Güven, Ama Şimdi

“Hiçbir şeyi görünüşüne göre kabul etme; her şeyi kanıtlara göre kabul et. Bundan daha iyi bir kural yoktur.” Büyük Umutlar- Charles Dickens

Büyük Umutlar, büyük beklentilerin getirdiği yanılsamalar ve güven teması üzerinde bir haylice duran bir klasik romandır. Hayat umut etmeden yaşanması mümkün olmaan uzun bir süredir. Umut ise, insanlar arasında ancak güven sayesinde var olur. Güveni zedelemek örneğin, şüpheciliğin (sinisizmin, kötümserliğin) birlikte yaşadığımız anı çalması ve hayalini kurduğumuz yarınları soldurması demektir bir anlamda.

Suç tanımı ile ilgili kötülük üzerine incelikli bir düşünme modeli, kötülüğün verdiği zararın, sadece zarar verdiği ve/veya korkuttuğu an ve kişiyle ilgili bir sonuç oluşturmakla kalmayıp, maruz bıraktığı kişiler ve topluma endişe, güven eksikliği ve umut kırılması yaşatması ile ilgilidir. Yani kaldıraç etkisiyle, yaptığınız en ufak kötücüllük içeren nezaketsizlik ya da kötülük, cüretinden daha büyük bir zarar verir. Zarar verdiği asıl eksen de, hayatımızı şekilldendiren bir eksendir üstelik. Güven ekseni.

"The Agency/ Post-Truth, Post-Trust, Post-Reality" raporu, küresel sivil ve siyasal düzenin üç temel dayanağının "Hakikat, Güven ve Gerçeklik"'in eş zamanlı ve derin bir erozyon geçirdiğini ortaya koyan bir rapor. Rapor, modern toplumların dayandığı rasyonel zeminin kayganlaşmasını, yeni bir toplumsal krizin habercisi olarak nitelendiriyor.

Hakikat Sonrası (Post-Truth) ve Gerçeklik Krizi

​Raporun en çarpıcı tespiti, nesnel olguların, duygusal çekiciliği yüksek anlatılar ve katı siyasi kimlikler karşısında ikincil bir konuma düşmesi. Bu yeni bilgi rejiminde olguların muğlaklaşması bilimsel veriler ve kanıtlanmış gerçekler dahi, bireylerin kendi inanç ve aidiyetlerini pekiştiren kanaatlerin gölgesinde kalmaktadır. Hakikat ile kişisel görüş arasındaki sınırlar kaybolmuş, bu durum "alternatif gerçeklikler" etrafında toplanmış, kendi içine kapalı toplulukların (ring-fenced communities) oluşumuna yol açmıştır.

​Siyasi kültürde rasyonel tartışma yerine, soyut inançlara, mitlere ve duygusal reaksiyonlara dayalı anlatıların ağırlığı artmıştır. Uzmanlar, bu durumun toplumları manipülasyona açık hale getirdiğini ve farklı düşünenin "ötekileştirilerek" şeytanlaştırılması eğilimini güçlendirdiğini vurgulamaktadır.

Hoş geldin Orta Çağ. Etrafınızda ilkel insana yakışan tavırlarla bu çağda yaşayan ve okumuş etmiş insanlar görmeye başlamanız işte bu yüzden.

Güven Sonrası (Post-Trust) Dönem ve Kurumsal Çöküş

​Toplumsal yapının çimentosu olan kurumsal güven, hızla tükeniyor bu rapora göre. Rapor, bu çöküşün kökenini şu nedenlere bağlamış.

Kırılan Kurumsal İtibar

Hükümetler, ana akım medya, iş dünyası ve sivil toplum kuruluşları, son yirmi beş yıldaki sistemik başarısızlıklar ve şeffaflık eksikliği nedeniyle kamuoyu nezdindeki kredibilitelerini büyük ölçüde yitirmiştir.

Geleceğe Dair Karamsarlık

Kurumlara olan güvensizlik, toplumsal kırgınlık (grievance) duygusunu derinleştirmekte ve bu durum, özellikle gelişmiş ülkelerde, gelecek nesillerin kendilerinden daha iyi bir hayata sahip olacağına dair iyimserliği tarihsel seviyede düşürmektedir.

Dijital Ortamın Rolü

İlgiye dayalı iş modelleriyle çalışan çevrimiçi platformlar ve dezenformasyonun sistematik yayılımı, güvensizlik döngüsünü besleyerek bu kurumsal krizi sürekli hale getirmektedir.

Küresel Sonuçlar ve Otokratikleşme Eğilimi

Hakikat ve güvenin çözülmesi, küresel siyaset sahnesini temelden sarsmaktadır:
​Demokrasinin Gerilemesi: 2025 itibarıyla, dünya genelinde otokratikleşme eğilimi hız kesmemektedir. Ortalama dünya vatandaşının demokrasi düzeyi 1980'li yıllara geri dönmüş; otokrasiler, yirmi yılı aşkın bir aradan sonra ilk kez demokrasilerden sayıca fazla hale gelmiştir.

İfade Özgürlüğündeki Alarm

İfade ve basın özgürlüğü alanındaki kayıplar endişe verici boyutlara ulaşmış durumda yeryüzünde. Bu durum hem siyasi muhaliflerin hem de gazetecilerin baskı altında olduğu bir ortam yaratmış durumda. Sonuç olarak rapor, liderlerin bu "üçlü kriz" karşısında sadece dezenformasyonla mücadele etmenin ötesine geçerek, halkın köklü şikayetlerini ve sistemik adaletsizlik hissini dürüstçe ele alıp kurumsal güveni yeniden inşa etme yoluna girmeleri gerektiğini bir zorunluluk olarak işaret ediyor.

SON DAKİKA HABERLERİ

Dilek Tosun Diğer Yazıları