Arda Musaoğlu

Kocaelispor’un yükselen ve sahaya skor olarak yansıyan oyunu artık Türkiye spor medyasında konuşulmaya başlandı.Bu başarıdaki aslan payı kuşkusuz Selçuk İnan’ın ve sporseverler bu payı Selçuk hocaya teslim ediyorlar.Ben ligin ilk haftasından beri hocayı çok fazla eleştirenlerden hatta -Hocaya inancım kalmadı- diyecek kadar güvenini tamamen yitirenlerden biriydim.Selçuk hocanın ihtiyacı elbette yoktur ama benim de saygımı kazandı.Eleştirdiğim dönemlerde Gökhan Beşiktaş beni arayıp hocaya güvendiğini hep söyledi.Ben de onun hakkını teslim etmek istiyorum.Çok kötü dönemde bile takımın iyi sinyaller verdiğini ve hocaya güvenmek gerektiğini söyledive haklı da çıktı.Futbolda bir oyun vardır bir de oyuncu.Oyun kalitesi vardır bir de oyuncu kalitesi.

Selçuk İnanlı Kocaelispor ligin ilk maçından itibaren aslında savunma ağırlıklı bir oyun oynuyordu.Fenerbahçe ve Beşiktaş deplasmanları hariç hiçbir maçta kalesinde 3 gol görmedi.Trabzonspor ve Samsunspor gibi ligin iyi ve hazır takımlarına karşı daha yepyeni bir kadro olmasına rağmen, hem de ligin ilk maçlarını 1-0 kaybetti.Yani böyle düşününce aslında Kocaelispor hep iyi savunma yapıyordu ama bireysel hatalar bazen de hakem hatalarıyla istenen sonuçlar gelmiyordu.Yapılan transferlerden Dijksteel ve Agyei özellikle sonradan ciddi gelişim gösterdi.Linetty’nin form yakalaması Keita’nın gelir gelmez katkı vermesi Smolcic’in her maç hatasız oynaması derken takım bir anda seviye atladı.Oyuncuların kendine gelmesi ve oyuncuların birbirine alışmasıyla Kocaelispor herkes için zor bir deplasman haline geldi. Öyle ki Kocaelispor son 7 maçında 5 galibiyet 1 beraberlik alırken yaşadığı tek mağlubiyeti uydurma penaltı golüyle Başakşehir deplasmanında aldı.Bu 7 maçlık seride Kocaelispor 5 maçta kalesini gole kapattı.Son 3 maçta gol yemedi ve bu maçlardan birisi Galatasaray birisi de Göztepe deplasmanıydı.Benim için güzel olan Kocaelispor deplasmanı artık herkesin korkarak, çekinerek geleceği bir deplasman oldu.İzmit’te 6 maçtır kaybetmeyen bir takım oluştu artık.Sezon başında yapılan transferlerin çoğunluğunda başarı yakalandığını düşünüyorum.Yeni kurulan bir takım için bu oyuncu grubunu yakalamak bence başarıdır. Burada transfer döneminde etkin rol üstlenen Başkan Recep Durul ve transfer komitesini de tebrik etmek gerekiyor.Genelde genç oyunculara, milli oyunculara ve önemli lig oyuncularına gidilmesi, aç oyuncuların kadroda toplanması başarıyı getiren etkenlerden bazıları oldu.Aynı şekilde işler kötü giderken 7 maçta sadece 2 puan alan bir takım varken de Selçuk hocanın arkasında durmak cesaret ister.Burada başkan Recep Durul cesur davrandı ve risk aldı.Alınan bu riskin sonunda Kocaelispor’un bugün yakaladığı başarı başkan ve yönetim için sabrın mükafatı oldu. Bugün görüyoruz ki Kocaelispor iyi yolda ve daha iyi olacak.

Kocaelispor Pazar günü İzmir’de Göztepe deplasmanında olacak.

Ligin en zor deplasmanlarından birini gündüz oynamak iyi olacak.

Gece maçı olsa o statta çok daha güzel ve deplasman takımı için zor bir ambiyans oluşabilirdi.

Pazar akşamı Kocaelispor tarihinin önemli zaferlerinden birine tanıklık ettik.

Yeşil siyahlıklar 16 yıl önce küme düştüğü sezon bile Galatasaray’ı 5-2 yenmişti.

Şartları, imkanları ve zamanlamayı düşününce bu galibiyetin manası gerçekten çok büyük.

Bölgesel Amatör Lig’de 4 hafta geride kaldı.Bugün (Çarşamba) birçok grupta 5. maçlar oynanacak.İlimizde kent derbilerinde Gölcükspor ile Darıca Gençlerbirliği, Darıca Türkeli ile Karamürselspor karşılaşacak.

Bu sezon geçmişe nazaran takımların durumları birbirlerine biraz daha yakın gibi görünüyor.Özellikle son yıllarda takımlar arasında makaslar açıktı ama bu sezon çoğu grupta durumlar biraz daha farklı.Federasyonun teminat ücretlerini arttırmasıyla zayıf takımlar lige katılmadı.Peşine açıklanan Play-Off sitemiyle ilk 5’te yer alan takımların 3. Lig şansının olması tüm takımların iştahını kabarttı.Ayrıca son 2 takım yerine son 4 takımın kırmızıda yer alıp direk düşecek olması da takımlara biraz çeki düzen verdi.O yüzden herkes kendi imkanları doğrultusunda bir şeyler yapmaya gayret ediyor, her şeyden önce herkes kendisi için oynuyor.Bu konuda her takıma yarışacak bir hedef gösterdiği için federasyonu tebrik ediyorum.Maçlar başlamadan Vangölü FK, Adıyaman, Elazığ, Aksaray, Bayburt İl Özel İdare ve Beylerbeyi lige katılmaktan vazgeçtikleri için fikstürleri bozdular.

4 hafta sonunda Siverek, Şanlıurda Büyükşehir, Şiran Yıldız, Ulubey, Çarşamba, Gölcükspor ve Küçükçekmece 144 takım arasında puan kaybetmeden yoluna devam eden 7 takım olarak dikkat çekti. Öte yandan Bitlis, Şanlıurfa, Viranşehir, On iki Şubat, Maçka, Gölcükspor ve Küçükçekmece kalelerinde hiç gol görmediler. Çekilen takımların dışında oynan ligde henüz puanla tanışamayan Diyarbakır Büyükşehir, Nevşehir, Yatağan ve Edirne 1922 lige iyi başlayamadı.Yatağan ve Büyükçekmece Tepecikspor gol dahi atamadı.Nurlupınar’dan Aykut Sevim, 2 Eylül’den Faruk Erdoğan, Siverek Belediyespor’dan Muhammed Furkan Demir attıkları 4’er golle şu anda gol krallığını paylaşıyorlar.İlk haftalar oynanıyor ve o yüzden konuşmak için biraz erken ama gerçekten hem başarılı takımlar arasında hem de başarısız takımlar arasında ciddi sürprizler var.Beklentilerin çok uzağında olan takımlar oyuncular var.Aynı şekilde sürpriz çıkış yapan futbolcular ve takımlar oldu.Kocaeli takımlarına baktığımızda ligde 4 Kocaeli takımı bulunuyor.

