Kapadokya… Pers dilindeki adıyla ‘katpatuka’…
Değişe gelişe günümüze kadar gelen adıyla ise Kapadokya. Yani ‘güzel atlar diyarı’…
Türkiye’de turizmin gözbebeği. İç Anadolu bölgemizin masallardan fırlamış gibi duran büyülü kenti Kapadokya…
Her gidişimde ayrı heyecan, farklı haz aldığım ve geleceğe dair hayaller kurduğum ilham şehir…
İzmit Real otoparkından start vererek başladığımız turlarımız, yol boyunca araç içinde şarkılar, türküler eşliğinde devam edip, balonların kalkış noktası olan göreme açık hava müzesinde noktalanıyor…burada sabahın ilk ışıklarıyla birlikte başlayan balonların şişirilişi ve havalandırılış aşamalarına şahit olup, adeta bir görsel şölene dönüşen manzarayı fotoğraflıyor ve serpme kahvaltımızı almak üzere Nevşehir’e geçiyoruz. Rehberimizle buluşup turumuza başlıyoruz.
Türkiye’nin her yerini defalarca gezen biri olarak demem o ki; bir değil bin kez gitsem doyamam Kapadokya’ya… Ürgüp’ü, açık hava müzesiyle Göreme’si, sallanan köprüsüyle Avanos’u, üç Güzeller’i, Uçhisar’ı, Derinkuyu’su, Kaymaklı’sı, Zelve’si, Ihlarası… her yeri ayrı güzel… her karışı hayranlık uyandıran bu kente doyum olmaz.
Peribacaları arasında yapılan atv turları, at ve deve gezintileri, mağara ve yer altı şehirleri gezileri, ödüllü butik otelleri, mağara restoranları, testi kebabı, turistik el ürünleri dükkanları, filmlere konu olan konakları, sokakları… aşk vadisi… Chez Galib’i Ali’si… Turasan’ı, bağları, şarapları… Zülkanit’i ve tabi ki
Türk gecesiyle Yaşar Baba’sı…
Dört mevsim ziyaret edilebilecek bir cennet. Karlar altında peribacalarıyla kışın ayrı, baharda ayrı güzel…
Ezcümle tüm güzellikleriyle Kapadokya keşfetmeniz için sizi bekliyor.
