Geçtiğimiz günlerde TFF önümüzdeki 3 sezonla alakalı planlamayı açıkladı. Buna göre 3 sezonun sonunda 3. Lig 16’şarlı 3 grupta oynanacak. Profesyonel takım sayısını azaltmayı planlıyorlar.Bölgesel Amatör Lig ile alakalı tek açıklama profesyonel lige çıkacak takım sayısının azaltılacağı ile alakalıydı.Kurulduğu günden bugüne 15 yıldır tartışılan Bölgesel Amatör Lig’in statüsünde artık önemli değişimler yapmak gerekiyor. Özellikle “Dünyada örneği olmayan” il sıralaması kuralı bu işin doğasına aykırı. Evvela o kuralın acilen değişmesi gerekiyor.Bölgesel Amatör Lig’de ciddi para harcayan takımlar var. Bu takımlar bazen aynı grupta toplandığı için yalnızca bir takım çıkıyor ve harcanan onca paralar çöpe gidiyor. Bu takımların maddi güçleri ve imkanları daha iyi olduğundan profesyonel liglerden oyuncuları alt lige indirdikleri için yukarıdaki ligin kalitesi kısmen düşüyor.3. Lig’de ve 2. Lig’de transfer yasağı olan, tesisinde yemeği çıkmayan, deplasmanlara otobüsle günübirlik giden takımlarda birçok futbolcu mağdur edilirken, hem maddi hem de imkan olarak hazır takımlar BAL’dan çıkmak için tabiri caizse debelenip duruyorlar. Bana göre ligden düşenlerin ve üst lige çıkanların sayısı artarsa, hem yukarda sıkıntı yaşayan takımların alta düşmesi hem de aşağıda artık yukarısı için hazır olan kulüplerin yukarı çıkması hızlanır.Bu sayede kalite de artar.Bu sezon 3. Lig’de şampiyon olan 4 takımdan Muğlaspor, BAL’dan geldiği ilk yılında, Mardin ve Aliağa ikinci yılında şampiyon oldular.Geçen sezon Adana Futbol Kulübü de ilk yılında şampiyon olmuştu.Bu durum bile BAL’daki sıkışmayı net bir şekilde gösteriyor aslında.Bu işten evine ekmek götüren binlerce insan var. Futbolcusu, teknik ekibi, malzemecisi, masörü gibi görevler ifa eden birçok insan bu işten ekmek yiyor. Çok kötü çalışma şartlarında sabretmek zorunda kalıyorlar. Bu insanların başka işleri yok. Futbolumuzun kalitesi günden güne geriye gidiyor. Bunun için kaliteyi arttırmak gerekiyor. Benim düşüncem şu... 3. Lig 18 takımla oynansın ve 3 grubun son 4 takımı yani toplam 12 takım küme düşsün.BAL’dan da 12 takım yukarı çıksın.Bölgesel Amatör Lig’de de takım sayıları azaltılmalı ya da 4. Lig olarak yeniden dizayn edilmeli.4. Lig olarak kurgulanırsa Süper lig takımlarının U-19 takımlarının da bu lige dahil etmesi değerlendirilebilir.En son Trabzonspor - Barcelona U-19 finalinden sonra bu konu daha yüksek sesle tartışılmalı.Her iki şekilde de onlara da mutlaka sözleşme hakkı getirilmesi gerekiyor. Hem teknik ekiple futbolcuyu, hem de kulüpleri korumak adına bu olmazsa olmaz.Çünkü BAL’da -Yetiştirici takımlara- ihtiyacımız var. Bir takım düşünün, genç oyuncuyu bir sezon oynatıyor ama ondan sonra o oyuncu gidip başka yerde oynuyor ve eski kulübüne hiçbir faydası olmuyor.Kulüpler neden bunu yapsın ?Ama sözleşme hakkı getirilirse, bazı kulüpler -Yetiştirici kulüp- olarak bu işe soyunur ve genç oyuncularla kontrat yaparlar. Yetiştirdikleri oyuncuları yarışmacı takımlara satarak en azından bir gelir oluşturabilirler. Ayrıca ligden düşme, çok saçma olan “İl sıralamasına” göre değil, dünyanın her yerinde kabul gören, son takımların düşeceği şekilde planlanmalı. Bölgesel Amatör Lig kurgulanırken “Her ilden bir takım” olsun mantığı ile kurgulansa da beklenen olmuyor. Mesela bu sezon Kırşehir, Tokat, Uşak, Karaman, Amasya, Kırklareli ve Bayburt illerimizin takımları yok.Bazı takımlar lige girmedi, bazı takımlar da ligden çekildi.İlla her ilden bir takım olmasına da gerek yok açıkçası. Kaliteli takımlar olsun.BAL’da kontenjanı “1” olan takımlar şampiyon olmadığı takdirde kendi ilindeki takımla baraj maçı oynuyor. Yani şampiyonluk şansın kalmayınca havlu atıyorsun… Bu da kaliteyi düşürüyor.Diğer yandan şampiyonluğu kaçırıp 2. olsan bile küme düşme ihtimalin var.Geçen sezon 28 maça çıkan Feriköy 1,89 puan ortalamasıyla, tam 53 puan alarak 5. sırada yer almasına rağmen statü gereği küme düşerken ligi 4. bitiren Taçspor 1,96 puan ortalamasıyla 55 puan almasına rağmen baraj maçı ile BAL’a veda etmişti.Aynı sezon Polatlı 26 maçta 2,23 puan ortalamasıyla 58 puan alarak şampiyon oldu. Yine geçen sezon son 3 sırada yer almasına rağmen ligde kalan Yeşil Varto 24 maçta 12 puan, Dersim 24 maçta 18 puan, Kars 24 maçta 21 puan Suvermez Kapadokya 26 maçta 29 puan, almıştı. Dersim ve Yeşil Varto bu sezon itibariyle yine son 3 sıradalar ama belki yine düşmeyecekler. Federasyonun BAL’a önem vermesi gerekiyor ve 15 yılını dolduran ligde artık radikal kararlar almak gerekiyor.BENCE… İl sıralamasının kaldırılıp son sıraların küme düşmesi…Play-Off sisteminin genişletilerek daha çok takımın üst lige çıkabilmesi…Takım sayısının azaltılması ya da 4. Lig yapılıp Süper lig takımlarının U19’ların da dahil edilmesiyle kaliteli bir lig oluşturulması… Sözleşme hakkıyla kulüplerin, personellerin ve futbolcuların korunması… Yetersiz kalan güvenlik önlemlerinin arttırılması ve cezai şartların caydırıcılığı… Saha ve tesis olanaklarının düzeltilmesi, uygun olmayanların lige alınmaması… Bu gibi çalışmalarla ligin kalitesinin arttırılması gerekiyor.