Galatarasay – Trabzonspor maçını özellikle izlemek istedim.Fatih Tekke zaten hem karakteriyle hem de yaptığı ve vadettikleriyle Türkiye’de birçok kişinin ilgi duyduğu teknik direktör olmaya devam ediyor.Okan Buruk her ne kadar bazı Galatasaray taraftarları tarafından zaman zaman acımasızca eleştirilse de bence yerli olarak en iyi teknik direktör.Buruk, 2013’den beri Türkiye’de teknik direktörlük yapıyor ve Sivasspor hariç hiçbir takımda 30 maçtan az maça çıkmadı.Bu Türkiye için çok çok iyi bir rakam.Akhisar’da Türkiye kupası ve Avrupa, Başakşehir’de Süper Lig şampiyonluğu ve Galatarasay ile 3 yıl üst üste şampiyonluk..

Okan Buruk bu süre zarfında çok önemli yıldız oyuncularla da çalıştı.O yüzden -Yıldızları idare edebilir mi ?- kısmını artık konuşmaya gerek yok.Kısacası rüştünü net bir şekilde ispat etmiştir.Fatih Tekke özellikle Bodo maçında inanılmaz bir ön alan baskısı uygulayan Galatasaray’a karşı Ali Sami Yen’de nasıl bir oyun oynayacak çok merak ediyordum. O yüzden bu maçı canlı izlemek istedim.Fatih hoca beni şaşırtmadı ve inanılmaz cesur bir oyunla ve özellikle Oulai’nin üst düzey performansıyla çok iyi baskı kırdılar.Hiçbir şekilde geri adım atmadan oyunu çirkinleştirmeden ve korkmadan oynadılar.Oturmuş, tecrübeli bir kadroya karşı yeni kurulmuş genç bir kadroyla bu oyun bence ayakta alkışlanmalı.Özellikle alt liglerde çok fazla maç seyrediyorum.

Fatih Tekke ve Trabzonspor ile alakalı bu yazıyı 3 hafta önce yazmayı planlamıştım.

Kısmen başlayıp bir takım notlarda almıştım ama kısmet bu güneymiş.

Fatih Tekke - Trabzonspor birlikteliğini Klopp - Liverpool başlangıcına benzetiyorum.

Geçtiğimiz günlerde Tayyip Ateş ile birlikte yaptığımız yayında Tayfur Bingöl ile alakalı bir yorumda bulunmuştum.Tayfur bir röportajında kendisine bu sezon için 15 gol hedefi koyduğunu söylemişti.Ben de eğer Tayfur 15 ve üzeri gol atsın attığı her gol başına Tayfur forması hediye edeceğim demiştim.Tayfur gol attıkça bana mesajlar gelmeye devam ediyor.Bu beni çok mutlu ediyor.

Çünkü hem Kocaelispor kazanıyor hem de Tayfur’un liderliğinde Kocaelispor güzel bir hava yakalıyor.Serdar Dursun’un da enerjisi çok yüksekti o yüzden onun da gol atmasına çok sevindim.“Süüü” üçlemesi için biraz acele etti ama gollerden sonra o da oturur.12-13 bin kişi ile Kocaelispor desteklendi ancak harika bir atmosfer vardı. Alanyaspor istediği oyunu sahaya hiç yansıtamadı.Maçtan sonra Pereira’da bunu açıkça ifade etti zaten.Selçuk İnan, Haidara’nın yokluğundan ilginç bir sistem icat etti.Dörtlü savunmayı üç stoperle oynuyor.

Geçen hafta Syrota bu hafta da Smolcic sol bek oynadı.Aslında Muharrem oynadığı maçlarda iyi referanslar vermişti ama ben bu tercihin hocanın defansif kurgusundan kaynaklandığını düşünüyorum.Savunmayı sağlam tutarak orta sahada topa hakim olmak istiyor.unu da Jo-Linetty-Keita üçlüsüyle son iki haftada başardı diyebiliriz.Takım birbiriyle oynamaya alıştıkça ve birbirlerini tanımaya başladıkça işler daha çabuk ilerliyor. Takımlarda böyle inişli çıkışlı grafikler olabilir. Kocaelispor an itibari ile çıkış döneminde.Burada geçen hafta yazdıklarımı yinelemem gerekiyor. Bu süreçte Selçuk hoca, arkasında duran başkana ve yönetime karşı mahcup olmadı.İlk 7 haftada galibiyet alamayan bir hocanın arkasında, hele hele Türkiye’de kaç kişi durabilir bilmiyorum.

Kocaelispor, Konya deplasmanında aldığı çok kritik galibiyet ile rahat bir nefes aldı.İlk 7 haftada galibiyet alamayan takım son iki haftadan iki galibiyet çıkardı.Peki nasıl oldu bu, neler değişti, biraz onlara bakmak lazım.Öncelikle Eyüp maçıyla Konya maçını birbirine benzetmeye çalışmayalım.Çünkü bambaşka oyunlar, bambaşka sonuçlar var.Eyüp maçındaki Kocaelispor diğer maçlara oranla çok farklı bir oyun oynamamıştı.Diğer 7 maç ile arasındaki tek fark alınan 3 puandı.

Ama Konyaspor maçı için aynılarını söylemek mümkün değil.Kocaelispor sakin, özgüvenli, ne yaptığını bilerek, acele etmeden, telaşsız ve net bir oyun ortaya koydu.Daha önceden de söyledim… Konyaspor benim ligde beğendiğim takımlardan biri.Başlarında hem karakteriyle hem de antrenörlük becerileriyle çok kıymetli bir isim, Recep Uçar var.Konyaspor 3-4-3 sistemini oynuyordu ama bize karşı sahaya 4-1-4-1 çıktılar.Özellikle kenarları çok iyi kullanan bir takım.

Sağda Ndao ve Andzouana solda Muleka ve Guilherme ile etkili olabiliyorlar.Yerli olarak da Adil, Melih ve Umut Nayir gibi önemli oyuncuları var.Açık söylemek gerekirse benim çekindiğim bir rakipti.Ama hafta içi Tayfur Bingöl’ün açıklamaları bana biraz güven verdi, umutlarımı arttırdı.Kısacası Tayfur hafta içi konuştuklarının hakkını attığı 2 golle verdi.Bazı oyuncular, teknik direktörler vardır kurusıkı sözlerle umut verirler ama Tayfur gerçekten konuşmalarında samimi olduğunu sahada oynadığı futbolla gösterdi.Hem oyunuyla, hem saha içi liderliğiyle önemli bir galibiyetin baş mimarı oldu.Yeri gelmişken liderlik konusuna da değinmem lazım.Beşiktaş kaptanlıkla alakalı radikal bir karara imza attı.Kocaelispor’da kaptanlar duyuru olarak açıklandı mı bilmiyorum ama kaptanın Gökhan Değirmenci olduğunu biliyoruz.

