Yapacağınız en son şey Eda Erdem’e VEFASIZLIK olsun!

Fenerbahçe, kadın voleybolunda bu sezona çok iyi başlayıp kötü bitirdi.

Yönetimsel hatalar sarı lacivertlilerin sonunu belirledi.

Fenerbahçeli yöneticilerin gerek futbolda, gerek basketbolda, gerekse de voleybolda genel olarak düşüncesi “Parayı veririz, en iyi takımı kurarız, şampiyonluklar gelir” şeklinde.

Bu mantıksal olarak doğru ama sporda her zaman 2+2 dört yapmıyor.

Bireysel sporlarda en iyi sporcu kulübün bünyesine katıldığında şampiyonluklar geliyor… Bu doğru…

Nitekim geçmişte kulüp bünyesine dahil edilen atletler tüm Türkiye rekorlarını kırdı, dünya çapında başarılar elde etti.
Fakat takım sporlarında şampiyonluklar yaşanması için ruhun da oluşması gerekir.

Maalesef Fenerbahçe’deki eksik de bu.

Fenerbahçe geçen sezon sonunda İtalyan antrenör Stefano Lavarini’yi, Avrupa’da başarısız oldu diye göndermişti.

Sezon başında yerine yine İtalyan antrenör Marco Fenoglio’yu getirdiler.

Fenoglio, Polonya liginden Chemik Police takımından geldi. Takımın hiç yıldız oyuncusu yoktu.

Ekonomik zorluklar çeken bir takımdı ve bu gerekçeden ötürü Avrupa kupalarına katılmamıştı.

Şimdi o her şeyi çok iyi bilen yönetici ve menajerlere sesleniyorum.

Birçok dünya yıldızını kadrosunda bulunduran Fenerbahçe’nin başına bu antrenör getirilir mi?

Takım bir yıl önce dünyanın en zor ligi olarak kabul edilen Türkiye liginde şampiyon olmuş, Avrupa liglerinde finale kadar yükselmiş…

Böylesi yüksek rütbeli bir takıma hiçbir başarısı olmayan bu antrenörü neden getirdiniz?

Hadi getirdiniz… Türkiye liginin tamamlanmasına 3-4 maç kala, şampiyonluk ihtimali olan takımın başından -Galatasaray’a bir maç yenildi- diye neden gönderdiniz!

Dahası, hala şampiyonluk kovalayan takımın başına Fenerbahçe ve Türkiye liginde kredisini doldurmuş Abondanza ‘yı neden getirdiniz?

Bu antrenörün eşi Türk… Dünyanın en kötü liglerinden birisi olan Güney Kore ligindeki Incheon Heungkuk Life Pink Spiderst akımından (38 yaşındaki daha önce Fenerbahçe’nin yıldızı olan Yeon-Koung Kim baş smaçör oynuyor) geldi.

Zaten orada maçlar bitmiş, Türkiye’ye tatile gelmişti.

Fenerbahçe’nin iş bilmez yönetici ve menajerleri, sanki dünyanın en iyi antrenörünü takımın başına getirmiş gibi heyecanlandı ve başarının anında gelmesi için sabırsızlandı.

Bence olay şurada patladı.

Fenerbahçe’nin Play-Off yarı final ilk maçında Galatasaray’a yenilmesinin ardından kulübün Voleyboldan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Hulusi Belgü bey! takımı saha ortasında toplayıp demediğini bırakmaması son derece sinir bozucuydu.

Bu andan sonra yaşayan efsane, Kaptan Eda’nın yüzü gerçekten çok kötüydü.

Diğer oyuncular da kafaları önde soyunma odasına gittiler.

Maçın ardından da antrenör Fenoglio’yu kovdular.

Devam eden maçlarda takımdaki oyuncuların diğer maçlarda bir daha yüzü gülmedi, kafaları hep öndeydi.

Sonuç olarak Fenerbahçe “Şanlı ikinciliklerine” bir yenisini daha ekledi.

Kaptan Eda Erdem 2007 yılından bu yana yani tam 18 yıldır bu takıma emek veriyor.

Bu süreçte Türkiye, Avrupa ve dünya kupalarında ve tabii ki Milli takımda birçok başarılar elde etti.

Onun düşüncesi bu sezon jübile yapıp takım menajerliğine geçmekti.

Eda, Hulusi Belgü’nün yaptığı vefasızlık karşısında şu anda ne yapacağı konusunda kararsız.

Dinlenmeye ihtiyacı olduğunu belirten Eda, milli takım kampına katılmayacağını bildirdi.

Fenerbahçeli yöneticilerinin bir an önce akıllarını başlarına toplamaları gerekiyor.

Takım kurgusunda yaptıkları hataları görmeyerek başarısızlığın nedenini takıma atmak en kolayı.

Sarı lacivert çubukluya 18 yıl emek vermiş, heykelini Dereağzı’na diktiğiniz sporcunuza biraz vefalı davranmanız gerektiğini kanaatindeyim.

Sonuç olarak “Vefa” İstanbul’da bir semt değildir, insani bir duygudur.

Fenerbahçeli yöneticiler eğer bu kafa ile giderlerse daha çok şanlı ikincilikler alacaklardır.

En kısa sürede Eda Erdem ile ilgili resmi açıklamanın yapılmasını bekliyorum.

Kalın sağlıcakla…