Nitelik, Nicelik ve KOCAELİ !
Nitelik, nicelik değince; biz sadece kendi alanımızı anlatır veya eleştiririz, bilmediğimiz alanlara asla girmeyiz… O yüzden Kocaeli'nde sanayinin niteliğini ve niceliğini biraz irdeleyelim istedim bu hafta…
Bir kuruluş büyüklük olarak nasıl ölçülür? Küçük orta büyük işletmeler KOBİ'ler 250 den fazla istihdam ve yıllık 1 milyar TL ciro yapan firmalar ve bu verilerin üzerinde büyüklüğe sahip olan firmalar bunlara da “büyük işletmeler” deniyor. KOBİ kapsamına girmeyen diğer işletmelere ise çalışan sayısı 50 den az ve 100 milyon TL/yıl cironun altında kalanlara küçük işletme esnaf veya zanaatkar olarak bir tanım getirilmiş. İlimizde ulaşamıyorum ama ülke genelinde %97 Kobi tanımına giriyor sanayi kuruluşlarının. Tüm hesaplar onlara göre yapılıyor, kredi, yer, yönetmeliklerin ilk hedefi KOBİ'ler.
Bu konu şimdilerde çok daha önem kazandığı bir süreci yaşıyor; “ Asgari ücret” ve ona dayalı 2026 yılı ücret politikası…! Biliyorum sanki biraz ekonomiyi yazan arkadaşların alanına girmiş gibi algılansa da; ekonomi tahsilim olduğu halde çok müdahil olmak istemem… Benim derdim yine KOCAELİ SANAYİSİ İŞ HAYATI olarak devam edecek. Dünya pazarında mesela İphone asgari ücret ile ilgili bir aksiyon alıyor mu? Veya 17'yi lansmana hazırlarken dünyanın içinde bulunduğu ekonomik süreci ne kadar dikkate alıyor? elbette İphone özelinde bunu istediğiniz kadar çoğaltmanız mümkün, ancak bir şart öne çıkıyor oda “marka” olmak. Evet siz bir markaysanız bunu çok daha farklı yönetebiliyorsunuz; değilse felaket kapıda… İşte geçtiğimiz günlerde yazdığımız yazılarda söz etiğimiz konu tam da bu…! Marka, marka olmak, olabilmek…
Bizim elimizde çok değerli bir fırsat var Marka olabilmek için… Buna tersten bakalım daha iyi göreceğiz; neden tekstil de marka olamadık? “Elbette olamadık derken hiç makamız yok demiyoruz yeterli sayıda ve etkin olamadık” Marka olmak için tasarım yapmak, AR GE yapmak gerekli… Başkasının yaptığı çalışmalar üzerinden taklit yapmak marka, örneğin bir kumaşı, bir tasarımı taklit ederek bir elbise yapmak bize marka yolunu hiçbir zaman açmaz ve açmadı. Otomobil montajı yapmak aynı şekilde bir marka olmak değil. Domates yetiştirmek bile günümüzde farklı yöntemler ile yapılarak marka olunmaya çalışılan süreçtir… Tam da bu veriler bize aslında “ SAVUNMA SANAYİNDE MARKA “ olmak yolunu bugün açıyor.
Savunma sanayinde elimizde önemli avantajlar var… Yeni bir sektör önemli geleceği var açık alanları var. Çok basit olarak bakıldığında dün yurt dışından tabanca mermisi ithal eden bir konumdan bugün tam tersi yurt dışına mermi ihraç eden markalarımız oluştu. Yurt dışından bir avcı tüfeği getirmeye çalışırken bugün dünya ordularına piyade tüfeği yapan markalarımız oluştu. Amerikan ordusuna polisine silah satan, yine Amerika pazarına sivil silah satan birçok markamız oluştu… Bunlar asla yeterli değil ve bizim için diğer bir önem sıralaması bu markaların Kocaeli firmaları olması. Bir diğer avantaj bize savunma sanayi ARGE yi öğretti, kalite standartlarını öğretti, tasarlamayı, prototip imalatını, seri üretimi öğretti. Diğer taraftan malzeme bilgisini ve önemini öğretti. Dünyada kullanılan standartları öğretti. Tüm bu süreç marka olmak isteyen bir firma için son derece kıymetli. Geçmişimizde çok “tren kaçırdık” gelin bu treni kaçırmayalım. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız konuya çok yakın ve içerisinde, Makine ekipmana ulaşma şansımız çok fazla, zor da olsa konuda yetişen insan sayımız var, iki üniversitemiz de teknoparkımızda, Bilişim vadimizde bir çok arge şirketimiz var her konuda, bize sadece bu ekosistemi harekete geçirmek kalıyor… Bunu bizden esirgemeyin bu şehrin sanayi erkleri. Şunu anlayabilirim; belki sürece hakim olunmadığı için üstlenip yük almak istemiyor olabilirsiniz… Bilin ki bugün olmasa yarın hem orada oturup hem de bu süreçte olmazsanız bunun hesabını bu şehre bir şekilde vereceksiniz. Bırakın orda burada resim vermeyi; işiniz ise gelin fabrikalara hem de şimdi seçim zamanı değil… “Bir kişi de çıksın sorsun sizin için ne yapabiliriz?” odalara, birliklere girmek nerede ise yasak, sanayici otoparka dahi alınırken zorlanıyor. Ben oraların bedelini ödeyen olarak giremiyorum, orada çalışan personel kapıda aracını park ediyor, bu çarpık bir sistem. Ama seçimde o koltuklarda yer almak için dağıtılan hoşgörü de başka…

Bu yazımızda önemli bir üründen bahsedeceğiz savunma sanayi araçlarının motor üretimleri…TEİ, Türkiye’nin uçuş-motoru tedarik bağımsızlığını güçlendirmek üzere hem türboshaft/turboprop/turbojet hem de turbodiesel/elektronik kontrollü (FADEC) motor aileleri geliştirdi. Öne çıkan projeler arasında TEI-TS1400 (turboshaft — helikopterler için) ve TEI-PD170 / PD222 (turbodiesel — İHA/UAV platformları için) var. Bu ürünler hem milli platformlarda kullanılmaya başlandı hem de mühendislik-imal kapasitesinde önemli kazanımlar yarattı; yerli tedarik zinciri, ileri malzeme (tek kristal türbin kanadı vb.) ve yazılım (FADEC) geliştirme yetkinlikleri güçlendi. Geçtiğimiz günlerde ziyaret ettiğim TEİ tesisleri ve değerli Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Fahrettin Öztürk hocama ve tüm ekibine buradan saygılarımı sunuyorum. Biz yapılan bu çalışmalar ile artık özgün helikopterimizi tanklarımızı kendi motorlarımız ile hareket ettiriyoruz. Saygılarımla.