Belediye Derincespor ligde nasıl kalır?
Belediye Derincespor hatırlanacağı gibi geçen sezon son maçta ligde kalmıştı.
Ligde kalması sadece kendi elinde değildi.
Son maçta Etimesgut’un sahasında, ligde düşme yada kalma adına hiçbir durumu olmayan İnegölspor’u yenememesiyle mucizevi şekilde 2. Lig’de devam etmişti.
Kocaelispor’un Süper Lig’e çıkması her şeyin başlangıcıdır!
Kocaelispor artık şampiyon oldu.
Peki bundan sonra ne olacak?
Ne olacak bilmiyorum ama ne olması gerekiyor biliyorum.
BAL’da neler olacak belli değil! Süper Play-Off yeni başlıyor!
Herkesin dertleri, hedefleri, hevesleri, planları farklı.
Kimisi bulunduğu yerden memnun değil, daha yukarı çıkmak istiyor, kimisi -Burası iyi, yerimden olmayayım yeter- diyor, kimisi de başkasının memnun olmadığı yerin hayaliyle uyuyup rüyalar görüyor.
Hayat böyle enteresan değil mi?
BAL'da son virajlara giriliyor!
Bölgesel Amatör Lig’de son 4 haftaya girdik. Kocaeli takımları için fena bir hafta olmadı diyebiliriz. Hendekspor’un kaybettiği, Yeşil Yalova’nın berabere kaldığı bu haftada Gölcükspor deplasmanda kazanarak şampiyonluk şansını devam ettirdi.Lider Yeşil Yalova’nın 4, ikinci Hendekspor’un 2 puan gerisindeki Gölcükspor’un kalan haftalarda rakiplerinden sıyrılma ihtimali var. İki hafta sonra Hendek’te oynanacak olan Hendekspor -Yeşil Yalova maçı ligin kırılma maçı olacak.
Gölcükspor, Yusuf Tokuş’un göreve geldiğinden beri oynadığı tüm maçları kazandı.Kırmızı siyahlıların şampiyon olması, saçma lig sıralaması kuralı yüzünden büyük önem taşıyor.Kocaeli’den bir takımın 3. Lig’e yükselmesi, Bölgesel Amatör Lig’de bir takımımızın daha kalmasına yarıyor.
Karamürselspor hafta sonu bana göre mucizeyi gerçekleştirerek haftanın en önemli galibiyetini aldı.Hendekspor deplasmanında muhteşem mücadele ederek çok önemli bir galibiyet aldılar.Bu galibiyeti daha anlamlı kılan maçın hikayesi oldu.Önce 30. dakikada 10 kişi kaldılar.42’de Efkan Kargoğlu, 55’de Huzeyfe Kaymak ile 2-0’lık üstünlüğü yakaladılar.78’de Hendek farkı bire indirdi. 90+1’de hakem Ozan Genç Hendekspor adına skandal bir penaltı kararı verdikten sonra, güya itiraz ederken hakemin eline değdiği için Batuhan Güven’e de kırmızı kart vererek Karamürselspor’u 9 kişi bıraktı.Böyle hakemler nedeni ile de futbolda gram ilerleme olmuyor zaten!Hendekspor skoru 2-2’ye getirdikten sonra, rakibinden iki kişi eksik olan Karamürselspor 90+5 Berat Aydın ile % 99’luk gol pozisyonundan yararlanamasa da 90+8’de aynı futbolcu bu sefer santrası olmayan gol ile Karamürselspor’a 3-2’lik galibiyeti getirdi.Son yıllarda izlediğin en heyecanlı maçlardan biriydi ve sonu bizim için muhteşem bitti.Şu bir gerçek ki, Karamürselspor gerçek bir mucizedir. Maçın tamamı Youtube’da var merak edenler özellikle son dakikalarını izleyebilirler.
Kocaelili futbolcu ve hocalar her masada varlar!
Kocaeli futbolunda sevindirici gelişmeler yaşanmaya devam ediyor.
Ben de bu güzel haberleri sizlerle paylaşmaktan çok keyif alıyorum.
İlk önce Milli sevinç ile başlayalım.
Hiçbir futbolcu Kocaelispor formasından, armasından büyük değildir!
Olumsuz pencereden bakmamaya gayret ederek Karagümrükspor maçını değerlendirmeye çalışacağım.
Öncelikle 5 maçtır kazanamayan bir takım olmamıza rağmen hem kamuoyundaki hem de taraftarlar üzerindeki sağduyu ve sakinlikten memnum olduğumu söylemem lazım.
Çünkü kaosun ya da stresin bize faydası olmayacağının herkes farkında.