BAL yeni sezona merhaba diyoruz.

Kesinlikle dünyanın en karmaşık en garip ligi.

Temsilcilerimiz Gölcükspor, Karamürselspor, Darıca 1934 Gençlerbirliği ve Darıca Türkeli Gençlikspor yarın (Pazar) ilk maçlarına çıkacak.

Kocaelispor 16 yıl sonra gelen ilk Süper Lig galibiyeti ile düşme potasından çıktı.8. hafta itibariyle ligde galibiyeti olmayan tek takım Kayserispor kaldı.8 haftada sadece 5 gol atabilen bir takım olmak gelecek elbette beni endişelendiriyor. Ve bu 5 golün 2’si penaltıdan 1’i serbest vuruştan...Yani 8 maçta akan oyunda sadece 2 gol atabilmişiz.Başka bir açıdan bakalım… 8 haftada sadece 2 oyuncumuz gol atmış.Sezon başından beri Kocaelispor formasını 8 maçta tam 28 futbolcu giymiş. Bu 28 futbolcudan gol atan sadece Petkovic ve Tayfur olmuş.28 farklı futbolcunun oynamasına mı sadece 2 futbolcunun gol atmasına mı daha çok şaşırdınız?Sezon başından beri skor üretmekte çok zorlanan bir takım var. Tamam, yeni takım dedik, oturması lazım dedik ama hücum aksiyonlarında işler daha iyiye gitmiyor.İlk haftalarda kenarlarda Oğulcan ve Mendes oynuyordu, yeterli değil diye düşünüyorduk.Sonra ikisi de ayrıldı, Rivas oynamaya başladı ondan da verim alamadık.Sezon başı büyük umutlarla gelen Agyei herhalde bu sezonun en büyük hayal kırıklıklarından biri oldu.Karagümrük’te geçirdiği iyi sezonun ardından Beşiktaş’a transfer olan, orada beklentileri karşılayamayıp Kasımpaşa’ya giden Can Keleş Kocaelispor’da da beklentileri karşılayamadı. En büyük beklenti oluşturan oyunculardan biriydi ama performans olarak hiç bir şey veremedi.Beni asıl düşündüren, oyuncuların performans olarak daha yukarıya çıkması gerekirken daha geriye gitmesi.Mesela Karol Linetty… İlk oyuna girdiği Fenerbahçe maçında attığı paslarla dikkatimi çekmişti. Zaten Serie A oynamış kaliteli bir oyuncu olduğunu biliyorduk. Ama sonraki maçlarda hiç aynı şeyleri bana hissettiremedi açıkçası.Jo ilk iki maçta en çok öne çıkan oyuncuydu.Herkes kulübe kazandıracağı bonservisi hesaplamaya başlamıştı.Son maçlarda o da formasını kaybetti.Takım maç kazandı, ilk 3 puanını aldı ve düşme potasından çıktı. Bu durum hepimizi mutlu etse de gerçeklerden kaçamayız. Eğer kaçarsak o gerçeklerle daha çaresiz dönemlerde yüzleşebiliriz.Ben diyorum ki, şimdi yüzleşelim!Neden takım iyi oynamıyor? Neden oyuncu performansları geri gidiyor?Neden skor üretmekte takım bu kadar zorlanıyor?Mesela Arsenal, Arteta döneminde kullandığı korner ve duran top golleriyle çok öne çıkmıştı.Geçen sezon İsmet Taşdemir ile beraber Kocaelispor taçtan goller buldu.Yani üretmek, üretmek için çalışmak, kafa yormak lazım.Bu sorunları çözmek gerekiyor.Çözemezsek yarınlar çok daha zor olacak.

Beşiktaş maçı ile birlikte 7 hafta geride kaldı.

Ortalık nedense sakin ve ben bunu bir türlü anlayamıyorum.

Ligin son sırasında olduğumuzun, henüz galibiyetimizin olamadığının farkındayız değil mi?

Kocaelispor 16 yıl sonra döndüğü süper ligde 6 haftayı geride bıraktı.

Bu sezon Süper Lig’e çıkan 3 takım an itibariyle son 3 sırayı paylaşıyor.

6 haftada 2 beraberlik alan Kocaelispor 2 puanla son sırada yer alıyor.

5. hafta geçmesine rağmen hala takım oturmadı.Görüntü 15. haftada da işler pek değişmeyecek gibi.Selçuk İnan her seferinde yeni bir takım olduklarından ötürü sabır istiyor ama artık kimsenin sabrı da pek kalmadı gibi.Tamam, kabul edelim, fikstürümüz çok iyi değildi ama bu kadar kötü bir puan tablosu da bu kulübe yakışmıyor.Kayserispor’a son dakika attığımız golle aldığımız puanın haricinde puan alamadık.Genelde Petkovic’e atılan uzun toplarla ya da Jo’nun driplingleriyle topu öne taşımaya gayret ediyoruz. Oyun kalitesi gerçekten çok düşük.Takım içinde duran top kullanacak oyuncu yok.Uzaktan şut atacak ya da bir pasla hücum oyuncularını kaleciyle karşı karşıya bırakacak kalitede bir 10 numara yok.Takım içinde kaptanlık yapacak, işler kötü giderken takımı ateşleyecek lider bir oyuncu da yok.Sezon başı neredeyse sıfırdan takım kuruldu ama belli mihenk taşı özelliğindeki oyuncular alınmadı.Bunları atlamak bu işin doğasına aykırı.Bir yönetici takımın hedefi Avrupa demişti. Başkan bey sürekli diyor zaten.Takımın başına getirilen teknik direktör daha önce herhangi bir takımı Avrupa’ya götürmüş mü ? Hayır!Kasımpaşa’da 12 maçta 11 puan almış.Gaziantep’te 43 maçta 58 puan almış, 1,35 puan ortalaması yakalamış.Kasımpaşa’da 10. sıra, Gaziantep ilk dönem 11. sıra ikinci dönem 14. sırada bitirmiş takımlar.Bu sıralamalar ya da puan ortalamaları Avrupa için yetiyor mu ? Hayır!Bütün transferler hocanın isteği doğrultusunda yapıldı.Yani hocanın oyun planına uygun oyuncular alındı.Şu anda hocanın bir oyun planı olduğunu ya da varsa sahaya yansıdığını söyleyebilir miyiz ? Hayır!Bir tane yarışma programı vardı.İnsanların yeteneklerini gösteriyorlardı, jüri o kişiyi yetenekli bulmazsa “3 Hayır”la gönderiyordu.Sorduğum sorulara hayır cevabı verince aklıma o yarışma geldi.Selçuk hocam “Sen bizden sabır istiyorsun da umudu olanın sabrı olur.Umudu olan sabretsin, benim umudum yok.

