gelir) denilen bir avantaj yaratmaktadır. Senyoraj, basılan paranın maliyetinin çok düşük olmasına karşın, piyasada aynı para ile devletin alım gücü yaratabilmesinden doğar. Nasıl mı? Burada da yumurta örneğini vermekten kendimi almayacağım. Elinizde iki yumurta alacak ulusal paranız olsun, para miktarını artıracak tek yetkili olan devlet , kendi harcamalarını ulusal para miktarını artırarak karşıladığını düşünelim. Artık daha fazla para vardır. Yumurta sayısı aynıdır. Yumurtanın fiyatı yükselir ve siz artık bir yumurta alabilirsiniz. Yani dolaylı olarak bir yumurtayı devlete vermişsinizdir. Dolaşımdaki para miktarını artırmanın bir başka yolu da, merkez bankalarının politika faizini düşürerek ( bankalara borç verirken uyguladığı faiz oranı) kamu bankaları yoluyla beklenen enflasyondan daha düşük oranda faizlerle kredi vermektir. Bu da kredi kullanmayanlar açısından aynı sonucu doğurur. Ama bir farkla, artık alabileceğiniz yumurtaların birini düşük faizle kredi alanlara kaptırmışsınızdır. Bu kısa örnekten sonra konuya devam edelim. Evet, para miktarının artması, senyoraj gelirinin de artacağı yönünde beklentilere yol açtı. Bu durum, enflasyon vergisinden kaçınmak isteyen kesimler için, devletten ve herhangi bir merkezden bağımsız, arzı sınırlı alternatif bir para arayışını tetikledi.
İşte bu bağlamda kripto paralar doğdu. İlki Bitcoin’di ve kısa sürede astronomik değerlere ulaştı. Daha sonra bu piyasayla ilgilenenlerin deyimiyle alt-koinler ortaya çıktı. Günümüzde kripto paraların değeri, sayıları giderek artan elektronik ortamda kurulan piyasalarda alım-satım işlemleri sonucunda belirlenmektedir.
Tarihsel süreç böyle olmakla birlikte bugün gelinen noktada merkezi paraların yerine geçme saikiyle oluşturulan kripto paraların çok sınırlı olarak değişim aracı gibi kullanılan Bitcoin dışında hiçbirinin değişim aracı olarak kullanılmaması, daha doğrusu kullanılamamasıdır.
Bugün neredeyse alfabenin tüm üçlü kombinasyonlarını tüketmiş bir alt-koin enflasyonu yaşıyoruz. Görünen o ki, yakında dört harfli ve sayılarla desteklenmiş kombinasyonlarla devam edecek. Teknik olarak bu koinlerin sayısı limitte sonsuza yaklaşabilir. Her ne kadar her biri kendi içinde sınırlı arz iddiasıyla çıksa da, birbirinden ayırt edilemeyen ve farklılaşmaya çalışan bu projeler geniş kitleler için aynı şeyin tekrarıdır. Dolayısıyla ortaya sınırsız bir arz çıkmaktadır.
Böylece kripto paraların, özellikle alt-koinlerin, ilk çıkış gerekçeleri tamamen ortadan kalkmış görünüyor. Arzı her geçen gün artan binlerce alt-koin var. Oysa ekonomi bilimi bize şunu söylüyor: Arzı sınırsız olan hiçbir şey para olarak kullanılamaz. Çünkü paranın en temel niteliği kıt olmasıdır.
Paranın bir diğer temel niteliği de insanlar tarafından kabul görmesidir. Bu açıdan bakıldığında, kripto paralar içinde yalnızca Bitcoin diğerlerinden ayrışmaktadır. Gelecekte büyük bir krizle karşılaşmazsa, değişim aracı olarak kullanılmasa bile en azından değer saklama aracı (bir nevi dijital altın) işlevini sürdürebilir.
Alt-koinler içinse aynı şeyi söylemek mümkün değildir. Ne ayırt edilebilirlikleri vardır; ne de sınırlı arz iddiasını gerçeğe dönüştürebilirler. Bu nedenle, alt-koinlerin para ya da güvenilir bir finansal enstrüman olarak görülmesi mümkün değil. Ben bu yazımda özellikle alt-koinlerin ne olmadığını anlatmaya çalıştım. Ne olduklarına ya da neye dönüştüklerine bir sonraki yazıda devam edeceğim…