Sörler Okulu meydanında görsel bir yanlışlık ve betonlaşma üzerine

İzmit’in göbeğinde, Tepecik Mahallesi Acısu mevkiinde senelerdir saklı kalan bir tarih nihayet nefes aldı. Fransız Mektebi ya da halk arasındaki bilinen adıyla Sörler Okulu’ndan bahsediyorum.

Uzun yıllar Sörler Okulu’nun önünü kapatan Vergi Dairesi binası dayanıksız olduğu gerekçesiyle yıkıldı. Bu yıkım ardında sadece bir boşluk bırakmadı. Bu yıkım kent hafızasındaki önemli bir boşluğu dolduracak büyük bir fırsat bıraktı. Alanın hemen arkasında, L şeklinde iki yapıdan oluşan, 300 metrekare taban alanına sahip 4 katlı tarihi taş bina, nefes almaya başladı.

Ancak bu dönüşüm kolay olmadı. Büyükşehir Belediyesi bu alana bölge sakinlerinin ihtiyacını karşılayacak 7 katlı mekanik bir otopark yapmak istedi. Bu fikir kent kamuoyunu ikiye böldü. Esnaf büyük bir ihtiyaç olan otopark fikrini desteklerken, şehir plancıları, mimarlar ve akademik odalar alanın tarihi dokusunun öne çıkması gerektiğini savundu.

Bu görüşü en çok savunanlardan biri de Biz İzmit’iz Grubu Kurucusu Hüseyin Erol’du. Erol en başından beri kamusal kazanca, tarihi korumaya öncelik verdi. Gelen tepkiler ve geri dönüşler sonrası Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın alana otopark değil, park yapılacağını söyledi. Tarihi binanın önündeki düzenleme sona erdi...

Biz de geçtiğimiz pazar günü eşim Sancar’la birlikte Zabıtan’daki evimizden İzmit merkezine 20 dakikalık bir yürüyüş yaptık.

Yol üstünde, Körfez’e nazır Saat Kulesi’nin altındaki yapay şelale beni bir kez daha çok üzdü. Alan bakımsız, estetikten uzak ve rahatsız edici... Orası, binlerce İzmitlinin her gün geçtiği bir nokta. Buradaki korkunç bakımsız beton duvarlar çirkin bir görüntü oluşturuyor. Bir kez daha ‘Bu alan acilen elden geçirilmeli’ diye düşündüm.

Şimdi dönelim Sörler Okulu’nun önüne… Binanın solunda, Antikkapı’nın yeni işletmelerinden Halka Kafe bulunuyor. Uygun fiyatlarıyla özellikle çevredeki banka çalışanları ve aileler için cazip bir alternatif olmuş.

5 gün önce açılmış bu kafede simit 13 TL, çay 10 TL, üçgen peynirli çaylı simitli kahvaltı 25 TL. Ice Latte 60, ayran 20 TL. Ayranın markası Antikkapı. Özellikle Derince Belediyesi’ne ait Çenesuyu markasının 6 TL’ye sunduğu ayranı düşününce, Antikkapı markasının ayranı biraz pahalı gibi geldi bana.

Ben Ice Latte eşim ise çay içti. 70 TL’ye iki kişi içecek tüketmek, günümüz şartlarında oldukça uygun.

Kafenin önüne atılan masalar doluydu. Aileler masalarda oturuyor, çocuklar tırmanma demirlerinde oynuyor, bazıları top peşinde koşuyordu. Trafiğe kapalı alan sayesinde çocuklar için oldukça güvenli bir ortam var.

Ancak Antikkapı’nın Ormanya ürünlerini sattığı satış noktası tam da masaların önüne yapılmış. Bu da Sörler Okulu’nun siluetini görmeyi imkânsız hale getiriyor. Bu yapı alanın bir köşesine, duvar kenarına yapılmalıydı.

Parkın sağ tarafında ise başka bir yapı var. Yakında satış noktası olarak kullanılacağı konuşuluyor. Umarım bölge esnafıyla rekabet yaratacak bir dokunuş olmaz. Büyük ihtimalle Taze markası buraya gelebilir.

Genel olarak bu tür alanların kamuya açılması, nefes alınabilecek yerler yaratılması çok önemli. Ama ne yazık ki İzmit’te hemen her yeni düzenleme beton üzerine kurulu. Kent Meydanı, Milli İrade Meydanı ve şimdi de Sörler Okulu çevresi… Yine beton.

Bu alanlar sıcak havalarda insanı kaçıracak yüzeyler. Kocaeli’de betondan ziyade; çim alanlar, ağaç gölgeleriyle serinleyen alanlara ihtiyacımız var. Artık betona doyduk.

Ne yazık ki bu örnekler tek değil. Benzer bir dönüşümü Yeni Cuma Parkı’nda da görüyorum. Bence yapılan düzenleme alanın samimiyetini kaybettirdi. Artık orası da beton bir alan gibi geliyor bana. İzmit gibi tarihi ve doğal güzellikleri iç içe yaşayan bir kentte, ‘meydan’ ve ‘park’ anlayışımızı acilen değiştirmeliyiz.

SON DAKİKA HABERLERİ

Cansu Kızılkaya Diğer Yazıları