İsmet Taşdemir hatasından döndü… Büyük takım hocası reaksiyonu gösterdi
Ankaragücü bu sezon dördüncü teknik direktörü ile çalışan, istediği istikrarı bir türlü yakalayamayan bir takım.Sezona Cihat Arslan ile başlayıp ardından Kenan Koçak, Kemal Özdeş ve son olarak Mustafa Dalcı ile yollarına devam ediyorlar. Kocaelispor maçında Ankaragücü 3-4-3 sistemi ile sahaya çıktı.Biz de 3’lü başladık. Pek anlam verdiğim bir durum değildi ve ilk yarıda Ümraniye maçından çok daha etkisiz bir Kocaelispor izledik. Sadece Onur’un ortasında, Markao kaleye topu göndermiş, o top sağdan az farkla dışarıya çıkmıştı.
BİZİM SOL KANADI ÇOK İYİ KULLANDILAR
Dönme dolap!
Pazartesi maçları Kocaelispor için pekiyi olmuyor.
Çok maç hatırlıyorum sonucu iyi bitmeyen.
Maç akşamı iftarı yapıp stada geldik, hava tahminimden soğuktu, tribünlerdeki sayı da tahminimden düşüktü.
Benim de hayalimdi… Saraylıspor Kulübü hayırlı olsun!
Sizlere benim için çok sevindirici bir haber vermek istiyorum.Bilenler bilir… Ben doğma büyüme Gölcüklüyüm ve 33 yıldır da Gölcük’te oturuyorum.1999 depremine kadar Gölcük merkezde, deprem sonrasında Saraylı’da oturduk.Çocukluğum Saraylı’da, mahalle aralarında top oynayarak, mahalle maçları yaparak geçti.Bütün çocuklar gibi ben de futbola mahalle arasında başladım.O zamanlarda aynı mahalleden bile birçok takım çıkardı.
Şimdi mahalle maçları mahalle, takımları çok yok gibi… Bu da beni çok üzüyor.Arda Turan da bazen mahalle maçları ile anılarını anlatıyor, çok hoşuma gidiyor.2,5 litrelik kolasına oynanan maçların tadı çok başkaydı.Genelde 10’da devre 20’de biterdi, kim kazanırsa kazansın kola beraber içilirdi.Kale direkleri taşlardan olurdu, üst direk olmazdı, kalecinin boyuna göre göz kararı hesaplanırdı.Bizim o küçük mahalleden çok futbolcu çıkabilirdi ama çok imkanlar yoktu.Birçoğumuz ilçenin farklı takımlarında futbola başladık.Gölcükspor ya da Harbişspor genelde tercih edilen kulüpler oldu.
Biz anlatsak da taraftar bunu istemez ki…
Fenerbahçe ve Galatasaray’ın Avrupa’daki maçlarını takip ettik.Özellikle devre arasında önemli bonservis bedelleri ödeyerek ve mevcut haliyle büyük bir maaş yüküne sahip Galatasaray’ın düşük bütçeli ve yaş ortalaması genç bir takım olan AZ Alkmaar’a elenmesi çok konuşuldu.Bir kez gruplarda, iki kez de elemelerde karşı karşıya geldiği Hollanda temsilcisini üç maçta da mağlup etmeyi başaramadı Galatasaray.İnsanlarda doğal olarak “E o zaman bunca transferi neden yaptık?” demeye başladılar.Kimileri Türk futbolunun kurtuluşu için genç oyunculara yatırım yapmaktan falan bahsetti.Kimileri Okan Buruk’u, kimileri yönetimi eleştirdi.Bugün eleştiri yapanların birçoğu aslında Galatasaray taraftarlarıydı.Ama hepimiz çok iyi biliyoruz ki Galatasaray pazartesi günü Fenerbahçe’yi yenerse dünyanın en büyük hocası Okan Buruk, en iyi yönetimi de Galatasaray yönetimi olacak!Futbolu günlük yaşıyoruz, günlük konuşuyoruz. Aslında ekranlarda konuşanların geçmiş konuşmalarını bir izlerseniz birçoğunun kendileriyle çeliştiğini göreceksiniz.En yakın örnek sosyal medya diliyle, geldiğinde zindanlarda olup sonradan Fenerbahçe taraftarlarının sultanı olan Youssef En-Nesyri.Bir kere şunu netleştirelim… Ne Fenerbahçe ne de Galatasaray asla AZ Alkmaar gibi yaş ortalaması ve maaş bütçesi düşük bir takım olmayacaklar.Zaten bugün bunu isteyen hiçbir taraftar ya bunun ne demek olduğunu bilmiyor ya da biraz önce bahsettiğim çelişkiye düşüyor.AZ Alkmaar dediğimiz takım 34 hafta sürecek Hollanda liginin 22. haftası itibariyle lider Ajax’ın 14 puan gerisinde 5. sırada yer alıyor.Kim bugün lige havlu atmış bir takım istiyor ? Kimse…Zaten bu iki takım taraftarı için iki hedef var. Ya kendi takımı şampiyon olsun, kendisi olamazsa rakip takım şampiyon olmasın.Yani değerli taraftarlar, tuttuğunuz takımları yönetenler Avrupa’da kupa almak için değil ligi kazanmak için milyon Euro’ları harcıyorlar. Ve bunu siz istiyorsunuz!Hiç kendinizi de boşuna kandırmayın…AZ ve benzeri takımlar genç oyunculardan ve hedefi olan oyunculardan kurulu oldukları için disiplinli ve çok azimli oynuyorlar.Çünkü onlar için Avrupa arenası önemli bir vitrin.Onların hedefi Avrupa’nın önemli takımlarında iyi kontratlar imzalayarak oynamak.Young Boys, Türkiye Ligi Şampiyonu Galatasaray’ı elediğinde kendi liginde düşme hattındaydı!Avrupa’nın düşük bütçeli takımlarına karşı alınan her başarısız sonuçta bu tarz gündemler oluşuyor ama inanın bana hiç gerçekçi gelmiyor çünkü hiçbir taraftar bunu istemez ve kabullenmez.