Her şey güzel olacak!

Aslında her şey ne kadar da güzel başlamıştı, peri masalı gibi.

İstanbul'da ilk seçim çok yakın geçmiş, iktidarın tarihi hatası ile seçim yenilenmiş ve tarihi fark gelmişti.

Seçim kazanmanın üstadı Erdoğan da dememiş miydi;

İstanbul'u alan Türkiye'yi alır diye.

Güzel giden tabloyu ilk olarak Kılıçdaroğlu bozdu.

Tutturdu aday olacağım diye, eliyle seçimi Erdoğan'a verdi.

Neyse ki CHP kongresinde gereği yapıldı, İmamoğlu'na vekaleten Özgür Özel getirtildi.

Umutlar yeniden yeşermişti, bu kez olacaktı.

Her şey güzel giderken;

Önce diploma krizi çıktı, sanki dejavu gibi, Erdoğan'ın da diploması tartışılmamış mıydı?

Ardından savcılık devreye girip Silivri yolu gözükünce;

Erdoğan da cezaevine girmemiş miydi?

Millet mağduru sever, son işaret de geldi.

Yol Erdoğan'ın yolu, sonu da Cumhurbaşkanlığı'nda biter.

Ama 'ufak' sıkıntılar çıkmaya başladı.

İBB'nin üst düzey Genel Müdür seviyesinde itiraflar gelmeye başladı.

Moraller de bozulmaya başladı.

Bu ara Özgür Özel'i dikkatle izliyorum, çok gergin görüntü veriyor.

Baskı altında süreç yönetimi ciddi deneyim ister.

Kitlesini diri tutma adına en büyük avantajı,

muhalif kesimin izlediği kanallar okuduğu gazeteler bu haberleri vermiyor ama uzun süre gizlenemez.

Bu süreç ilk başladığında "DARBE" başlıklı bir yazı yazmıştım.

Yazıda;

Böyle riskli bir operasyonu hiçbir savcı sağlam deliller olmadan yapamaz diye!

Eğer yapıyorsa bu iktidara darbe girişimidir.

Süreç sağlam deliller olduğunu göstermeye başladı.

O yazıda yaz sonunda süreç şekillenir diye de yazmıştım, gidişat da öyle gösteriyor.

Muhalif arkadaşlara ilk tavsiyem ileride utanarak silmek zorunda kalacakları paylaşımlardan uzak dursunlar.

Ayrıca kendilerine hayal kurduracak yeni isimler arasınlar.

Özgür Özel'den parlamenter sisteme geçeceğiz, Mansur Yavaş Cumhurbaşkanı, Ekrem İmamoğlu başbakan olacak açıklaması da geldi.

Her şey 2023 seçimleri öncesine dönmeye başladı.

Yakında Cumhurbaşkanı yardımcılıkları da açıklanır.

Film aynı film!

Bir hikaye ile bitirelim;

Temel ile Dursun filme giderler. Filmde bir at yarışı sahnesi var.

Temel Dursun'a hangi at kazanacak iddiaya girelim mi der?

Her ikisi de at seçer ve yarış başlar.

Yarışı Dursun'un tuttuğu at kazanır.

Temel der ki;

Bu at dün de kaybetmişti, ders çıkarmıştır dedim, çıkarmamış.

Bari siz ders çıkarın, aynı yoldan giderek aynı yere varacaksınız.

Seyrettiğiniz filmde kazanacak atı tahmin etmek kehanet değil de, BİLEMEMEK!!!