İlimizde Savunma Sanayi Süreci

Geçtiğimiz hafta kaleme aldığımız savunma sanayimiz ile ilgili yazımız oldukça güzel tepki aldı… Olumlu veya olumsuz değil beni ilgilendiren tepkinin olması; teşekkür eden de eleştiren de başımızın tacı… Hepsi bizim kardeşimiz, arkadaşımız. Ancak bu tepkiler içerisinde bir konu var ki gerçekten irdelemeye değer… “Siz bu şehirdesiniz, bu kadar sanayi kurulumuz var, teknoparkımız, bilişim vadimiz var, iki tane teknik üniversitemiz var, havalanımız, limanımız, tersanelerimiz var; peki KOCAELİ nin savunma sanayinden aldığı pay nedir?” Bu soru gerçekten çok yerinde ve önemli. Ben kimim? neden önemli bu şehirde olmam? Elbette önemli insan olmak çok kıymetli… Bilgi, tecrübe sahibi olmak çok önemli… Ben 2002 sonrası başlayan “Türkiye savunma sanayisi hikayesi” sürecin hep içinde olan, kendi uzmanlık alanım ile ilgili halen bu sektörün önemli projelerinde katkı sağlamış bir kardeşinizim. Halen bu sektörün lokomotif kurumu olan SAHA İstanbul un malzeme ve malzeme şekillendirme komitesi başkanlığı, Türkiye Metal Teknik Komitesi üyeliği, Cumhurbaşkanlığı 11 ve 12 beş yıllık kalkınma planı çalışmalarında özel ihtisas komitesi üyeliği, Girişimci Alüminyum Sanayicileri ve İş adamaları derneği yönetim kurulu başkanlığı, Savunma sanayimizin çeşitli projelerinde sektörel danışman, uzman olarak bulunmuş bir kardeşinizim… Elbette bunları bilenler bana sitem etmekte haklılar… Ancak Kocaeli bir il ve büyük bir sanayi ili; bu ilin erk leri var, odaları var, birlikleri var, sivil toplum örgütleri var onların olduğu yerde bize ne kadar söz düşer? Ne yapıyor bu sistemler veya ne yapmış onu kim sorguluyor. Bu kurumların performans kapasitesini ölçmek kime düşüyor acaba? onları o görevlere getiren sistemin yönlendiricisi yine bizler deyilmiyiz?

Hep birlikte sorgulayalım adil ve dürüst olarak sanayi ve ticaret odaları ne yapar? Görevleri nedir? Başka bir sorgulama ile kimler bunların imkanlarından yararlanmışlar? Bir arkadaşımız çıkıp evet ben şu kadar yıl esnaflık sanayicilik yaptım aidatlarımı ödedim üzerime düşeni yaptım ama çekim yazıldığında, işsiz kaldığımda, elemansız kaldığımda, zorda kaldığımda bu kurumlar geldi benim kapımı çaldı kolumdan tuttu kaldırdı; onların sayesinde zor günlerimi atlattım, işime aşıma sahip olabildim diyen varmı? Kaç şirketimiz işbirlikliği yaparak güçlenmiş? Kaç şirketimiz aynı odanın mensubu olarak birbirleri ile ticaret yapmaya başlamış, kaç şirketimiz ortak satınalma vb avantaj yaratacak sistemin içerisine dahil olmuş? Bunları bilirsek elbette teşekkür eder, minnet duyarız, şükranlarımızı sunarız… Ancak öyle olmuş ki bizim olan kurumlar bize kapatılmış bie başkana, idareciye dahi ulaşmak nerde ise imkânsız. Onların zaten bize ulaşmak gibi bir dertleri hiç yok. Belli bir çevre tarafından kısa paslar ile yönetilen sistemler bunlar. İşin bir de anlaşılma tarafı seçimlerde nerde ise savaşlar çıkıyor, neden diye sorun “ sizlere hizmet bizim bir beklentimiz yok…” Neden bize hizmet için işinizi gücünüzü kazancınızı bırakıp oralarda yıllarca ömrünüzü heba ediyorsunuz? Ben şahsen çok üzülüyorum. Hiçbir beklentimiz yok ama fabrikamızı, işimizi bırakıp buralarda hiç tanımadığı insanlara hizmet ediyorlar… Benim kısıtlı anlayışım bunu maalesef anlamıyor, ama ben anlamıyorum diye de eleştirme hakkım yok. O nedenle anlayanlara soruyorum bunu neden?

İşte bu kurumları yönetenlerden beklerdik “SAVUNMA ŞEHRİ KOCAELİ" olmasını ve altına imza atılmasını. Türkiye de Kocaelinden daha uygun bir şehir yok bunun için; üstelik yatırıma da ihtiyacı yok olan kapasite ile yola çıkılması işin büyük bölümünü çözerdi. Şimdi şu cevabı elbette bekliyorum, “şunu yaptık bunu kurduk, şu çalıştayı yaptık, bu be to be yi yaptık vs vs…” Soruyorum EYDEP nedir? Kocaelinde EYDEP A B C notu olan kaç firmamız var? Geçtiğimiz günlerde Airbus ın İTÜ bir çalıştayına katıldım oradaki yetkili “elimizde 50-60 milyar dolar sipariş var dünyada gezip üretim yaptıracak yer firma arıyoruz “söyleminde bulundu…Neden bu işler bu şehre gelmez? Getirilmez?

Anlaşılan o ki biz bir hafta süreci anlatıp diğer hafta da bize sorusu olan, eleştiren, destekleyen kardeşlerimize cevap vereceğiz. Elbette dilimiz döndüğünce, bilgimiz yettiğince yapacağız bunu. Önümüzdeki hafta nasip olur ise Savunma sanayindeki gelişim sürecine devam etmek üzere hoşçakalın. Saygılarımla.

Savunma sanayi
SON DAKİKA HABERLERİ

Celalettin Kırboz Diğer Yazıları