Çünkü ligi kaybetmeyi, hele hele ezeli rakiplerine kaybetmeyi asla kabullenemezler.AZ Alkmaar takımı 2023 yılında U-19 Gençlik Ligi’nde Avrupa şampiyonu oldu.Hem de öyle tesadüfen değil, Barcelona’yı 3-0, Real Madrid’i 4-0, finalde Hajduk’u 5-0 yenerek şampiyon oldular. Şimdiki takımdan kaleci Oduro, Goes ve Poku o takımın önemli oyuncularındandı.Yani hiçbir şey tesadüf değil.Kendilerini “Büyük takım” diye adlandıklarımızın genç takımları Avrupa’da ne yazık ki hiçbir başarı elde edemediler. Sadece bu sezon Trabzonspor tarihte ilk kez son 16’ya kaldı, o da bence ülkede yeterince gündem olmadı.Büyük takımlar genç ve potansiyelli oyuncuları getirseler ya da alt yapılarından çıkartıp oynatsalar, onları da fena sayılmayacak bonservis bedelleriyle satsalar taraftarları bundan memnun olacak mı ?Kasımpaşa örneği var… Onlar da potansiyeli olan, bazen genç bazen düşük bütçeli oyuncuları Türkiye’ye getirdiler. Bu oyunculardan hem performans hem de gelir elde ettiler. Ama hiç şampiyon olmadılar ve Avrupa’ya gidemediler.Son 10 yılda en iyi lig dereceleri geçen sezonki beşincilik.Bu süreçte Diagne, Donk, Eren Derdiyok, Eren Elmalı ve Trezeguet gibi önemli oyuncu satışları oldu.Ben AZ Alkmaar’a, Bodo Glimt’e, Union Saint-Gilloise’a, Midtjylland’a, Genk’e çok saygı duyuyorum.Bence doğrusunu yapıyorlar ama ne yazık ki bu sistemi en başta büyük takımların taraftarları istemez, istemeyecek de!Çünkü onlar için haftalık değişen ülkenin futbol gündeminde yer edinmek çok daha önemli.Yani ülkemizin futbol kültürünü baştan sona değiştirmek gerekir, ona da kim cesaret edebilir ?Keşke herkes samimi olarak, ligine bakmadan, kazanıp kaybetmesine bakmadan kendi memleketinin takımını, çocuğunu alıp stadına gidip maçını izleyebileceği takımı tutsa…Keşke futbolseverler Kocaelispor’u, Eskişehirspor’u, Altay’ı, Adana Demirspor’u, Bursaspor’u vs… tutsa.Keşke stadına gelen rakip takım taraftarını, hani hiç oturulmayan koltukların olduğu, kapısı çok açılmayan, -Misafir odası- diye bildiğimiz odaya layık gördüğü, evine gelen misafir gibi görse.Keşke çocuklarının okul çantalarını, İstanbul takımlarının logolarının olduğu çantalardan seçmese.Eskiden hep anlatılır, rakip takımlar birbirlerine saygı duyarmış, rekabet varmış ama düşmanlık yokmuş.Şimdilerde çok kötü olaylara tanıklık etmeye başladık.Bu kötü gidişe bir an önce dur demezsek korkarım ilerde konuşacak bir futbol da kalmayacak.Ülkemizin futboluna o kadar yabancı kalmaya başladık ki artık koca ülkemizde TFF başkanın ifadesiyle 600 sene dünyaya hükmetmiş bir imparatorluğun bugünkü mirasçıları olarak, ülkenin en önemli maçını yönetecek bir Türk hakem bulamadık.Ben şimdi Galatasaray ve Fenerbahçe taraftarlarına soruyorum ve samimi bir şekilde cevap istiyorum. Siz böyle genç oyuncularla Avrupa’da mücadele eden, kimi zaman başaran kimi zaman tecrübesizliğin ve kalitesizliğin etkisiyle başaramayan bir takım mı istiyorsunuz yoksa yıldızların geldiği, milyon Euro’ların dağıtıldığı, lig şampiyonluğunun kovalandığı takımları mı?
Kocaelispor Süper Lig’e çıkacak… Altyapı da üst gruplara terfi etmeli!
Galatasaray Ankaragücü’nün 2007 doğumlu stoperi Arda Ünyay’ı 500.000 Euro bonservis karşılığında transfer etti.Güncel kur ile bu rakam 19 milyon TL civarında bir para yapıyor.Bu para ile altyapı için neler yapılır varın siz düşünün.Arda Ünyay, A takım seviyesinde bu sezon 58, toplam kariyerinde 81 dakika forma giymiş.Arda elbette çok değerli bir oyuncu ki U15, U16, U17 ve U18 Milli takımlarımızda toplam 35 kez forma giydi.Çok net Galatasaray gelecek adına bir yatırım yaptı.Bu tarz yatırımlar tutabilir de tutmayabilir de, bunu zaman gösterecek.Buraya kadar olan kısım eminim Kocaelispor taraftarlarını pek fazla ilgilendirmiyor.
Şimdi gelelim hepimizin ilgileneceği kısma… Kendi altyapımıza, bilhassa U-19 takımımıza.Gerilim müziğine gerek yok… 10 takımın yer altığı U-19 Bölgesel Gelişim Ligi 2. Grup’ta lider durumdayız.18 maçta sadece, 19. dakikada kaleci Talha’nın kırmızı kart gördüğü İnegöl Kafkas deplasmanında 2-0 mağlup olmuşlardı.Grup aşaması zaten bizim için hedef değil… Asıl hedef Antalya’da oynanacak olan Play-Off müsabakaları olacak.Bizim grubumuzdan 3 takım Antalya’ya gidecek.Kocaelispor 41, Mustafakemalpaşa 40, Bandırmaspor 30 ve Belediye Derincespor 28 puanla sıralanıyor. Yani Antalya’ya 2 takımızı birden gönderebiliriz.Oradaki sistemi de kısaca anlatayım.
Kulüplerin geleceği nasıl planlanır? Benim projem hazır!