Kocaelispor’da transfer dönemi çok hareketli geçiyor.

Bir yandan yeni oyuncular gelirken diğer yandan da mevcut kadrodan ayrılıklar yaşanıyor.

Öyle hızlı geçiş yaşıyoruz ki bir gün antrenmana çıkan oyuncu yarın olmayabiliyor.

Transfer dönemi iyice çılgın bir hal almaya başladı. Türkiye’de eskiden her transfer döneminde böyle bir oyuncu gelmeden 2-3 hafta yazılır çizilir ondan sonrada büyük ses getirirdi böyle transferler.Şimdi aynı uçaktan iki yıldız iniyor. Türk futbolu önemli bir eşikte bence.Ya artık Avrupa’da kupa kovalayan bir ülke olacağız ya da uçuruma sürükleneceğiz.Galatasaray ve Fenerbahçe bu harcadıklarını Türkiye’de elde ettiği başarılarla karşılayamaz.Mutlaka Avrupa’da başarı yakalamaları gerekiyor.Ciddi bonservis ücretleri çok büyük yıllık garanti ücretler.Bu işin sonu nereye gidecek bilmiyorum ama takımlar arasındaki makas daha önce hiç olmadığı kadar açıldı.Kocaelispor ile Fenerbahçe’yi kıyaslıyorum arada çok ciddi bütçesel uçurum var. Kocaelispor’un bir sezonluk maliyetini Galatasaray sadece Uğurcan Çakır’ın bonservisini alırken ödedi.Federasyon bence şu limit saçmalığı ile alakalı açıklama yapsın.Daha fazla kendilerini rezil etmesinler.Kocaelispor 26. oyuncuya lisans çıkaramazken adamlar inanılmaz paralara transferler yapıyorlar.Galatasaray Transfermarkt verilerine göre 153 Milyon Euro ile bu sezon dünyada en çok bonservis bedeli ödeyen 14. takım oldu.Buna karşın elde ettikleri bonservis geliri sadece 16 Milyon Euro.E nerede limitler hani neden uygulanmıyor?Herkes işi kılıfına uyduruyor. Bu işin sonu hiç iyiye gitmiyor, tünelin ucu gözükmüyor. Dünyaca ünlü futbolcular Avrupa’da bulamayacakları teklifleri Türkiye’de buldukları için buraları tercih ediyorlar. Eskiden Katar ligi vardı daha sonra Çin ve ondan sonra Suudi Arabistan Ligleri çok anormal paralar harcayarak oyuncular transfer ettiler.Evet, bunların hiç biri Avrupa’da oynayan takımlar değildi ama bu oyuncuların onların liglerine ya da ülkelerine futbol anlamında çok büyük katkıları da olmadı.Son yıllarda revaçta olan Arabistan Ligi belki güncel olması nedeniyle insanların ilgisini çekiyor olabilir ama onlarda bence birkaç sene sonra bu işten vazgeçerler.Futbolcuların sadece para için geldikleri bir lig olmak bizim kalitemizi aşağıya çeker.Bunun yerine daha genç potansiyelli oyuncuların gelmesi ve burada gelişimlerini tamamlayarak daha yüksek bonservisle gitmeleri aslında doğru olandır. Samsunspor, Göztepe yeni yenide Konyaspor doğru yönetimle ve planlama ile doğru işler yapıyorlar. Transfer dönemlerinde harcayacak 50-100 Milyon Euro parası olmayan takımlar bu takımları örnek almalı. Onlar için doğru örnek bu takımlar.

Uzun yıllar sonra 3. Lig’de kritik bir karar alındı. Önceki yıllarda 3. Lig hatta 2. Lig, bölgesel yani birbirine yakın mesafedeki takımların aynı grupta yer alacağı şekilde düzenlenirdi. Önce klasman gruplarından ilk 2 sıradaki takımlar belirlenir, bu takımlar 10 takımı oluşturur ve Yükselme Grubu maçlarına çıkardı. Artan maliyetler, konaklama, ulaşım gibi giderlerin fazla olması Türkiye Futbol Federasyonu’nu yeniden böyle bir karar almaya itti.Bölgesel Amatör Lig, isminden de anlaşılacağı üzere yine yakın bölgelerdeki takımların aynı grupta olması şeklinde planlanıyor. Bir önerim var… Kocaeli’de 1. Amatör Lig’de de gruplar birbirine yakın takımların aynı gruba düşeceği şekilde gruplandırılmalı.Atıyorum Karamürsel’den Gölcük’e, İzmit’ten Derince’ye, Körfez’den Gebze’ye… 2. Amatör Lig bu anlattığım gibi. Ancak 1. Amatör Lig böyle değil. Geçen sezon şampiyon olan Karamürsel Ereğli’nin grubunda Çayırova Gençlerbirliği ve Gebze Tayfun vardı.

Bu kadarına gerek var mı?Zaten 1. Amatör Lig’de oynayan futbolcuların önemli bir kesimi çalışan ya da öğrencilerden oluşuyor. Spor yapmak için futbol oynayan bir kişi düşünün, haftanın 6 günü çalışıyor, sadece pazar tatili var.O tatil gününde de saat 15.00’teki maç için 12.30’da Karamürsel’den hareket ediyor, akşam evine 20.00 gibi geliyor.Bu şekilde haftanın tek tatil gününü de resmen bitirmiş oluyor. İlimizde yaşanan yoğun trafik ve yol çalışmaları herkesin malumu.Otobüs ve diğer lojistik desteklerin azalması gibi durumlar da buna eklenince Karamürsel takımını Çayırova takımıyla aynı gruba koymak bana göre yorgunluktan başka bir şey değil.Az önce de dediğim gibi… 2. Amatör Lig’deki uygulama çok güzel.Herkes kendine yakın takımlarla oynuyor.Play-Off’a kalırsan o zaman Kocaeli’nin diğer ucuna da gitmelisin. Antrenörlere, futbolculara, otobüse, zamana, harcanan yakıta, çekilen çileye gerçekten yazık.Kulüplerin bu yönde bir talebi oldu mu bilmiyorum ama bence “Bölgesel” 1. Amatör Lig’e destek verilecektir. Kabataslak bir hesap yaptım… Bence bunu yapmak çok kolay.Şartlara göre 4 grup yerine 3 grup bile yapılabilir. İnsanlar bu işten çok büyük paralar kazanmıyorlar.Zaten çok para kazanmak isteyen Süper Amatör ya da Bölgesel Amatör Lig’de oynuyor.O yüzden 1. Amatör Lig’de oynayanlar genelde “Hobi” olarak sporun içinde kalıyor.İnsanlara bunu sıkıntı haline getirmektense daha keyifli hale getirmek en sağlıklı yoldur.

