Altının Fiyatı Artmaya Devam Edecek mi?

Peşinen söylemeliyim ki bu yazıda bunun cevabını bulamayacaksınız. Bilip de yazmadığım için değil, cevabını bilmediğimden. Bu yazıda bulacağınız şey, altın fiyatı nasıl belirlenir? Fiyatının ne olacağını bilmek mümkün müdür?

Günümüzde telefonlarımızda, televizyon kanallarının altından akıp giden şeritlerde gördüğümüz ve saniyeler içinde değişen altın fiyatları, aslında binlerce alım–satım emrinin karşılaştığı uluslararası altın borsalarında oluşmaktadır. Bu borsalar arasında en önemlileri New York** ve Londra’da faaliyet gösteren piyasalardır.

Bu borsalarda altın, genellikle külçe veya ons (1 ons = 31,1 gram) ölçü birimi üzerinden, ABD Doları cinsinden fiyatlandırılır. Uluslararası borsalarda oluşan bu fiyatlar, Türkiye’de o anki dolar kuru üzerinden Türk lirasına çevrilerek altının TL karşılığı hesaplanır.

Fiyat oluşumundaki süreçten anladığımız gibi, altının TL karşılığı iki unsurdan oluşmaktadır. Biri altın borsalarında oluşan dolar olarak değeri, diğeri ABD dolarının TL karşılığı. Biz burada şimdilik ABD dolar kurunun değerini dikkate almayacak, anlatımızda altının dolar karşısında ki değerinin borsalarda nasıl oluştuğunu açıklamaya çalışacağız.

Altının fiyatı, borsalarda alıcı ve satıcıların elektronik ortamda karşılaştıkları noktalarda belirlenmektedir. Burada alıcıların “bir önceki işlem fiyatının yükseleceği” yönündeki beklentileri ile satıcıların “düşeceği” yönündeki beklentileri çakıştığında yeni fiyat oluşur. Eğer denge alıcıların lehine kayarsa fiyat yükselir; satıcıların lehine kayarsa fiyat düşer. Dolayısıyla, altının fiyatında kök belirleyici unsur alıcı ve satıcıların beklentileridir. Peki, insanlar ve kurumların beklentileri nasıl oluşuyor? Ne oluyor veya ne olması bekleniyor da altının fiyatının artacağı veya düşeceği yönünde beklentiye giriliyor. Bunun birçok nedeni olabilir. Bu nedenleri belirlemek ve ölçmek oldukça zordur ve yazımızın konusu değildir.

Bizim bu yazımızda asıl değineceğimiz konu altın fiyatlarının sürekli olarak artacağı yönündeki yanlış kanı. Aşağıdaki grafikte altının yıllara göre ons fiyatındaki değişimleri görüyorsunuz. Herhalde ilk dikkatiniz çeken şey son iki yılda ki sürekli yükselişi olmalı. Evet, bu grafiği böyle okuyabilirsiniz. Ama bir de grafiği 1980’lerde gördüğü fiyatı tekrar görmesi için 30 sene beklemek gerek diye de okuyabilirsiniz. Üstelik bu süre zarfında dolarda oluşan enflasyon da dikkate alındığında 1980’lerde oluşan fiyattan altın alanların ne derece zarar ettiğini anlayabilirsiniz. Anlaşılan o ki biz de yerleşen ve konuşmalar da sıklıkla değinilen “ altın gördüğü yeri unutmaz” sözü, 30 senelik süre için pek de geçerli olmamış. Bizdeki bu yanlış kanı, altının TL fiyatından kaynaklanıyor olmalı. Yıllar boyu süren yüksek enflasyonun sonucu, dolar kurunun artması altının TL fiyatının da artmasını getiriyor. Zaten TL olarak hangi mal ve hizmet gördüğü fiyatı unutuyor ki! Yumurta bile bu konu da çok istikrarlı.

Son söz olarak yine işinize yaramayacak bir şeyler söyleyerek yazıyı sonlandırmak istiyorum. Altın fiyatını tahmin eden, içlerinde bankaların da olduğu çok sayıda uluslararası kuruluş var, ve bunların tahminlerine arama motorlarından bir tıkla ulaşabilirsiniz. Ama adı üzerinde bunlar tahmin ve her tahmin yanılma pahasına yapılır. Ve ne yazık ki tahmin yapıcıların tahminleri gerçekleşmeyince zararlarınızı karşılamazlar. Sadece yapacakları şey, neden tahminlerinin gerçekleşmediğini açıklamaya çalışmak olur. Bu da pek işimize yaramaz. Tahminlerinizde daha az yanılmanızı diliyorum.

SON DAKİKA HABERLERİ

Bilal Kavalcı Diğer Yazıları