Yazmalıyım!

"Eskiden gece aklıma bir fikir geldiğinde bu fikri unutmamak için yataktan kalkar, düşüncelerimi beynimden kaleme, kalemden kağıda dökerdim" der kahramanımız.

Çok uzak olmayan bir geçmişte böyleymiş kendisi. Bugünlerde içinden yazmak gelmesi bir yana zihnindeki kurtlar kafasının içindeki fikir kırıntılarını kemirmiş.

"Ne yapmalıyım?" diye soruyor.

Şimdi zihni çöple dolu. Belediyenin ihbar hattına yazıp yazamayacağını merak ediyor. Neden mi? Gelip zihnini foşur foşur yıkasınlar diye.

İnsan zihni pis kokar mıymış? “Kokuyormuş" diyor. Bu pis kokuların kaynağı zihnindeki bir boşlukmuş. Asla kötü düşünceler değil.

Bir çare arıyor yazabilmek için.

İğneyle kuyu kazar gibi zihninin derinliklerinde çekip çıkarabileceği bir fikir arıyor. Bu, başını yastığa koyduğunda dönüp duracağı anların başlangıcı oluyor.

Üniversite mezunu kendisi. Ne de güzel yazarmış öğrenciyken. Acaba nedir zihnini çöplüğe çeviren? Geçim kaygısı, hayat şartları... Mesleğini yapmak isterken kendini garsonluk yapar halde bulup üstüne bir de "ama siz de iş beğenmiyorunuz" diyenler...

Öyle “aman aman” derin konulara da girmek istemiyor. Yazmak ve galiba kendini anlatmak istiyor. Kendisi gibi milyonların olduğunu bildiği dünyada tünelin ucundaki ışığı arıyor gözleri. O ışık aklına gelecek ilk fikir olacak, yılladır peşinden koştuğu. "O fikre ulaştığımda artık özgürleşmiş olacağım" diyor. Ne muhteşem bir şeymiş özgürleşmek! Hava gibi su gibi.

Yazmak suyuna su, havasına hava olacak.

Tek yapması gereken zihninde ilk kıvılcım olacak o fikri çekip çıkarmak eskisi gibi. Son viraja girerken pes eden olmak istemeyen kahramanımız, zihnini temizleyecek ilk ışığı gözlüyor.

"Yazmalıyım" diyor.

***

Nobel ödüllü yazar Jose Saramago’ya bir röportajında soruyorlar: Yazmaya başlamak için ne gerekir?

Saramago, bu soruya “oturmak” şeklinde cevap veriyor.

Ben de şimdi Nokta Gazetesi’nde yazma fırsatı buldum. Oturdum ve bilgisayarımı açtım.

Ama bu soru bana sorulsaydı “oturmak” yanında bir de “Emirhan Akman” cevabını verirdim. Defaatle “yazmalısın” diye ısrar eden ve uzun süre sonra beni tekrar yazmaya teşvik eden Emirhan Akman’a,

Her gündem toplantısında “Yazın nerede?” sorusu ile artık yazmam gerektiğinin farkına vardıran Cansu Kızılkaya’ya,

Ve “kalemimi” her fırsatta çok beğendiğini ifade eden sevgili eşim Saniye Birinci’ye teşekkürlerimi iletiyorum.

Jose Saramago yazmak Murathan Birinci
SON DAKİKA HABERLERİ

Murathan Birinci Diğer Yazıları