Şehrin en büyük STK’lardan birisi olan KASKF sosyal medya kullanımda daha etkin olmalı.Bir tane Instagram, Twitter yani X hesabı açıp orada aktif şekilde yer almalı. Normal internet siteleri fena değil ama daha güncel olabilir. Puan durumları, fikstürler, maç sonuçları, Türkiye şampiyonasına giden alt yaş takımlarımızın sonuçları, farklı bilgilendirme ve haberler gibi ellerinde birçok malzeme var. Bu anlamda beklenen seviyeye mutlaka çıkmalılar. AmatorFutbol.org diye bir internet sitesi var. Kim hazırlıyor bilmiyorum ama bu site için emek sarf eden arkadaşlarımızı yürekten kutluyorum. Türkiye’nin her ilindeki amatör ligleri takip edip maç skorlarını o akşam, bilemedin bir gün sonra girmeleri ve puan durumlarını güncellemeleri inanılmaz bir durum. Gerçekten Amatör Futbol Org. sitesi sahiplerine helal olsun diyorum.Murat başkanımız bir ara Amatörkolik diye bir uygulamayı faaliyete sokacaktı. Yani Kocaeli’deki amatör maçların skorlarını anlık olarak herkes takip edecekti. Bu önemli düşünce gerçekleşirse KASKF de bu manada seviye atlayacaktır. Neticesinde dijital çağda yaşıyoruz. Erdem ağabey gazetecilik adına kağıdı çok iyi bilir ancak o da geçen gün “Zaman çok değerli.Habere ulaşma süresi gittikçe kısalıyor. Olay artık teknolojide. Ne yazık ki baskı gazeteciliği devri bu ülkede tükenme noktasında. Herkes ona göre yeni bir yol çizmek ve kendini yeni çağa hazırlamak zorunda” demişti. Çok doğru bir tespit. Benim anlatmak istediğim de bu. KASKF amatörler için çok değerli bir kurum ve büyük bir misyona sahip. Neticesinde 40 küsür branştan on binlerce sporcuya, yüz binlerce insana direkt ulaşabiliyor. Gelişen teknolojiye ayak uydurmak da bu şehirde spor yapan arkadaşlarımızın, antrenörlerimizin, başkanlarımızın ve ailelerimizin de dev KASKF ailesine katılımını hızlandıracaktır. Bilemiyorum, neticesinde her şey bütçe ile ilgili… KASKF gerekirse bu konuda yani sosyal medya ve dijitalleşme adına çalışkan, iletişim becerisi yüksek, teknoloji işini bilen, aktif ve daha da önemlisi işini severek yapan bir personel görevlendirilebilir. Dediğim gibi… İçerik anlamında bu şehir gerçekten çok fazla ürüne sahip. Kocaeli basını bana göre ülkenin en ciddi yerel basınları arasındadır ancak Kocaelispor’umuz Süper Lig’de olduğu için amatörlere zaman ayırma noktasında zaman zaman sorun yaşayabilirler. Onların da elini rahatlatmak adına şehrin sportif manadaki en ciddi kurumlarından birisi olan KASKF de yukarıda anlatmak istediğim konuya desteğini verecektir. İlimizin futboldaki marka değerini arttırmamız açısından da baktığımızda yenilikler bir anda şehrimizi daha da parlatacaktır.

Türkiye Futbol Federasyonu, amatör kulüplerden “Gelişim Liglerine” katılacak takımların listesini açıkladı. Bu listede ilimizden Kullar 1975, Kocaeli Güneşspor, Karamürsel İdmanyurdu, Gölcükspor, Gölcük Karadenizspor, Değirmenderespor ve Derince Birlikspor yer aldı.İlimizde futbolun gelişimi ve geleceği için bu adımı çok önemsiyorum. Kabul edilen tüm kulüplerimize hayırlı olsun inşallah.Zaten bu kulüplerimiz ilimizi Türkiye şampiyonalarında sık sık temsil ediyorlar.Şimdi gelişim liglerinde profesyonel takımların alt yapılarıyla ya da kendileri gibi başarılı amatör takımlarla mücadele edecekler.Futbolcuların gelişimi için kaliteli müsabakaların oynanması çok önemli.Aslında ilimizde bu yeterliliğe sahip başarılı başka takımlarda vardı, inşallah onlarda gelecek yıllarda bu liglere katılırlar.Benim futbol oynadığım dönemde U-13 U-14 gibi isimler yerine D Genç, C Genç, B Genç ve A genç olmak üzere alt yapı ligleri dört kategoride düzenlenirdi. Biz Kocaeli Harbişspor olarak bizim jenerasyonumuzla D-C-B Genç takımlarında hep Türkiye şampiyonasına katıldık. Hatta D Genç takımımızla katıldığımızda Türkiye’de son 16 takım arasına girmiş çeyrek finale çıkma maçında Beşiktaş Fulya Tesisleri’nde Sakaryaspor’a kaybederek turnuvadan elenmiştik. C Genç kategorisinde İnegölspor’a, B Genç kategorisinde de Fenerbahçe’ye elenmiştik.Ne yazık ki o jenerasyondan hiç profesyonel futbolcu çıkmadı.Şimdi bu kulüplerimizin başarılarını gördükçe o kadar mutlu oluyorum ki anlatamam.İlimizde yetişen birçok futbolcu adayı, daha çocuk denilecek yaşta önemli takımların yolunu tutuyorlar. Şimdi “Gelişim Ligleri” ile birlikte bu oyuncular hem daha çok gelişecek hem de vitrine çıkacak.Elbette bu işin kulüplerimize bir mali yükü olacak.Bu sistemin mümkün olduğunda kulüplerimize yük edilmeden gelişim odaklı sisteme oturtulması kesinlikle başarıyı arttıracaktır. Bu iş bizi aslında bir gerçekle daha yüzleştirdi. Kocaeli olarak sadece 2 olan profesyonel takım sayımızın artması için çok ciddi çalışmalar yapmak gerekiyor. Buna hazır olan kulüplerimizin bu işe daha fazla eğilmesi, planlaması ve ona göre hareket etmesi gerekiyor. Aslında bu iş sadece kulüplerinde değil şehirdeki futbol aklının doğru yönetimi ve yönlendirmesiyle de olur. Bursa son 3 yılda İnegöl Kafkas, Nilüfer Belediye ve Fethiye İdmanyurdu olmak üzere 3 amatör takımı Bölgesel Amatör Ligden profesyonel lige çıkarttı. Kocaeli’nin 2 profesyonel takımı varken Bursa’nın 7 profesyonel takımı oldu.Kocaelispor Süper Lig’de mücadele ediyor, Kocaeli’nin amatör takımları birçok futbolcuyu büyük takımlara gönderiyor ama sadece 2 tane profesyonel takımımız var!Burada bir sıkıntı var ve bu sıkıntının tedavi edilmesi gerekiyor.Doktor hastanın ayağına gitmez, hasta doktorun ayağına gelir.