Son yazımda “Nasıl transfer yapılmaz” konusunu, geçmişe giderek örneklerle anlatmaya çalışmıştım.Bu yazımda biraz geleceğe gidelim.
Transferler yapılıyor, isimler yazılıyor, kimisi doğru, kimisinin adı geniş listede bile yok.Yapılan transfer sana kısa vadede katkı vermeli, sonrasında da giderken sana kazandırmalı.Yani bunun için aç oyunculara, burayı emeklilik ikramiyesi olarak görmeyen oyunculara ihtiyaç var demektir.
Her sezon 500-600 milyon para harcayarak bu işi sürdürülebilmek mümkün değil.Hep harcayarak, hiç kazanmadan bu iş yapılamaz.Kimse yanlış anlamasın, yönetici olarak para verenler de borç olarak veriyor, hibe etmiyor.Kocaelispor profesyonel bir yapıya oturmadan yarınlara umutlu bakmak zor.
Nasıl transfer yapılmaz! İşte Kocaelispor’daki en güzel örnekler!
Transfer döneminde birçok isim yazılır çizilir. Taraftarların en çok sevdiği dönemler bu dönemlerdir.Neredeyse ortaya atılan isimlerin yalan olduğu bilinse de okunur, tıklanır.Özellikle yıldız isimler yazılır, “O bitti, bu yolda, şu uçakta” gibi yalan rüzgarları estirilir.Nasıl transfer yapılacağını zaten herkes çok iyi biliyor o yüzden ben olaya tersten bakıp nasıl transfer yapılmaz, onu anlatmaya çalışacağım.
Kocaelispor’un küme düştüğü sezon dahil yapılan yabancı transferlere baktığımızda, aslında -Nasıl transfer yapılmaz- ile alakalı önemli doneler var orada.Hani küçükken bize sorarlardı “Büyüyünce ne olacaksın?” diye.Ya da iş görüşmelerinde sorarlar -Kendinizi 5 yıl sonra nerede görüyorsunuz?- diye.Futbolcu transferi yaparken bir isim üzerinde odaklanınca onu 3 yıl içinde nerede gördüğümüz önemli mesela.3 yıl önce nerede olduğundan çok daha önemli hem de.Oyuncu transferi yaparken kariyere, potansiyelden çok bakılmaz.Geçmişte büyük takımlarda oynamış, büyük başarılar yakalamış bir oyuncu sırf o günlerin hatırına transfer edilmez.
İsmet Taşdemir ve gerçekler!
İsmet hocanın çıktığı ilk maçta alınan 3-0’lık Iğdır galibiyeti sonrası “İşte aradığımız hoca, işte beklediğimiz futbol” diye paylaşım yapan kıymetli taraftarlarımız gerçeklerle yüzleşti.İsmet hoca ile ilk anlaşıldığında “Doğru tercih olduğundan emin değilim” demiştim. Ertuğrul hocanın ayrılmasını da yerine İsmet Taşdemir’in gelmesini de doğru bulmadığımı belirtmiştimO yazıya bana özelden de çok yorum geldi.Genel olarak geri dönüşler -Hocanın işine karışılmazsa- -Hoca rahat bırakılırsa- hocanın çok başarılı olacağı yönündeydi.Burada kimse hocanın işine karışmıyor.Hangi teknik ekip gelirse gelsin işlerine çok karışılmadı.Yani karışılmadı derken elbette Kocaelispor gibi büyük camialarda çalışmanın zorlukları vardır, olacaktır da.Anlatmak istediğim, hoca ne isterse ya olur ya da oldurulmaya çalışılır.Sezon başı Ertuğrul hocanın transferdeki yetkisini, tesis anlamında isteklerinin karşılık bulmasını falan örnek gösterebiliriz.İsmet hoca da Recep Durul’dan dolayı çok güçlü şekilde geldi.Hatta başkan çıtayı öyle bir yere getirdi ki -Okan Buruk ve Arda Turan’dan sonra İsmet Taşdemir gelir- dedi.Zaman zaman Recep Durul çok enteresan cümleler kuruyor. Şaşırtıyor.Şenol Güneş, Abdullah Avcı, Sergen Yalçın, Çağdaş Atan, İlhan Palut, Recep Uçar gibi isimler kaçıncı sırada acaba… İnşallah bir gün onları da açıklar.Neyse, bizi ilgilendirmez de netice itibariyle İsmet Taşdemir kendisine çok güvenen bir başkanla çalışma fırsatı yakaladı.Iğdır maçında topu rakibe bıraksa da kazanan bir Kocaelispor vardı.O maçta taçtan atılan gol bana göre önemli bir detaydı, en azından bir hoca dokunuşu hissettimOndan sonraki Keçiören maçı, çok iyi olmayan bir oyun ama kazanılan 3 puan derken Gençlerbirliği mağlubiyeti.İlk yarı silik bir oyun, ikinci yarı topla oynayan rakip yarı sahada oynayan bir takım, ama sonuç gelmedi.İkinci yarıya başlarken 3 değişiklikle başlanmasını anladım ama “Barış Alıcı” hamlesini anlamadım.Bu sezon ilk maç hariç katkı verdiği hiçbir maçı hatırlamıyorum.Ahmet Sagat’ı oyuna alırken Barış’ı bile çıkartabilirdi ama Oğulcan kenara geldiBenim bakışım, hocaya destek olunması gerektiği yönünde.Ertuğrul Sağlam’a destek olunup sezon sonuna kadar sabredilmeliydi ama olmadı.Şimdi de İsmet Taşdemir’i eleştirenlere diyorum ki, sabır…İsmet hoca bu takımı şampiyon yapar, hiç endişe etmeyin.
