Karamürselli Helena

Bu yazımda spordan bahsetmeyeceğim.
Biraz tarih biraz kültür, biraz da dinler tarihinden bahsedeceğim.
Okuyunca eminim ki sizler de biraz şaşıracaksınız.
Bu haftanın en çok konuşulan konusu Papa 14. Leo’nun İznik’i ziyaretiydi.
Ben de bu konuya farklı bir bakış açısı ile ışık tutacağım
Hıristiyanlık, Yüce Allah tarafından Hz. İsa Peygamber aracılığı ile insanlara tebliğ edilmesi için indirilmiş bir dindir.
İlk yıllarda Hıristiyanlığın kabul görmesi ve yaygınlaşması oldukça güç olmuştur.
Aynı İslamiyet’te olduğu gibi…
O dönemin en büyük imparatorluğu olan Roma İmparatorluğu, Pagan inancını bırakıp Hıristiyanlığı kabul etmemiş aksine Hristiyanlara büyük eziyetler etmiştir.
Roma İmparatorluğu yönetim şekli ilk zamanlarda Roma’da bulunan parlamento tarafından tarihteki ilk demokrasilerden bir tanesine örnek olabilecek şekilde yönetilirken, topraklarının genişlemesi ile birlikte lejyonlara ayrılarak (Osmanlıdaki eyalet sistemi gibi) yönetilmiştir.
Bu lejyonlar zaman zaman Roma’daki parlamentoya baş kaldırmışlar fakat diğer lejyonlarda bulunan askeri güç kullanılarak ayrılıkçı hareket bastırılmış ve tekrar merkeze bağlanması sağlanmıştır.
MS 300’lü yıllarda İzmit de (Nikomedia) bir lejyon şehriydi.
Tarihte İstanbul’un kurucusu olarak kabul edilen Konstantin’in babası Konstantius Chlorus, İzmit lejyonunun komutanıydı.
O da diğer lejyon komutanlarının zaman zaman yaptığı gibi merkeze baş kaldırdı.
Fakat bu defa Roma’daki iç karışıklıklardan faydalanarak bizim Bizans diye bildiğimiz dünyada ise Batı Roma olarak (Ben de yazımda bundan sonra Doğu Roma değil Bizans diyeceğim) Bizans’ı 330 yılında kurdu.
Askeri bir birliğin denetimi sırasında Karamürsel’de (O zamanki adı Pronectus) bir hancı kızı olan Helena’ya aşık oldu ve etrafının karşı çıkmasına rağmen onu karısı olarak kabul etti.
Helena soylu biri olmadığı için etrafındakiler bu evliliği kabul etmediler. Onu İzmit’ten uzakta, bu günkü Sırbistan topraklarındaki Niş şehrine gönderdi.
Zaman zaman kendisi de Niş’e giderek Helena ile vakit geçiriyordu.
Niş şehrinde 306 yılında Helena İstanbul’un kurucusu ve en büyük imparatorlarından birisi kabul edilen Constantin doğdu.
Constantin babasından sonra Bizans’ın ikinci imparatoru olarak tahta çıktı.
Bizans için çok önemli işlere imza attı. İstanbul’u kurdu, Pagan olan Bizans’ı annesinin telkinleriyle Hıristiyan yaptı.

YÜZLERCE ÇEŞİT İNCİL!