Futbol deyince insanların aklına genelde sahanın içi, formalı insanlar ve top gelir.

Saha çizgileri kale ve tribünler…

Sezon bittikten sonra kısa bir tatilin ardından futbolcular bireysel olarak çalışmaya başlar.

Her sezon olduğu gibi Bölgesel Amatör Lig’inin statüsünü açıklama konusunda federasyon bu yıl da geç kalıyor. Yıllardır bu ligi takip eden bir futbolsever olarak, alıştım ama her yıl itiraz etmeye, isyan etmeye devam edeceğim! Bu işin içinde olan binlerce insan mağdur ediliyor ve bir bilinmezin içinde debelenip duruyorlar.Peki buna gerek var mı ?Aslında her ligin bir başkanı olması lazım, bu başkanların ekibiyle birlikte Türkiye Futbol Federasyonu’na bağlı olması gerekiyor. Herkes düşmüş Süper Lig’in derdine, alt ligler kimsenin umurunda değil!İlimizde Gölcükspor, Karamürselspor, Darıca Gençlerbirliği ve Darıca Türkeli önümüzdeki sezon Bölgesel Amatör Lig’de mücadele edecek.Kalbimizden geçen, bu sezon artık bir takımımızın 3. Lig’e yükselmesi.Hatta yine Play-Off sistemi olacaksa, -Ben olacağını düşünüyorum- belki de 2 takımımızın birden 3. Lig’e yükselmesi.

Gölcükspor her zaman olduğu gibi yine şampiyonluk için favorilerden biri olacak.Gölcükspor ismi hiçbir zaman ikincilik için yarışmaz.Karamürselspor’un da önümüzdeki sezonla alakalı ciddi çalışmaları olduğunu biliyorum.İlimizin en eski kulüplerinden biri olan Karamürselspor’un da 3. Lig için mücadele edeceğini düşünüyorum.Darıca Türkeli Süper Amatör Play-Off Ligi’nde çok iyi işler yapmış ve doğru hamlelerle BAL vizesi alan ilk takım olmuştu.Orada başkan Ferhat Yılmaz ve Murat Yılmaz önderliğinde çok doğru işler yapılıyor. Kurulduğu günden bu güne doğru yönetim, doğru planlama ve akılla hak ettikleri bir başarı elde ettiler ve bu başarılarını daha da ileriye taşımak isteyeceklerdir.

Darıca Gençlerbirliği’nden bahsetmek istiyorum.Darıca Gençlerbirliği neredeyse asırlık bir camia.Coğrafyası, tesisleri, sahası ve sahili ile bana göre birçok futbolcunun forma giymek isteyeceği bir kulüp.Şahıs takımı olduğu günden beri bir türlü sportif anlamda başarılı olamadı.Arif Gülen dönemi, Serdar Acarhoroz dönemi ve Onur Güneri dönemlerinde kulüp çok kötü yönetildi. Sıralama yaparsak hep daha kötüye gitti, gelen hep gideni arattı. Sedat Türedi başkanlığında oluşturulan yönetimle ilk kez Darıca’ya gerçekten katkı sağlamak isteyen insanların kulübün başına geçtiğini düşündüm. Ciddi anlamda maddi kaynak sağlandı, emek verildi.Ama orada futbol şubenin başına yanlış bir kişi getirilince sportif anlamda yine istenen başarı elde edilemedi.Keşke o dönemde kulübün yaşayan efsanesi İbrahim Erestin’den daha çok destek alınsaydı.Ben yine de Sedat Türedi başkan ve yönetiminin iyi niyetle kulübe katkı sağlamak istediğine inanıyorum. Bugün gelinen noktada, Abdullah Poyraz başkanlığında oluşturulan yönetim, Gebze Birlikspor’un yarışma hakkını satın alıp Darıca Gençlerbiriliği’ni yaşatmak ve layık olduğu yere taşımak için var gücüyle çalışıyor.Başkan yardımcıları Maşuk Sarı ve Faruk Akgün ile birlikte Darıca Gençlerbirliği’ni yeniden profesyonel liglere döndürmeyi hedefliyorlar.

Kocaelispor’da teknik direktör bilmecesi Selçuk İnan’ın imza töreni ile birlikte sona erdi. Doğrusunu, yanlışını hep birlikte göreceğiz.Kocaelispor camiası için hayırlı uğurlu olsun inşallah.Konuşulan isimlerden çok soğuk baktığım isimler vardı ama Selçuk İnan bunlardan biri değildi.Futbolculuk kariyerinde hem Trabzonspor, hem Galatasaray, hem de Milli Takımda kaptanlık yapmış, karakteriyle ön plana çıkmış önemli bir futbolcuydu.Antrenörlük kariyerinde beyefendi kişiliğini hep korudu.Sportif anlamda daha çok yazarız, konuşuruz ama kişilik olarak Kocaelispor camiasına yakışan bir profil olduğunu düşünüyorum.İşi gerçekten çok zor. Birinci adam olarak çalıştığı en büyük camia Kocaelispor olacak.Hazır bir takıma değil, baştan sona hazırlayacağı bir takıma geldi.Hem Kocaelispor için hem de Selçuk hoca için kolay bir süreç olmayacak.Yönetim kısmından, kalıcı olmaya değil Avrupa hedefine oynayan bir takım yapacağız açıklamaları gelmişti.Yönetimsel anlamda iki hafta önceki kaos ortamından artık yeni sezon planlamasına doğru geçişi görüyorum. Metin Özkan ve Selçuk Kösemen’in göreve gelmesi ve ardından teknik direktörün açıklanması bulutları dağıttı, artık gökyüzü daha mavi görünüyor. Taraftar doğru transferlerle birlikte güneşli günleri de görmek isteyecektir. Kocaelispor dün şampiyon oldu ama artık dün bitti.Şimdi bugün ve yarın var.Futbol çabuk unutur, dünde takılı kalmaz, bugüne bakar. Dün kupa kaldırırsın, yarın ıslıklanırsın… Aslında biraz da nankördür futbol…Kocaelispor o yüzden artık her hamlesini çok ince düşünerek yapmalı.Süper Lig ve transfer dönemi “Mayın döşeli bir tarla” gibidir.Eğer elinizde bir yol haritası yoksa işiniz gerçekten çok zordur.Basında çıkan Selçuk İnan’ın ekibinde 2 İzmitli olacak haberine çok sevindim.Bazı isimler yazıldı konuşuldu ben de kendi fikrimi belirtmek istiyorum. Doğan Baykuş ismine çok saygı duymakla beraber doğru bulmadığımı söylemem lazım.Genelde ikinci adam pozisyonunda ve 3. Lig’de çalıştı.Bana daha mantıklı gelen isimler Hamza Mutlu, Tolga Şanbay ve Murat Tiraki hocalardır.Ya da 2 antrenör 1 kaleci antrenörü olacaksa, kaleci antrenörlüğü için Coşkun Kapudağlı ve Eren Demir isimleri düşünülebilir. Hamza Mutlu Kocaelispor’da her ligde oynamış, önemli isimlerden birisi.Antrenörlük geçmişi olarak da Belediye Derince döneminde kendini net bir şekilde ispat etmiştir.Tolga Şanbay ismini herhalde anlatmaya gerek yok. Uzun yıllar Fenerbahçe ardından Altınordu, Erzurumspor, Kayserispor gibi önemli takımlarda görev yaptı.Merih Demiral başta olmak üzere çok sayıda genç futbolcuyu Türk futboluna kazandırdı. Tecrübesi ve bilgi birikimiyle bence ilk akla gelecek isimlerden biri olması gerekiyor.Murat Tiraki hem U-17’de hem de U-19’da Kocaelispor’a şampiyonluk getiren, çok önemli kupalar kazandıran, genç neslin önemli antrenörlerinden.Onun da A takımda Selçuk İnan gibi genç bir hocanın ekibinde olmasını çok isterim.Selçuk hoca belki tercihini 2+1 yani bir kaleci antrenörü için kullanabilir.Coşkun Kapudağlı çok uzun yıllardır hem alt liglerde son yıllarda da Kocaelispor alt yapısında kaleci departmanında çok iyi işler yaptı.Eren Demir uzun yıllardır birçok takımda kaleci antrenörlüğü yapıyor. O da bu ilin bir evladı olarak birçok takımda Kocaeli’yi temsil etti. Bu iki isim de kaleci antrenörlüğü için düşünülebilir. Teknik ekipte Kocaelili olması kimin fikriyse, gerçekten çok doğru ve güzel bir hamle. Kulübün teknik hafızası açısından önemli olduğu kadar bu kentte çok yetenekli antrenörlerin olduğunu öğrenmek açısından da çok olumlu bir gelişme. Kocaeli artık daha çok futbolcu ve antrenör yetiştirmeli…Çünkü burada inanılmaz bir potansiyel var. Sözlerimi tüm Müslüman aleminin mübarek Kurban Bayramını tebrik ederek noktalıyorum.