NERELERE TRANSFER YAPILMALITransfer konusuna gelecek olursak… Ben yine teknik ekip ve karar merkezindeki yöneticilerimizden farklı düşünüyorum.Bu takım bu saatten sonra ya Süper Lig’de oynayacak futbolcu almalı ya da ileride değer katıp satabileceği oyuncular almalı, eğer alamıyorsa da transfer yapmamalı.Mesela Samet Yalçın bana göre doğru transfer değildi.Oyuncu Süper Lig’den geldi ama düşmemeye oynayan Bodrum’da bile devamlı oynayan bir oyuncu olamadı.Ya sonradan girdi ya da oynadığı maçlarda oyundan çıktı.Aldığı süre toplamda 7 maça falan tekabül ediyor.Orada devamlı oynasa ya da Süper Lig’den teklifleri olsa zaten alt lige gelmezdi.Demek ki bu oyuncu Süper Lig oyuncusu değil ve dolayısı ile de yanlış transfer.Aynı durum ismi sıkça yazılan bitirilmeye uğraşılıyor denilen Sadık Çiftpınar için de geçerli.Onun da şu ana kadar aldığı süre Samet kadar.32 yaşına gelmiş evet Süper Lig için tecrübeli ama performans olarak yetersiz, geçmişi iyi olsa da son dönemlerdeki durumu iyi olmayan bana göre de iyi stoper olmayan bir oyuncu.Onu almaktansa hiç almamak, Onur ile devam etmek ya da yirmili yaşlarının başında genç, potansiyelli bir oyuncuyu gerekirse alt liglerden almak daha mantıklı.
HER SEZON 20 TRANSFER!Transferde yetkinin tamamen hocaya verilmesi de doğru değil.İsmet Taşdemir - Kocaelispor birlikteliğinin ne kadar süreceğini kimse bilemez.Daha sıkı bağları olan Bodrum ile başarısız sonuçlar alınınca yolları ayrılmak zorunda kaldı.O yüzden artık inat etmeyin, bilenlerden bir ekip kurun akıllı mantıklı işler olsun artık.Her sezon 20 transfer yaparak, milyonlar harcayarak bu iş sürdürebilir olmaz.Süper Lig görmüş Yeni Malatya’nın, Altay’ın Giresun’un 1. Lig görmüş Afyon’un ve daha nicelerinin durumları ortada.Hafızamızı kaybetmediysek bizim de nerelerden geldiğimiz de ortada.Transfer yapmak için yapmayalım.Yolların ayrılması gereken oyuncularla da vakit kaybetmeden yolların ayrılması lazım.Bildiğiniz üzere Başka Kocaelispor Yok!
Sanırım böyle bir tablo tarihte ilk kez oluyor!
U-14 Ligi Play-Off maçları sonunda şehrimizi Türkiye Şampiyonasında temsil edecek 5 takım belli oldu.Her maç müthiş bir heyecan ve çekişme içinde geçti. Takımların kaderlerini penaltılar belirledi. Bu yaş kategorileri aslında ham yetenekleri keşfetmek için çok güzel yaşlardır.Play-Off maçlarının tek maç eleme usulü olması bana bazen acımasız geliyor ama yapacak bir şey yok çünkü birçok organizasyonda sistem böyleBunu neden söyledim diye düşünenler olabilir.5 final maçının tamamı berabere bitti ve kazananları dediğim gibi penaltılar belirledi.5 finalin 5’inin de penaltılara gitmesi...Son yıllarda böylesine bir senaryo yaşandı mı bilmiyorum ama gerçekten çok ilginç bir durum.Sanırım tarihte ilk kez oluyor. Bu yüzden finali penaltılarla kaybeden 13-14 yaşındaki çocuklardan kurulu bu 5 takıma da üzüldüm.Ama futbol böyle bir oyun ve bunun için milyonlarca kişi bu oyunu izliyor.Onlar da kaybederek kazanmayı öğrenecekler.
SEZON NASIL GEÇTİ? 13 farklı grupta 119 takım bu yarışa başladı.Gruplarında ilk iki sırayı alan 26 takımın Play-Off oynamaya hak kazandığı, ilk sıradaki 13 takımın 2. elemeden başlayacağı maçlar büyük heyecanlara sahne oldu.13 ikinciden 7’si 2. elemeye geçmeyi başardı.Oradaki 13 takımla birlikte son 20 takım tek maç usulü eleme maçları oynadı.Kazanan 10 takım Play-Off finaline kalarak Türkiye şampiyonası için son aşamaya geldi.İşte burada oynanan 5 maçta hiçbir takım birbirlerine normal sürede üstünlük kuramadı.Penaltılar sonunda şampiyonaya gitmeye hak kazanan çocuklar ve aileleri büyük sevinç yaşadı.Bir tarafta burukluk vardı ama yukarıda da bahsettiğim gibi bunlar futbolda var.Gölcük Şirinköyspor, Değirmenderespor, İzmit İdman Yurdu, Karamürsel İdman Yurdu ve Tavşantepespor U-14 takımları ilimizi Türkiye Şampiyonasında temsil etmeye hak kazandılar.
DEĞİRMENDERESPOR BENİ ŞAŞIRTMADISon yıllarda alt yapıya yaptığı yatırımlarla dikkat çeken Değirmenderespor İbrahim Odabaş başkanlığında alt yapıyı yeniden dizayn ediyor.Çok kaliteli hoca grubu ile bütün yaş kategorilerinde mücadele ediyorlar.U-14 takımını çalıştıran Osman Kaba’yı çok iyi tanıyorum.TFF-C antrenörlük kursunda birlikteydik çok öncesinden de iyi tanıdığım bir kardeşim.Bu işe gerçekten inanılmaz kafa yoran, kendini geliştiren, yaptığı işi en iyi şekilde yapmaya gayret eden kıymetli bir futbol insanı.Çok başarılı olacağından emindim ve takımını Türkiye şampiyonasına götürmeyi başardı.Eğer kariyerini doğru planlarsa bence çok iyi yerlere gelebilir.
BAL’daki İzmitli kardeşlerimiz gururumuz oluyor!