Bu kadar Roma ve Bizans tarih bilgisinden sonra gelelim Papa’nın ziyaret sebebi olan 1.Konsül’ün 1700. yıl dönümü meselesine…
Yazımın başında belirttiğim gibi Roma –Pagan- inancına sahipti… Aynı şekilde Bizans yöneticileri de Pagan dinine inanırdı.
Constantin’in annesi “Karamürselli Helena” Pagan inancını bırakıp Hıristiyanlığı kabul etmiş ve oğlu Constantin’i de Hristiyan yapmıştı (Vaftiz olduğuna dair tarihsel bilgiler mevcuttur)
İmparator Constantin Hıristiyanlığı kabul ettikten sonra, Hz İsa’ya inmiş olan dinin bozulduğunu, her din adamının kendine göre değişikliklere uğradığını, yüzlerce çeşit İncil odluğunu görünce Hıristiyanlığı hizaya sokmak için bütün Hıristiyan din adamlarını İznik’e davet etmiş ve burada 1. Konsülü toplamıştır.
Annesi ve kendisi 1. Konsülde alınan kararlarla yakından ilgilenmiştir.
1. Konsülde Hıristiyan din adamları arasında dinin kuralları hakkında büyük tartışmalar çıksa da imparator korkusundan dolayı Hıristiyanlık açısından en önemli sorunlardan biri olan yüzlerce İncil toplanarak yakılmış sadece gerçeğe en yakın kabul edilen dört İncil bırakılmıştır.
Bugün bütün İnciller bu dört İncil esas alınarak çoğaltılmıştır.
Ayrıca Hz. İsa’nın babasının Allah olduğu, Bu nedenle tanrıdan doğanın da tanrı olduğu kabul edilmiştir. (Bu kararı kabul etmeyen Nasturiler gibi bazı mezhepler ayrışmışlardır)
Diğer bir karar ise Hıristiyanlık açısından çok önemli bir bayram olan Paskalya (Easter) bayramı kutlaması 1. Konsülde kabul edilmiştir.

GERÇEK NEDENİ NE?

Gelelim Papa’nın ziyaretinin altında yatan gerçek nedene…
Günümüzde Hıristiyanlığın en büyük mezhebi, Vatikan’ı merkez kabul eden “Katolik” mezhebidir. Dünyadaki Hıristiyanların yaklaşık yarısı Katolik’tir. Ülkemizde ise bu durum tersine kesin olmayan rakamlara göre ülkemizde 10.000 civarında Katolik Hıristiyan vatandaşımız varken, 100.000 civarında Ortodoks vatandaşımız bulunmaktadır.
Bir de Ortodoksların yönetim merkezi olan İstanbul Balat’taki Fener Rum Patrikhanesi sık sık ekümeniklik iddiasında bulunmaktadır.
Ekümeniklik, İstanbul Balat’ta Roma-Vatikan benzeri bir oluşuma karşılık gelmektedir.
Fener Rum Patriği, Ekümeniklik iddiasını sık sık dile getirse de cumhuriyet tarihinde hiçbir hükümet döneminde karşılığını bulamamıştır.
Türkiye Cumhuriyeti’nin bu tutumu Vatikan’ın işine gelmektedir. Fakat ülkemizdeki Katolik nüfusunun azlığı ise en büyük karın ağrılarıdır.
İşte bu ziyarete bu çerçeveden bakınca yapbozun çok parçası yerine oturmaktadır.

KARAMÜRSELLİ HELENA’YI TANIYALIM

Son olarak, Karamürselli Helena’dan biraz daha bahsedip yazımı bitiriyorum…
Helena daha sonraki yıllarda Kudüs’e gitmiş ilk Hıristiyan haccı başlatmıştır.
Hatta Kudüs’e giderken bir kış geçirdiği Konya Sille’ye kendi adında kilise yaptırmıştır.
Kendisine Hıristiyanlıkta Azize unvanlı verilmiştir. Bizans döneminde adına para basılmış, Altınova – Hersek bölgesinde Helenapolis isminde oldukça gösterişli bir şehir kurulmuştur.
Mezar lahiti Vatikan’da yer almaktadır.
Karamürselli Helena’nın tarihteki en büyük yeri bence Bizans’ı Hristiyan yapan kişi olması olarak değerlendirilmektedir.
Bu haftaki yazımı burada sonlandırırken hepinize sağlıklı günler diliyorum

Karamürselli Helena - Resim : 1