Esenyurt Necmi Kadıoğlu Stadyumu'nda Küçükçekmece Sportif Faaliyetler A ile İnkılap Futbol Spor Kulübü arasında oynan final maçı ile birlikte 3. Lig’e çıkan son takım belli oldu.Ligi 2. sırada bitirip şampiyonluğu Galata’ya kaptıran İnkılap, profesyonel lig vizesi alan 12. ve son takım oldu.Önümüzdeki sezonun statüsü henüz belli değil. Bölgesel Amatör Lig’de kalite, kurulduğu zamankinden bu yana dek çok düştü. Geçenlerde yine ligin sıkıntıları ile alakalı bir yazı yazmıştım. Ligi 4. bitiren takımın küme düştüğü, sondan 3. olanların kümede kaldığı durumlara şahit olduk.Önümüzdeki sezondan itibaren profesyonel liglerdeki sayıların azaltılma politikasının hayata geçmesiyle birlikte bu sezon 12 olan üst lige çıkma sayısı önümüzdeki sezon 5, sonraki sezon 4 ve 2027-2028 sezonunda ise 6 olacak.Yani bu sezon 12 takımın çıktığı Bölgesel Amatör Lig’den önümüzdeki 3 sezonda sadece 15 takım çıkabilecek.

Burada rekabeti ve özellikle de kaliteyi arttıracak hamleler yapmak gerekiyor. Bunun için en mantıklı iş 4. Lig’i kurup bu sezon ile birlikte hayata geçirmek olacaktır.-Nasıl olacak o iş- diye soranlar olacaktır.Huyumdur, bir problemi dile getiriyorsam mutlaka çözümünü de hazırlarım. Bu lig ile alakalı 3 farklı format hazırladım.4. Lig 16’şarlı 3 grupta 48 takımlı ya da 18’erli 3 grupta 54 takım şeklinde planlanabilir.Bu sezon 9. Grup’ta 16 takım, 10. Grup’ta da 4 takım olmak üzere toplam 20 takım Play-Off’a kaldı ve bu takımlardan İnkılap ile Suvermez Kapadokya üst lige çıktı. Çıkamayan 18 takım ile en iyi 3. olamadığı için Play-Off dışı kalan Yeşil Çivril ve İznikspor’u buraya dahil edersek 20 takım oluyor. 3. Lig’den düşen 12 takımla birlikte toplam 32 takım zaten hazır.Bu 32 takım her şekilde kurulacak 4. Lig’in içinde kesinlikle olmalı. 9 grupta ligi 4. ve 5. bitiren 18 takımdan Sivas 4 Eylül ve Ortaca küme düştüğü için onları çıkarıp geri kalan 16 takımı da dahil edince toplam 48 takım oluyor. 48 takımı 16’şarlı 3 farklı grupta oynatıp çok kalite bir lig organize edebiliriz.Ya da 6. olup küme düşmeyen Batlamaspor, Onikişubatspor, Şehit Kamil Belediye, Keçiören Bağlum, İzmirspor ve Sultanbeyli Belediyespor’u da 4. Lig’e dahil edip 54 takımın 18’erli 3 grupta mücadele edeceği kaliteli bir 4. Lig’i organize edebiliriz.

Son format Bölgesel Amatör Lig takımlarımızdan ziyade Süper Lig kulüplerinin destekleyeceği bir format olabilir. Olmazsa olmaz 32 takımın yanına bu sezon Süper Lig’den düşmeyen 15 takıma ve 1. Lig şampiyonuna ikinci takım kurma hakkı verilerek Avrupa’da olduğu ikinci takımlarının da A takım seviyesinde yarıştırılması ve oyuncularının gelişmesi.Bu şekilde sayı 48 olur ve yine 16’şarlı 3 grupta oynatılabilir. Ya da 19 Süper lig takımı ve Süper Lig’e çıkan 3 takımla birlikte yine 54 takım yakalanır ve 18’erli 3 grupta oynanır. Özellikle İspanya ve Almanya’da yaygın olan bu sistemde Barcelona, Real Madrid, Bayern Münih gibi dünyanın en büyük kulüpleri genç oyuncularını burada değerlendiriyorlar. Bu fikir geliştirilebilir, daha iyi hale de getirilir.Kesinlikle bir adım atılmalı, desteklenmeli ve 4. Lig olarak oynanmalı. Çıkan takımların da azaltılacak olması bu sistemin uygunluğunu daha net ortaya çıkarıyor. Göreceğiz bakalım bizi neler bekliyor olacak…