Bölgesel Amatör Lig’de İstanbul Grubu hariç tüm gruplarda devre arasına girildi.Bu yazımda Bölgesel Amatör Lig’de ilimizi ve Kocaeli’yi temsil eden futbolcu kardeşlerimizi anlatmaya çalışacağım.
BAL 1. Grupta mücadele eden Bitlis Özgüzelderespor’un teknik direktörü Fatih Kurtoğlu ve kaleci antrenörü Engin Tuğul’dan uzun uzun bahsetmiştik zaten.Liderin 6 puan gerisinde şampiyonluk için mücadele ediyorlar.Şampiyonluk kutlamalarına gideceğiz, o şampiyonları burada, Yeşil Siyah programında ağırlayacağız inşallah.
İnsanı ile şehri ile Bitlis çok güzelmiş. İyi ki gitmişim
Geçen hafta Bölgesel Amatör Lig’de oynanacak maçlara baktığımda 3 tane maç gözüme çarpmıştı.
Bunlardan biri Bitlis Özgüzeldere – Şırnak Petrolspor maçıydı.
Ben de Kocaelili teknik direktör Fatih Kurtoğlu’nun çalıştırdığı, yine Kocaelili kaleci antrenörü Engin Tuğul’un görev yaptığı Bitlis Özgüzelderespor’u çok merak ediyordum.
İsmet Taşdemir ile ilgili kafama takılan iki soru var
Cuma Namazı’ndan çıktım ve çok sevdiğim bir hocamdan “Ertuğrul Sağlam istifa etmiş” diye bir mesaj aldım.
Onun geniş istihbarat ağı vardır ama yine de zerre ihtimal vermedim.
Her anlamda zamanlama olarak ya da pozisyon olarak, her ne kadar sorunlar olsa da bunu beklemiyordum.
8 de kapanır 18 de!
Bölgesel Amatör Ligde bu hafta amatör ligleri hak etmeyen iki takım Gebzespor ve Gölcükspor kent derbisinde karşı karşıya geldi.Maç öncesinde lider Yeşil Yalova, Gebzespor’un 10, Gölcükspor’un ise 4 puan önündeydi.Gölcükspor, taktik disipline bağlı çok akıllı ve sabırlı bir oyun oynadı.İlk yarıda Gebzespor, ikinci yarıda Gölcükspor ise pozisyonlar buldu.70. dakikadan sonra Adem Aydemir’in hamlelerine karşı hamleler gelmeyince oyun üstünlüğü de Gölcükspor’a geçti ve 88. dakikada Muhammed Ali Aydın’ın Süper Lig kalitesinde attığı golle Gölcükspor’a galibiyeti getirdi. Yeşil Yalova’nın yenildiği haftada maç sonunda Gölcükspor lider ile arasındaki puan farkını sadece 1’e indirdi.Aradaki gereksiz gerginliğin bana göre son bulduğu, Gebzespor’un başta başkan Yusuf Öztürk ve Abbas Sır olarak çok iyi misafirperverlik gösterdiği, Gölcükspor’un da edebiyle gelip edebiyle gittiği dostça güzel bir maç oldu.Bence en önemlisi de buydu.
GEBZESPOR NASIL TOPARLANIR?Gebzespor için işler iyi gitmiyor ama toparlanırlar. Nasıl mı? İki hafta öncesine gidelim ve olaya 1 Aralık pazar gününden bakalım.Örneğimiz Gölcükspor… Son 5 maçta sadece geçen hafta ligden çekilen Evrensekiz’i sahasında 4-1 mağlup etmiş, Hendekspor, Çayırova ve Kapaklı’ya kaybetmiş, Yalova ile berabere kalmış bir takımdı. Son 5 maçta 4 puan alan ondan takım önceki 6 maçta 18 puan almıştı.İlk devrenin son 4 maçında 12 puan alınması gerekiyordu, o yüzden bir hamle yapmak lazımdı.Evvela görevinden ayrılan Ömer Faruk Uzuner yerine teknik direktör arayışları başladı.Birçok kıymetli teknik direktörün ismi gündeme geldi. Gölcükspor liderin 4 puan gerisine düşmüş ve 4 maçın 3’ü deplasmanda olacak.Zor bir görev bekliyordu gelecek kişiyi ama hepsi de Gölcükspor adının olduğu yerde ne zorluğu ne de başka bir şeyi düşünmediler.
Kocaelispor neden kaybetti? Nerelerde eksikti?
Ertuğrul hoca Erok maçından sonraki basın toplantısında bir cümle kullandı.Dedi ki “Bugün lig bitse bu takım Süper Lig’e çıkıyor”Yine bugün lig bitse kendi sahamızda kaybettiğimiz iki takımdan Manisa Futbol Kulübü küme düşüyor, Esenler Erok 1 puanla ligde kalıyor, berabere kaldığımız Şanlıurfa bizden aldığı 1 puanla kümede kalıyor.16 maç sonunda 4 mağlubiyet almış takım, yani her 4 maçta 1 kere kaybetmiş bir takım sezon sonunda Süper Lig’e çıkar belki ama bu çıkan takımın başarısı değil ligin kalitesini ya da kalitesizliğini ortaya çıkarır.Ama uzun zaman sonra Ertuğrul hoca benim katıldığım ve kabul ettiğim şeyler de söyledi basın toplantısında.
Genelde basın toplantılarını eleştiriyordum ama akşam bazı gerçekleri ve doğruları söyledi.Kocaelispor kötü oynamadı… Erok maçından çok daha kötü maçlar var galibiyetle biten.Baskılı ve tempolu başladı, bunun için savunmayı öne çıkarmak zorundasın ama o zamanda arkada boşluklar verirsin, bu böyledir.Yani hem hücum oynayayım hem de pozisyon vermeyeyim diyemezsin, bu mümkün değil.Ayrıca taraftar konusunda doğruları söyledi, ama yanlış cümleler, zaman ve ortamda.Bu şehir zaten neyin ne olduğunu biliyor. Taraftar, skordan bağımsız olarak 90 dakika destek vermeli.Maç devam ederken ıslıklar, yuhalamalar ya da tepki göstermek bana da doğru gelmiyor.Hiçbir maçta ıslıklanan bir oyuncunun ya da takımın performansının arttığına şahit olmadım.Oyuna başlayan ilk 11’e baktığımızda, diğer maçların aksine hücumda biraz daha hareketli bir takım bekliyorduk.
