Güllü dosyasına acil gizlilik kararı getirilmeli
Güllü'nün ölümünün üzerinden tam bir ay geçti.
Bu süreç içerisinde pencereden düştüğü iddia edilen, gece evde kızı Tuğyan Hanım ve bir süredir onlarda misafir olan Sultan Hanımın verdiği ifadeler konuşuldu.
Neden konuşuldu diyorum! Çünkü o geceye dair polis merkezine verilen ifadelerde insanların kafasına oturmayan çok fazla şaibe oluştu.
İlk ifadelerinde, "Yerler kaygandı. Annem ile roman havası oynarken annemin ayağı kayıp pencereden aşağı düştü" denildi. Ancak ne olduysa bir hafta sonra ifadelerini değiştiren Tuğyan ve Sultan Hanım bu kez de, "Benim sırtım dönüktü. Sultan'da geçirdiği kaza sebebiyle kaşında oluşan yarasına aynada ona bakıyordu annemi nasıl düştüğünü görmedik" sözleriyle tepkilere neden oldular.
Türk halkı bu ifadelerdeki çelişkiler sebebiyle güven duygularını kaybetti. Ayrıca bu ifadelerin yanı sıra Güllü'nün ölüm haberini ilk veren isimlerden birisi olan oğlu Tuğberk'in kazanın ertesi günü komşu evinden kendi evlerine geçilen pencerenin camını kırıp içeri girmesi olayları daha da alevlendirdi.
Ancak ne ifadeler ne de ortaya sunulan deliller hala Güllü'nün o gece nasıl düştüğü ile ilgili soru işaretlerini gidermeye yetmiyor.
Ancak benim en çok takıldığım konulardan bir tanesi Türkiye'deki maalesef adli süreçlerin çok uzun sürmesi.
Bugün hangi konu olursa olsun 5-10 yılı bulan mahkeme süreçleri maalesef mağdur edilenin de konuyu takip edenin de çok fazla yıprandığı bir süreç.
Her türlü şiddet tehdit şantaj olaylarının ve içerisinde ölü ve yaraların olduğu vakaların süreçlerinin uzun sürmesi kişilerin hak ve hürriyetleri açısından da sıkıntı içermekte.
Güllü meselesi de son zamanlarda ciddi bir adli vaka iken şimdilerde bir magazin malzemesi olma yolunda ilerliyor.
Evet ölen kişi ünlü bir isim elbette ki gündemi meşgul edecektir ancak konu amacından sapmaya başlamıştır. Tiktok'ta açılan hesaplar, gazeteci yada programcı olmayan insanların bilirkişi gibi kamuoyunu yönlendirebilecek insanları kin ve nefrete sürükleyebilecek açıklamaları, yapılan canlı yayınlardaki bilgi kirliliği maalesef davanın sürecini etkilemektedir.
Sayın savcımızın ve emniyet birimlerinin acil olarak Güllü dosyasına gizlilik kararı getirmesi ve yayın yasağının ivedilikle uygulanması gerektiğini düşünüyorum.
Çünkü olay artık farklı platformlarda yayın yapan insanların kendilerini ispatlama çabasına girip Güllü meselesini artık bir arena alanına çevirip kişisel savaşlara dönüşmüştür.
Artık bu dosyanın gizlilik içerisinde sürdürülüp bu tarz insanlara bu konuda prim verilmemelidir.
Zira sayın savcımızda emniyet birimleri de gecesini gündüzüne katıp bu olayın aydınlanması için gereken tüm çalışmaları büyük bir özveriyle yaptıklarına inanıyorum.
Bundan sonraki süreç artık adli kurumların yapacağı araştırmaların sonucunda ortaya bir konulacak verilerle hareket edilmelidir.
Ve bu konu dilerim bir an önce açığa kavuşur kaza mı yoksa bir cinayet mi olduğu netleşir böylelikle Türk halkı da Güllü için verdikleri savaşın sonucunu almış olurlar.