Son günlerde futbolda gündem her yörede farklı cereyan etse de alt liglerde tek gündem yaş kontenjanı kuralı.Federasyonun 3. Lig için açıkladığı futbolcu uygunluğunu kuralı ile birlikte birçok futbolcu işsiz kalma tehlikesi ile baş başa kaldı.Düşünsenize bir sabah kalkıyorsunuz ve birileri size en sevdiğiniz işi artık yapamayabileceğinizi söylüyor.Belki eşinizle akşam yemeği yerken, çocuklarınızla birlikte gelecek günlerden, onların eğitimlerinden falan konuşuyorsunuz ve planlar yapıyorsunuz ama sabah bir kalkıyorsunuz bunların hepsi hayal olmuş.Anayasaya, insan haklarına aykırı bir durum ama mürekkeple kağıda yazılanlardan ziyade insanların vicdanları benim için daha önemli.Bu kararı alırken vicdanınızla girdiğiniz münakaşadan nasıl galip çıktınız ?Futbolu kısıtlama ile yasak geliştiremezsiniz. Dünyanın hiçbir yerinde örneği yok!Uzun yıllardır futbolda böyle saçmalıklar yoktu. Avrupa’ya oyuncular gönderdik, Milli takımımız başarılı olmaya başladı. Arda Güler kontenjan kuralı ile mi Real Madrid’e transfer oldu? Kenan Yıldız kontenjan kuralından dolayı mı Juventus’ta oynuyor? Lamine Yamal genç oyuncu oynatma zorunluğundan dolayı mı oynuyor?Barcelona’nın hücum hattında 17 yaşındaki Yamal da 37 yaşındaki Lewandowski de oynuyor.İyi oyuncu her yerde oynar, yaşı kaç olursa olsun.

3. Lig’de şampiyon olan Muğlaspor’un kalesini 2005 doğumlu Akil Şakirt korudu.Yine 3. Lig’de şampiyon olan Mardin’de 2004 doğumlu Ali Kılıç önemli katkı verdi.Maddi olarak hiçbir sıkıntısı olmayan Bursaspor’da 2003 doğumlu Abdullah Tazgel neredeyse bütün maçlarda oynadı.Ayvalıkgücü’nde 2004’lü Ali Habeşoğlu muhteşem sezon geçirdi ve takımını 2. Lig’e çıkarmak için her şeyini veriyor.Daha fazla örnek veririm… Bu işin yolu da, yöntemi de “Kontenjan yasağı” değildir!“Kulüpler maliyetlerin artmasından dolayı federasyona yaş kontenjan kuralı gelmesi için talepte bulundu” deniliyor. Ben bunu anlamıyorum… Kıymetli yöneticiler… Siz kendinize kontenjan koyun, “Bir oyuncuya bu rakamdan fazlasını vermem” deyin, “25 yaş üzeri oyuncu almam” deyin. Siz yönetici değil misiniz, kendi kendinizi yönetemiyor musunuz, neden birilerine gidip “Bizi yönetin” diyorsunuz ?Dediğim gibi, bence siz kendinize kota koyun, 25 yaş üzeri 5 futbolcudan fazlasını almayın.Sizi fazlasını yapmaya kim zorluyor? –Serbest- diye 25 tane 30 yaş üzeri oyuncu almak zorunda değilsiniz ki.Bir soru da federasyona sormak lazım. Alacağı olup da federasyona başvuran futbolculara ne kadar yardımcı oluyorsunuz ? Onların haklarını ne kadar savunuyorsunuz ?Kulüplere neden ödemelerini yapmadıklarını ve borçlu olmalarına rağmen hala neden yeni oyuncular transfer ettiklerini soruyor musunuz ?Amacınız genç oyuncular falan değil biliyorum ama alın size fikir vereyim bakalım ne kadar samimisiniz.Federasyonda dosyası olan kulüplere kademeli olarak 25 yaş üzeri, 23 yaş üzeri, 21 yaş üzeri transfer yasakları getirin. Futbolcusuna borcu olan kulüpler dosya sayısına göre belli yaş üzerinde oyuncu transfer edemesin. Düzgün yönetilen kulüplere karışmayın.Federasyon adil olmalı, taraf olmadan adaletli bir şekilde hem kulüplerin hem de futbolcuların haklarını korumalı. Kişilerin değil adaletin tarafı olun…

Pazar günü Kocaeli’nin 3. Lig hedefi kalan son takımı Gölcükspor’un Hendekspor ile oynadığı Play-Off 1. Tur maçını izlemek için Bursa’ya gittim.Maça ilgi benim beklentimin altındaydı.

Karşılaşmaya sadece Gölcük için değil Hendek için de tahmin ettiğimin çok altında seyirci gelmişti. Hendek’teki maçta normalde ön libero olan Haktan Çakır sağbek oynamış ve yaptığı hatadan Gölcükspor golü bulmuştu.

Bu maçta yine kendi mevkisinde değil de stoperde oynayan Haktan Çakır son adamı indirince 12. dakikada Hendekspor’u 10 kişi bıraktı.

Uzun yıllar sonra Kocaeli’den bir takımımızı profesyonel lige çıkarma şansımız var.Play-Off sistemi bu yıl oldukça zorlu geçecek.16 takımdan sadece bir takım mutlu sona ulaşacak.1. Tur, Çeyrek Final, Yarı Final ve Final olmak üzere toplam 4 maçı kazanan takım 3. Lig vizesi alacak.Maçlar tarafsız sahada ve tek maç olarak oynanacak.11 Mayıs Pazar Gölcükspor, Hendekspor ile Bursa Mustafakemalpaşa Stadı’nda 1. turda karşı karşıya gelecek.

Kazanan takım çeyrek finalde Edremit – Torbalı maçının galibi ile oynayacak.Bu maç öncesi ne Kocaeli’de ne de ilçede o havayı göremediğimi üzülerek belirtmem gerekiyor.Elbette bunda Kocaelispor’un şampiyonluğun payı büyük ve buna saygıda duyuyorum.Gölcükspor’un 3. Lig’e çıkması Kocaelispor için de Kocaeli futbolu için de aslında çok önemli.Bu yıl Belediye Derincespor’da bir çok Kocaelili futbolcu forma giydi.Bursa ve Antalya gibi illerin profesyonel liglerdeki takımları hızla artarken ne yazık ki Kocaeli olarak çok geride kaldık.

Bunun için herkesin desteği, duası bu dönemde Gölcükspor ile olması gerekiyor.Gölcükspor yönetimi üzerine düşüne fazlasıyla yaptı ve yapmaya da devam ediyor.Sezon başında ve devre arasında yapılan transferler, kurulan iddialı kadro belki sezonu şampiyon bitirmedi ama bugün hala şansı devam ediyor.