Orta sahanın Vukovic, Pedrinho ve Oğulcan’dan oluşması bunu maç öncesi bize düşündürdü.Özellikle Markao ile rakip kalede etkili olmaya çalıştık, ilk 12 dakikada pozisyonlar bulduk ama gol gelmedi.Markao’nun bir kafa vuruşu vardı, direkten kornere giden…Yine soldan Muharrem’in getirdiği, Markao’nun kaçırdığı pozisyon vardı aklıma gelen.En tehlikeli pozisyonumuz da buydu. Son haftaların formda oyuncusu Oğulcan istekliydi ama çok da etkili olamadı.Bir türlü çözüm bulunamayan sağ kanatta Barış Alıcı yine etkisizdi.Yediğimiz ikinci golde ve VAR’dan dönen golde savunma arasına atılan toplarda sorunlar yaşadık.Geçen hafta iyi bir maç çıkaran, bir de gol atan Onur Öztonga oynamaz mıydı diye düşünmedim değil.Ayrıca yenen ikinci golde ve 1 cm ile ofsayt olan Fernandes’in attığı, VAR’da iptal edilen golde Gökhan’ın yeteneği ile örtüşmeyen goller oldu.İyi niyetinden, karakterinden zerre şüphem yok ama performans olarak gelecek adına beni endişelendiren ve kaleci transferi konusunda fikrimi değiştiren bir maç oynadı.Harun’un da Manisa maçında performansı çok iyi değildi.Yeni gündem oluşturmak istemem ama kaleci antrenörümüzün kalecilerimizi daha iyi hazırlaması gerektiğini düşünüyorum.Son 5 maçta 3 mağlubiyet ve 2 beraberlik alan Esenler Erok, Mücahit Albayrak, Furkan Orak ve hücumun en etkili iki silahından biri olan Mame Faye’den yoksun olarak İzmit’e geldi.Özellikle Mame Faye 12 maçta 5 gol, 4 asistle hücuma büyük katkı verdi.Sağ kanatta çok süratli bir oyuncuydu, onun getirdiği toplar çok etkili oluyordu.Maçta Oğuz Ceylan, Faye’den rol çaldı ve ilk golün asistini yaptı. Genel manada çok da iyi oynadı, Mendes’e adım attırmadı. Geçen haftaki “Yeşil Siyah” programında Belediye Derincespor bahsinde, oyun formasyonu ile alakalı bir yorumda bulunmuştum.
Bizim gecemiz olsun!
Bugün Avrupa’daki temsilcilerimiz kritik maçlara çıkacaklar.
Dün akşam Fenerbahçe sahasında Athletic Bilbao karşısında sahadan mağlubiyet ile ayrıldı.
Fenerbahçe’de işler pek de yolunda gitmiyor gibi.
Yeni Malatya maçı değilse hangi maç Ertuğrul hocam?
Hafta sonu maçlarına girerken yakın rakiplerimizden Erzurumspor’un kolay kazanacağını Bandırma ve Karagümrük’ün zorlu deplasmanlarda sorun yaşayabileceğini ön görüyorduk.Erzurumspor zorlansa da 1-0 kazanmasını bildi.Karagümrük zorlu Ankara deplasmanından eli boş döndü.Bandırmaspor, yeni teknik direktörü Osman Özköylü ile ilk maçına çıkan Iğdır deplasmanından 3 puanda döndü ki bence haftanın en kritik galibiyetini aldı.Ayrıca Erkan Sözeri ile çıktığı 3 maçı da kazanan Keçiörengücü şu anda ligin en formda takımı çünkü son 3 maçını kazanan başka bir takım yok.Onlar da sessiz ve derinden geliyorlar.
Yeni Malatyaspor maçına geçmeden önce oluşan hava ile alakalı bazı konulardan bahsetmem lazım.Yıllar önce biz zor günler geçirirken bizi 9-0 yenmişlerdi.Evet çok üzücü bir skor olmuştu ama o skorun yaşanmasının bazı sorumluları vardı.En büyük sorumlular Kocaelispor o günlere gelene kadar kulübü çok kötü yönetenler ve o kötü yönetime karşı sessiz kalanlar ya da yeterince ses çıkarmayanlar.
Yeni Malatyaspor, eski adı ile Malatya Belediyespor şu anda Bölgesel Amatör Lig’de yer alan gerçek Malatyaspor’un yerine kuruldu.Malatya ekibi Sergen Yalçın döneminde Avrupa kupalarına katıldı.O günlerden bugünlere gelmesi kesinlikle kötü yönetimle alakalıdır. Yani demem o ki, bugün Yeni Malatya forması giyen futbolcuların bir günahı yok!Maç öncesi bazı kişilerin bu maçı, 9-0’lık maçın rövanşı olarak gördü ve intikam besledi.Bu doğru bir bakış açısı değildi.
Kocaelispor’un kulübesi şampiyonluk yolunda ne kadar yeterli?
Cuma günü Kocaelispor – Bandırmaspor, cumartesi günü Belediye Derince – Yeni Mersin, pazar günü de
Gölcükspor – Kapaklıspor maçlarını seyrettim.
Birbirinden çok farklı liglerde farklı mücadeleler yapan takımları peş peşe seyretmek bana iyi geldi.Gölcükspor ve Belediye Derincespor ile alakalı kapsamlı bir değerlendirme yapmak istiyorum ama onlar başka bir günün konusu olacak.